Tarkan’ın bir klibiyle hayatımıza giren, iki yıl önce evlenen ve televizyona ara veren, Zeynep Beşerler mutlu evliliğini ve yeni gezi programını anlattı...
Evliliğiniz nasıl gidiyor? Güzel gidiyor, evlilik keyifli bir şeymiş. Herkese tavsiye ediyorum. Sürekli en yakın arkadaşınla berabersin ve hayatı paylaşıyorsun. Tabi aslında bir parça kısıtlamalar devreye giriyor, bu kadar yıllık özgürlüğün biraz da olsa gidiyor, bu noktada bir bocalama yaşıyorsun başlangıçta. Ama iki taraf da birbirine saygı duyunca problem kalmıyor.
Yemek ve ev işi yapıyor musunuz? Ben zaten yemek yaparım. Sonuçta 18 yaşından beri yalnız yaşadığım için alışkınım yemek yapmaya. Genelde haftanın iki gecesi dışarıda yiyoruz, onun dışında mutlaka evde bir şeyler oluyor. Bulaşık makinesini boşaltmak dışında ev işleriyle hiçbir problemim yok. Evin bütün eksikleri benden sorulur. Her hafta mutlaka market alışverişine giderim.
Evlendikten sonra sizi dizilerde göremez olduk? Aslında biraz ara vermek, evlilik hayatının keyfini çıkartmak istedim. Ev hayatına alışalım, düzenimiz otursun istedim. Bir de, Arka Sokaklar dizisinde baya yoğun çalıştım. Biraz dinlenmeye ihtiyacım vardı, iyi de geldi açıkçası.
Dizilere dönüyorsunuz yani… Bu seneyi de hafif geçireyim dedim, o yüzden televizyon programıyla başladım. Ama seneye bir şey yapmış olurum. Çalışırken set saatleri çok yoğun oluyor, ağır bir tempo, söyleniyorsun ama uzak kalınca çok özleniyor. Çok özledim.
Sektör içerisinde ara verince unutulurum diye korkmadınız mı? Hiç korkmadım. Bir şekilde bir yer edindiysen, birilerinin aklına kazındıysan çok büyük korkuların olmuyor. Bir de benim başrol oynamalıyım gibi bir derdim hiç yok. Öyle büyük hırslarım, egom olmadı. Belki de ondan korkum olmuyor. Unutulursam da yapacak bir şey yok, annemin karnından oyuncu olarak doğmadım sonuçta.
Cesur sahneler olursa eşinizi düşünür müsün? Aslında oyunculuğu gerekliliği düşünmemek. Ama artık bir eşim ve onun ailesi var. Ben bunları düşünmek zorundayım.
Yelken nasıl girdi hayatınıza? Hayatımda pek çok şey tesadüfle başladı. Yelkende öyle. Bodrum’da Famous Cup’lar olur, çok keyifli bir yarıştır. Uzun süre katıldım bu yarışlara ve galiba bu işi seveceğim dedim. Zaten spor bir şekilde hayatımda vardı. Ama son dönemde iş yoğunluğundan bir şey yapamıyordum.
Sonra yelken başlayınca bütün boş zamanlarımı ona ayırmaya başladım. Şimdi bakıyorum, iyi ki hayatımda kendim için böyle bir şey yapmışım. Çok keyifli, büyük bir özgürlük. Deniz üstünde rüzgarla gidiyorsun. Daha büyük bir özgürlük olamaz. Başka hiçbir şey düşünemezsin, çünkü düşünürsen başına her türlü şey gelebilir. Bu yüzden iyi bir meditasyon. Senin kendinle baş başa kalmanı sağlıyor.
Program nasıl gidiyor? Gayet güzel gidiyor. Sky 360’da yayınlanıyor. Her hafta bir ülkeye gidiyorum, o ülkeyi tanıtmaya çalışıyoruz. Uçağa atlıyoruz, bütün gün sokaklarda dolaşıyoruz. Bayağı yorucu ama çok keyifli ve eğlenceli. İki gün evden uzak kalıyorum.
Sektörde sizi en çok ne zorladı? Benim içim neyse dışımda odur. Ne düşünürsem onu söylerim, değiştirmem, kıvırmam. Hatta biraz fazla netim diyebilirim. Maalesef bu sektörde iş ve insan ilişkileri böyle değil. Yüzüne çok iyi şeyler söyleyen birisi, arkadan çok kötü şeyler söyleyebiliyor. Oralıkta hırslar, egolar çarpışıyor.
Anne olmayı istiyor musunuz? Çok istiyorum. Ama bunun için plan, program yapmıyorum. Zamanı gelince olacaktır. Emir’e göre kuralcı bir anne olacakmışım, öyle diyor.