Yılmaz, gösterim öncesi konuşmasıyla kahkaha fırtınası estirdi. Eleştirmenler filme ‘eleştirel gözle bakılmaması’ görüşünde birleşti...
Senaryosunu Cem Yılmaz’ın yazdığı, yönetmenliğini Ömer Faruk Sorak’ın üstlendiği, ’Yahşi Batı’ filminin basın gösterimi dün Kanyon AVM’de gerçekleştirildi. Yılmaz gösterim öncesi hem filmle ilgili bilgi verdi, hem de güldürdü:
* Herkesten olumlu tepkiler aldım. Aslında yaptığım filmler deneme değil ben kendimi geliştirmeye çalışıyorum. Büyük bir kitle sizin filminizle ilgilenince kaygılarınız fazla oluyor..
* Lütfen yazılarınızda çıta, çığır gibi ifadeler kullanın. Tek korkum bu film için ’sıcacık bir film’ denilmesi. İçimizden biri derseniz de sıçarız. Daha önceki tecrübelerimizden biliyoruz. Bir de aldığınız notlar bir dosya kağıdını geçmesin.
* Ben bir söz öğrendim bizim jenerasyon da öğrense iyi olur “Söz şimdi seyircinin!”
* Filmde en çok güldüğüm sahne Demet’le olan kahve içip sohbet ettiğimiz sahne. Teknik olarak da zor bir sahneydi, böyle performans gerektiren sahneleri seviyorum.
* Gişe ile ilgili herhangi bir beklentim yok. Seyircinin kıracağı rekoru ben nereden bileyim. Rekoru biz değil seyirci kırıyor.
İşte filmde güldüren diyaloglardan bazıları:
* Filmin başlarında kovboylar tarafından soyguna uğrayan Cem Yılmaz, kıyafetlerini de kovboylara kaptırınca, Ozan Güven’e “S.. meseler bari” diyor.
* Soygundan korkan Yılmaz’ın tespih, ayna, mızıka, kahve fincanı, tabağı, sigara tabakası ve 1000 doları poposuna sakladığı anlaşılıyor.
* Cem Yılmaz ile Ozan Güven aranan hırsızlara ve katillere kendilerini benzeterek para kazanıyorlar. İlk karakol sahnesinde “Wanted- Horse Whisperer (Aranıyor ’atlara fısıldayan adam’) yazısını, Güven’in oynadığı Lemi karakteri ’Atları si...n işte bu şerif’şeklinde açıklıyor.
* Aziz, hem şeriflik hem de kilisede papazlık yapan şerife ’Din ve devlet işlerini ayır şerif çok yorulursun’ diyerek laiklik tartışmalarına da gönderme yapıyor.
* Demet Evgar’ın canlandırdığı Susan Van Dyke isimli silahşörü tavlamak isteyen Aziz, ona ’Kimseye etmem şikayet’ şarkısını söylüyor.
* Şerifin (Zafer Algöz) Cem Yılmaz ve Ozan Güven’i öldürtmek için tuttuğu kovboy (Uğur Polat) gay çıkıyor.
Eleştirmenler ikiye bölündü
Sımsıcak oyunculuklara bayıldım!
* Uğur Vardan: (Radikal): Türk sinemasında ’çığır’ açmıyor. Ama western yapımların ’çıta’sını yükselttiği kesin. ‘Sımsıcak’ oyunculuklara bayıldım.
Ergen düzeyinde espriler var
* Cüneyt Cebenoyan ( Birgün ): Eğlenceli ve zekice bölümleri var ama bir bütün olarak sinemasal değeri yok. Ortada bir öykü var ama insanı saran bir öykü yerine esprileri, şakaları birleştirmek için ortaya çıkarılmış bir öykü gibi.
Ne kadar eğlendiğinize bakın
* Ege Görgün (SİYAD): Cem Yılmaz’ın bu tarz filmlerine fazla eleştirel bakılmamalı. Bazı filmler eleştirilmeye bazıları da eğlendirmeye yöneliktir. Bu filmde iyi mi, kötü mü çatışması yerine ne kadar eğlenilebildiğine bakılmalı.
Belli bir seyirciyi kavrayabilir
* Murat Özer (SİYAD): Kaba güldürü tarzında bir şey yapmış. AROG kadar başarılı değil ama belli ölçüde seyirciyi kavrayabilir. Zafer Algöz’ün şerif karakteri Vahi Öz, Ali Şen’in karışımı gibiydi..
Gençlerin ilgisini çeker
* Cumhur Canbazoğlu (SİYAD): İnsanlara 2 saat kahkaha atmayı vaat eden piyasa işi bir şey çıkmış. Özellikle gençlerin ilgisini çeker. Sonunda alaturka bir westernimizde oldu, hayırlı olsun. Cem Yılmaz iyi oyuncu, bu filmde belki ödül alamaz ama oldukça gişe yapar.
Entelektüel bir film!
* Ömür Gedik (Hürriyet): Filmi o kadar küfürlü bulmadım. Bazı uzattığı sahneler var, 15-20 dakikalık bölümü atsa daha iyi olurmuş. Komedi filmi ama sosyal içeriği de var. Bir çok göndermeler var. Beyaz Saray ve Obama gibi. Tarihe yaptığı göndermelerden dolayı çok entelektüel bir film. Ben de beğendiğimi söyleyebilirim.
Cem Yılmaz’ın en iyi komedisi!
* Serdar Akbıyık (Star Gazetesi): Absürd komedinin çok başarılı bir örneği. Recep İvedik, Keloğlan Kara Prens’e karşı gibi bu türün örneği bir çok filmden farklı olarak alt metinleri tam olarak yazılmış bir komedi. Çok beğendim.