Her bölümü YouTube’da Trend Videolar listesinde yer alan, son dönemin en popüler programlarından Katarsis’in bu haftaki konuğu; sarsıcı açıklamaları ve içten sohbeti ile Yeşim Salkım oldu. Gökhan Çınar’ın hazırlayıp sunduğu programda dobra cevaplar veren Yeşim Salkım, çocukluğundan gençliğine, gerçekleştirdiği evliliklerden hayatının dönüm noktasına kadar birçok bilinmeyenini anlattı.
Yeşim Salkım:’’Korkularım var. Mutlu bir kadın olamadım.’’
Gökhan Çınar’ın ‘’Tam da bu yaşlarda, bir akşam kendi kendine kaldığında, aynanın karşısında, kendi hayatınla ilgili ne diyorsun?’’ sorusu ile başlayan program, Yeşim Salkım’ın ‘’Korkularım var. Gençken her şey daha kolaymış. Cesur bir çocuktum ben ve şu an baktığımda her şeyden korkuyorum,itiraf edemiyorum.’’ sözleriyle devam etti. Yalnız kalmaktan, yalnız mücadele etmekten çok yorulduğunu, çocuklarını nasıl bir geleceğin beklediğini bilmediğini, mutluluğun ne demek olduğunu ve bir bütün içerisinde mutlu bir kadın olamadığını söylüyor.
"Bu dünyadan, nefret ederek gitmek istemiyorum.’’
Gülben Ergen ile aralarında yıllardır devam eden gerginlik ve polemik ile ilgili Gökhan Çınar’ın isim vermeden sorduğu: "Yıllardır şahitlik ediyoruz. Bir kadının bir kadın ile bitmeyen derdini izliyoruz aslında. Barışmak, uzlaşmak… Bunlar insanlar istedikleri zaman yapılacak şeyler. Sence ne olursa biter ya da biter mi bu dert’’ sorusu üzerine: ‘’O bana kalsın. Bu konuda çok konuştum ve kendimi ifade edemediğimi fark ettim. Bu benim hikayem ve bu dünyadan ayrılırken hiç kimseden nefret ederek gitmek istemiyorum.’’ dedi. Ardından ise Yüzleşme bölümünde kendisini kırmış, incitmiş birini hayal ederek ona söylemek istediklerini anlatan Yeşim Salkım:’’ Kendin ol. Başkalarını taklit ederek mutlu olamazsın. Kendine ait bir karakterin olmalı ki sen mutlu olasın ve çevrendeki insanlara mutluluk verebilesin. Kimseyi üzme çünkü kırdığın yerden kırılırsın. İnsanları kırmamaya çalış çünkü bir gün yaşattığın her şey senin kapına gelip seni çalabilir ve çok üzülebilirsin. Bunlardan ders çıkar. Affetmek Allah’a mahsus. O kişiye söyleyebileceğim tek şey ben bu gemiden mutlu ineceğim ve inerken kendi adıma senden nefret etmeden ineceğim.’’sözleriyle tamamladı.
Yeşim Salkım gözyaşlarına boğuldu!
Gençlik yıllarında hayatının İstanbul-Ankara arasında mekik dokuyarak geçtiğini dile getiren Yeşim Salkım, duygulanarak babasını çok özlediğini söyledi. Babasına olan hayranlığının yanı sıra aralarında her zaman bir mesafe olduğunu anlatan sanatçı, güven duygusunu ilk olarak babası ile yaşama isteğini anlatırken şu anda hiç kimseye güvenemediğini anlattı. Hayatta ilk hayal kırıklığını babası ile yaşadığını fakat ona kızgın ve kırgın olmadığını, hala babasını çok sevdiğini söyleyen sanatçı:’’ Babamla geçiremediğim zamana çok üzülüyorum.’’ derken gözleri doldu. Babasını sürekli ziyaret ettiğini, çok güçlü iken şu anda yatağa mahkum olmasına çok üzüldüğünü, eve gittiği zaman çok kötü zamanlarını hatırladığını anlattı. Anne ve babasının ayrılmasına hala üzüldüğünü ve kızdığını söyleyen Yeşim Salkım:’’ O kadar güzel bir yuvanın bir başkası tarafından yıkılmış olmasını kaldıramıyorum. Benim ailem de böyle yıkıldığı için parçalanmış bir ailede kaç yaşınızda olursanız olun eğer geçmişinizdeki yaralar kapanmamışsa çok derin izler bırakıyor. O yüzden bende bunlardan ne kadar kaçtıysam hep yakalandım.’’dedi.
14 yaşında iken kardeşi olduğunu öğrendi!
Gökhan Çınar’ın; 14 yaşındayken hiç haberi olmadığı bir kardeşinin olduğunu öğrenmesinin Yeşim Salkım’ın hayatının dönüm noktalarından biri olduğunu iletmesi üzerine:’’ Babamın sahne aldığı bir gazinoları vardı. Biz de yazları oraya gidiyorduk. Ben de her akşamüstü çocukları toplayıp onlara masal okuyordum, eğlendiriyordum. O sırada bi çocuk dikkatimi çekti. 3 buçuk yaşlarında, çok güzeldi. Annesi ile oturuyordu, aldım kucağıma. 'Ben akşamları çocuklara masal okuyorum biraz gezdirebilir miyim?' dedim. Annesi de 'Tabii.' dedi. Ben kardeşimi almışım kucağıma, bilmiyordum o zaman. Annesi ile de yakınlık kurdum tabii ki. Eşim Kıbrıs’ta asker demişti bana. Her şey böyle başladı. Bir gün babam program bittikten sonra ben her zamanki haylazlığımla demirlerde sallanıyorum. Bir film karesi gibidir o an gözümde hep. Hislerinize güvenin, hisleriniz size yanıltmıyor. Ben hissetmiştim bunu. Eğildim ve baktım. İki silüet tren raylarının kenarında konuşuyorlardı. O zaman kardeşim olduğunu anlamıştım. Sonra annem durumu öğrendi. Ben çok sevdim kardeşimi, annem de çok sevdi ve baktı. Sanırım erkeklere olan inancımın kırılması orada başladı. Orada şunu söyledim 'Hiçbir erkeğin beni böyle üzmesine izin vermeyeceğim ve üzmeye kalkan her erkeği de bırakıp gideceğim.'' sözleriyle o an yaşadıklarını ve duygularını anlattı.
"Çocuğumun her hatasında benim payım var.’’
Sürekli çalışmak zorunda kaldığı için Gizem’e doğduğu andan itibaren anneannesinin ve dayısının baktığını, bir annenin yerini hiçbir şeyin tutamayacağını söylerken, çocuğunun anne ve babasından yoksun büyüdüğünü ve bu yüzden de kendisini hiçbir zaman affetmeyeceğini söyledi. Sanatçı sözlerine şöyle devam etti: ‘’Gizem’e her baktığımda hep bir tarafım yaralı olacak ve onun yaptığı her hatada benim payım olduğunu hatırlayacağım.’’ Gizem’e maddi verdiği olanaklar dışında manevi hiçbir şey hatırlamadığını söyleyen ve kendini suçlayan Yeşim Salkım, gözyaşlarını tutamayarak o dönemlerde hatırladıklarını anlattı.
''Her evliliğimin sonunda özgürlüğü seçtim.''
İkinci evliliğini yaptığı Hakan Uzan ile ilgili; ‘’ Evlendiğim gün ben ne yaptım dedim. Her insanın ait olduğu bir yer vardır. Her kadın gibi güzel şeyler giymeyi, eğlenmeyi, gezmeyi, güzel otellere gidip, güzel şeyler yemeyi severdim. Kim istemez ki. Olay o değildi. Olay başka bir yere gitmeye başladı. Ben onun gözünde bir eşyaydım. Evlenmiştik ve bitmişti. Ona ayrılırken kendimi şöyle anlattım:’ Sen beni bir odaya koydun, bir koltuğa oturttun. Her gün kapıyı açtın, baktın, o koltukta oturuyorum ve kapattın. Üç,beş, on… Bir gün geldin ve o koltuk artık boş. Şimdi farkına var gidiyorum.’dedim. Ben aslıma dönmeye başlamıştım. O küçük masalarda yemekler yemek, sevdiğim arkadaşlarımla beraber olmak, istediğim gibi giyinebilmek… Rahat ve özgür olmak istiyordum. Hep çok özgürdüm. Ben her evliliğimin sonunda özgürlüğümü seçtim. İhanet tanıdığım bir histi ve duyduğumda bir daha hatırlatıldı bana. Dedim ki bunun devamı gelecek ve burada bitecek. İhaneti duyduğu anda bir kadın bilsin ki onun devamı gelecektir ve o iş bitecektir. Ben gitmeyi seçtiğim için hiçbir zaman pişman olmadım.’’
''Kendimi öldürmeyi düşündüm.''
Ayrıldıktan sonraki süreçte ise 48 kiloya düştüğünü, günde 4 tane sakinleştirici ve 4 paket sigara içtiğini, hiç yemek yemediğini, her gün doktoruna gittiğini ve çok ağladığını söyleyen Yeşim Salkım, ‘’Kendimi nasıl öldürebilirim’’ diye düşündüğü dönemler olduğunu anlattı. Bir gün kızı Gizem’in '’Anne ne zaman bitecek, herkes seni konuşuyor.'’ sözü üzerine bir karar veren Yeşim Salkım, ‘’Hazırlan gidiyoruz.’’ diyerek kızını alarak Paris'e gitmesi hikayesini dile getirdi.
Başa dönebilseydi bu kadar evlilik yapmayı tercih etmeyeceğini, daha yalnız bir yaşam seçmek isteyeceğini söyleyen Yeşim Salkım, evlilikle bir yere ait olduğu duygusunun hiç olmadığını anladığını söyledi.
"Başkalarına benzemediğimi biliyorum.’’
Yeşim Salkım: "Başkalarına benzemediğimi biliyorum. Hep de böyle kaldım. Küçük kız çocuğu hala içimde. Biraz yaralanmış, acı çekmiş, kırılmış, darbeler almış ve çok ağlamış olsa da yine de o kadını çok seviyorum. Benim o kadına ihtiyacım var.’’ sözleriyle kendine şarkı söylerken yaşadığı duyguları anlattı.
"Torun sahibi olmak istiyorum.’’
Gökhan Çınar’a şu an en büyük hayalinin torun sahibi olmak olduğunu söyleyen Yeşim Salkım:’’ Yaş almaktan daha güzel ne olabilir, çay bile demlenince içilir. Evlatlarımın çocukları olduğu zaman kök saldığımı ve o köklerin derinlere gittiğini hissedeceğim. Bu dünyadan ölüp gittikten sonra senden kalan köklerin olması ve onların o kökleri dünyaya bırakacak olması hayalim. Çoğu hayalimi gerçekleştirdim. En büyük hayalim torunumu kucağıma almak.’’