ZEYNEP BEŞERLER İTİRAF ETTİ!

Zeynep Beşerler, Kenan İmirzalioğlu ile ilişkilerine nasıl başladıklarını anlattı.

ZEYNEP BEŞERLER İTİRAF ETTİ!

Mutlu sonları seven, duygularını hiç çekinmeden dile getiren, hatta sevdiği erkeğe ondan hoşlandığını itiraf edebilecek kadar cesur bir kadın Zeynep Beşerler. Şimdiye kadar küçük hanımefendiyi andıran karakterleri canlandırsa da futbol oynamaktan daha büyük keyif alacak kadar deli dolu. Israrla kameralardan uzak, sakin bir hayat yaşamaya çalışan Beşerler, bunda pek başarılı olmadığının farkında. Üstelik hakkında yazılıp çizilenlerden şikâyetçi de değil. Marie Claire'e kendini anlatan Beşerler’in tek endişesi; izleyenlerin oyunculuğu bir meslek olarak görememe ihtimali...

‘POT KIRMAKTA ÜSTÜME YOK’
“Bir yaz tatilimde otelde kalan; bir, iki yaşlarında çok tatlı bir çocukla oynuyordum. Bir süre sonra yanımıza annesi geldi. Biraz kiloluydu. Sohbete başlamak için; ‘İkinci bebek yolda galiba’ dedim. Bana dönerek; ‘Birinciden kalanlar’ dedi. Beynimden aşağı kaynar sular döküldü. Pot kırmakta üstüme yok.”

‘EVLİLİK İÇİN ERKEN’
“Evlilik için daha erken, ama ileride elbette bir gün evleneceğim ve çocuk sahibi olacağım. Aslında; ‘Daha erken’ diye diye 31 yaşıma geldim. Yine de hazır hissetmiyorum.Daha yapmak istediklerim var. Çocuk doğurup bakıcının eline vermektense, biraz daha sabredip kendim büyütmek istiyorum.”

‘MUTLU SONLARA BAYILIRIM’
“Notting Hill’i defalarca izleyebilirim. Zaten romantik komedilere bayılıyorum. Bence hayata neşe, renk ve tat katıyorlar. Dün akşam ‘Hangover’ı izliyordum. Bitince evin içinde; ‘Bayılırım mutlu sonla biten filmlere’ diye gülümseyerek dolaşmaya başladım. Mutlu sonları ne kadar çok sevdiğimi size anlatamam.”

‘KİLOM DEĞİŞMEDİ AMA VÜCUDUM MAALESEF...’
“Yıllarca tenis ve voleybol oynadım. İnsan yıllarca bu tarz sporları yapınca, salona gidip de birmakinenin üzerinde belirli bir süre yürümek çok anlamsız geliyor. Ancak vücudu korumak için onu da yapmak lazım. Yaş 30’ugeçtikten sonra ister istemez deformasyon başlıyor. O süreçten kaçamıyorsunuz. Hâlâ 25 yaşımdaki kilomdayım ama vücudummaalesef aynı değil.”

‘ÇOK UYUMLUYUM’
“Aslan burcuyum. Yükselenimise Yay. Bu iki burcun ortasında bir yerde olduğuma inanıyorum. Aslan kadar kibirli değilim. ‘Dediğim olsun’ gibi bir inadım yoktur. Tamtersi, oldukça uyumlu olduğum dahi söylenebilir.”

‘YUMUŞAK KALPLİYİM’
“Son derece yumuşak kalpliyim. Olur olmadık her şeye acıyıp, üzülen, hatta perişan olan tiplerdenim. Ancak bunu asla belli etmem. Özellikle de üzüntülerimi... Bu bazen büyük zarar veriyor ve yıpratıyor tabii.”

‘50 YAŞINDAN SONRA ESTETİĞE KARŞI DEĞİLİM’
“30’lu yaşlarla çizgiler ve kırışıklıklar da kendini göstermeye başlıyor ama ben bu yaşlarda estetiğe çok da sıcak bakmıyorum. 50’den sonra, o da doğru yapılırsa olabilir...Çizgileri doldurmak adına tabii ki birkaç işlem yaptırılabilir ama ifadenin değişmesi çok kötü. Özellikle bizimişimizdemimikler çok önemli, onlar aracılığı ile para kazanıyoruz. Dolayısıyla onları öldürmememiz gerekir. Ne yazık ki dolgu enjekte ettirenler ya da aşırı botoks yaptıranlar mimik yaptıkları zaman ya yüzlerindeki başka bölgeler oynuyor ya da hiç oynamıyor.”

‘ET, ABUR CUBUR, TATLI, HAMUR İŞİ YEMEM’
“Diyet yapmam, dikkatli de beslenmem. İzmirli olduğum için sebze ağırlıklı besleniyorumve daha çok da zeytinyağlı yiyecekler tüketiyorum. Etle aramhiç iyi değildir. Abur cuburla da iyi bir ilişkimyok. Hamur işi sevmem. Tatlı hiç yemem. Bu küçüklüğümden beri böyleydi. Diyet yaptığımdan değil yani.”

‘ERKEK ÇOCUĞU GİBİYDİM’
“Bayağı haşarı bir çocuktum. Annemlerin arkadaşlarının çocukları da hep erkekti. Onlarla büyüdüm. Çok güzel futbol oynardım. Adımda ‘Bolusporlu Zeynel’di. Düz duvara tırmanan erkek çocuğu gibi olduğumu anlatırlar.Hatta bir gün top oynamaya giderken merdivenlerden düşüp ayağımı çatlatmıştım. Bir hafta sonra alçılı ayağımla tekrar futbol oynamaya kalkışmış, bu sefer de alçıyı çatlatmıştım. Kuduruk, paldır küldür koşturan bir çocuktum. Bu hâlâ böyle. O günkü arkadaşlarımla da çok yakınım. Bana ‘askerlik arkadaşım’ diyorlar.”

‘DUDAKLARIMI SEVMİYORUM’
“Dudaklarımdan hiç hoşlanmıyorum. Bir gülüyorum yüzümün yarısı ağız oluyor. Küçükken halamın dudaklarını çok kıskanırdım. İncecikti. Yazın narçiçeği renginde ruj sürerdi hep. Ben sürsemyüzümün yarısı ruj oluyor, sinirleniyorum. Ellerimve ayaklarımda çok büyüktür ama buna çok da takılmıyorum.”

‘İlk adımı atmaktan çekinmem, Kenan’a da ilk ben açılmıştım’
“Kenan ile Alacakaranlık’ta beraber oynuyorduk. Dizi başladıktan altı ay sonra çıkmaya başladık. İnanmayacaksınız ama kendisinden hoşlandığımı gidip ben söylemiştim. Öyle rahat bir yanım da var; ‘Ne olacak canım’ diyorum. Erkeklerle büyüdüğüm içindir belki de. Ben geleneksel kadın oyunlarını bilmem. Şunu yaparsam bu şekilde sonuçlanır gibi... Susup oturmak da bana göre değil. Bir şey varsa içimde, direkt gider ve söylerim. Rezil olmak umurumda olmaz. Tabii bu şekilde davrandığım için üzüldüğüm, kaybettiğim de oldu ama hiçbir zaman pişman olmadım.”