'ZENGİN KOCA ARAMIYORUM!'

7'den 70'e herkesi gülmekten kırıp geçiren sportif yarışma Wipe Out'un sunucusu Asuman Krause, eğlenceli yorumları ve enerji dolu tarzıyla ekranların yeni gözdesi haline geldi

'ZENGİN KOCA ARAMIYORUM!'

Yaklaşık iki aydır Show TV ekranlarında yayınlanan 'Wipe Out' adlı yarışma, izleyen herkesi gülmekten kırıp geçiriyor. İlginç yarışmacıları kadar sunucusu Asuman Krause de programın beğenilmesinde büyük etken. Yarışmacılara taktığı lakaplarla, yaptığı esprili yorumlarla hayranlarının sayısını katlayan Krause, çekimlerin yapıldığı Arjantin'de çok eğlendiğini ve tekrar gitmeyi dört gözle beklediğini söylüyor. Tabii bu sefer, 'nasıl olsa orada yaz' yanılgısına düşmeyip ne kadar kazak, hırka varsa götüreceğini de sözlerine ekliyor. Krause'la 'Wipe Out'u ve müzik hayatını konuştuk...

ÇOK AVRUPAİ BİR İŞ
* 'Wipe Out'u sunmaya 'evet' derken, sizi cezbeden sunuculuk yapmak mıydı, yoksa kışı sıcak bir memlekette geçirmek fikri miydi?
Evet ya, sıcak diye kabul etmişim meğer (gülüyor). Aslına bakarsan sunuculuk yapmak tabii... Daha önce de sunuculuk teklifi almıştım fakat, 'Wipe Out'un tanıtım DVD'sini izleyince 'Bu işte olmalıyım' dedim. Çünkü çok Avrupai bir iş...

* Sizin enerjiniz de yarışmaya çok uyuyor aslına bakarsanız...
Evet, evet. Gelen yorumlar da öyle. Bence yapım şirketimiz Endemol de bunu göz önünde bulundurarak sunuculuğu bana teklif etti. Galiba ilk akıllarına gelen isimdim.

* Her ne kadar insanlar yarışsa da, aslında bu bir eğlence programı. Siz de komik ve eğlencelisiniz. Bu yüzden de iyi bir buluşma olmuş aslında...
Çok doğru. Biçilmiş kaftan mı derler, tam öyle yani. Aslına bakarsanız, Endemol Türkiye'ye çok teşekkür ediyorum, çünkü onların sayesinde uluslararası bir platformda çalışma şansı buldum. Eğer şov işi yapıyorsanız, bu gerçekten insana bir şeyler katıyor. Onun dışında; dediğiniz gibi bir yarışma ama eğlencesi çok, durum komedisi gibi bir şey çıkıyor ortaya. Dizi gibi seyrediyor insanlar aslında bizim programı.

* Yarışmacıları belli kriterlere göre mi seçiyorsunuz? Çünkü hepsi birbirinden ilginç tipler...
Katılmak isteyen, kendine güvenen herkes katılabilir yarışmaya. Aslına bakarsanız tüm yarışmacılar sporcu olabilirdi ama o zaman bu kadar renkli ve eğlenceli görüntüler ortaya çıkmazdı. Gerçi şöyle de bir durum var; ne kadar sporcu olursan ol bir işe yaramıyor. Sporcunun kralı gelse, çamurun içinde müthiş komik görüntüler çıkıyor ortaya. Hepimizin kapı komşusu da yarışabilir orada. Aslına bakarsanız yarışmacılar; sporcu bay-bayan, kilolu bay-bayan, yaşlı bay-bayan, yakışıklı bay, güzel bayan, enteresan baybayan tarzında seçildi galiba.

* Peki takma isimleri siz mi buluyorsunuz?
Çoğu zaman evet. Öncesinde bize bilgileri geliyor ve ona göre 'Şunu söyleyebiliriz' diyorum ya da bazısının zaten bir lakabı oluyor. Aslında tüm ekip olarak buluyoruz o lakapları diyebilirim.

* Yarışmanın geneline bakınca hep ummadık insanlar finale kalıyor, yanılıyor muyum?
Evet, çok enteresan ama öyle. 'Wipe Out'ta delikanlı gibi girip yarışacaksınız yani. Mesela sporcular beklendiği kadar başarılı olmuyor nedense...

* Peki siz hiç parkurları denediniz mi?
İlk videoları izlerken, 'Bunların hepsini yapacağım' dedim. Özellikle de 'Uçuran Süpürge'yi yapmayı çok istiyordum. Ama Arjantin'e gitmeden önce ayağımdan bir sakatlık geçirdim. Gider gitmez sakat sakat oyunları yapsaydım belki işi riske atabilirdim, o yüzden en son gün yapmaya karar verdim. Ve en son gün final parkuru olan 'Arjantin Çıkmazı'nı yaptım. Parkuru bitirdim ama kaç dakikada bitirdiğim izleyicilere sürpriz olsun!

* Neden yarışmanın yayın günü sık sık değişiyor?
Çünkü sürekli ikinci oluyoruz, birinci olacağımız günü arıyoruz! (gülüyor) Şöyle de bir durum var; çocuklar bizi çok izliyor. Bizi çocuğu sayesinde izlemeye başlayan çok kişi var. Koca koca adamlar tepine tepine gülüyormuş. Hatta bizi izlerken krizi mrizi unuttuklarını söylüyorlar. Yani sorunun başına dönersek; bizim program 22.30'da yayınlanıyordu ama çocuklar da rahat izleyebilsin diye 20.00'ye alındı. Onun için yayın günü tekrar değişti.

ARJANTİN'İ ÇAĞIRDIM
* Arjantin'e gitmek istiyor muydunuz, yoksa aklınızın ucundan bile geçmiyor muydu?
Yarışmadan teklif gelmeden iki ay önce Brezilya'ya gitmek istiyordum. İçimden hep 'Brezilya'ya gitmek istiyorum' diyordum. Çağırdım herhalde, Brezilya olmadı ama Arjantin oldu. Ondan önce de sürekli 'Amerika'ya gideceğim' diyordum, kısa bir süre sonra Fox Life'la Emmy Ödülleri'ne gittim. Çağırıyorum yani...

* Aynı podyumu paylaştığınız manken arkadaşlarınız birer birer evlenip, çocuk sahibi oluyor. Sizin gündeminizde evlilik var mı?
Tabii ki evlenmeyi düşünüyorum ama şu anda değil. Daha doğrusu zamanı var gibime geliyor. Bir de Bu işlere girelim, zengin bir koca bulalım' diye düşünenlerden değilim ben, benim böyle bir derdim yok. Olacağı zaman zaten olacaktır, benim yapmak istediğim daha çok şey var. Ama her meslekte olduğu gibi bizim meslekte de bazıları evlilik, bazıları kariyer peşinde...

* Sizin 'Geç kaldım' gibi bir düşünceniz yok...
Aslında bir yandan da hayatı kaçırmak istemiyorum tabii ki. 40 yaşına geldiğimde, 'Hay Allah tren kaçmış, ee çocuk yapacaktım!' demek istemiyorum. Hayat ne getirir bilmiyorum ama bu konuyu muhakkak ayarlayacağım ben!

GERÇEK DOSTLUK YOK!
* Çok arkadaşınız, dostunuz var mıdır?
Herkes arkadaşımdır, çok arkadaşım vardır ama hayatıma, evime, özelime soktuğum çok az insan vardır. O yüzden çok rahatımdır, hiç başım ağrımaz. Bir de açıkçası Almanya'daki gerçek arkadaşlıkları ve dostlukları özlüyorum. Çünkü Türkiye'de çok dedikodu, ikiyüzlülük var yaa... O nedenle mümkün olduğunca az ama öz insan sokuyorum hayatıma.
Günaydın