ÜNLÜLERİN EN KIŞKIRTICI HALLERİ

Modellik, TV programı, butik işi, moda editörlüğü derken yıllardır hobi olarak sürdürdüğü fotoğraf sanatını ilk kez profesyonelliğe döken Ece Sükan, bu kez kamera arkasına geçti ve ünlü yıldızları en 'ateşli' halleri ile görüntüledi..

ÜNLÜLERİN EN KIŞKIRTICI HALLERİ

Ece Sükan, yaptığı onca işin arasında, ünlülerin güzel ve bir o kadar da ateşli fotoğraflarını çekerek ilk profesyonel fotoğrafçlıkı işine imzasını attı. Ortaya ise birbirinden değişik kareler çıktı. Ayın 12'sinde It's a Joke'da sergilenecek olan 'Ateşiniz var mı?' sergisi için oldukça heyecanlı olan Sükan'ın bu projeden de anlaşılacağı gibi yerinde oturmaya hiç niyeti yok.

* Fotoğrafa olan ilginizi biliyoruz ama gerçekleştirdiğiniz bu proje sizin için bir ilk sanırım. Nasıl ortaya çıktı?
Aslında Tolga Sezgin, ve benim ortaya çıkardığım bir fikirdi bu. Bana ilk 'Hadi sen fotoğraf çek' dediklerinde bir durdum önce. Sonuçta evet, sekiz senedir moda editörlüğü yapıyorum ve amatör olarak da fotoğraf çekiyorum ancak profesyonel anlamda hiç böyle bir işe soyunmamıştım. Eğlenelim diye böyle bir iş yaptık.

BİR İDDİAM YOK
* Daha önce karşınıza fırsat çıkmadı demek ki?
Evet, bir yandan da hoşuma gitti, fırsat bu fırsatmış diye düşündüm. Sonuçta benim yaptığım iş styling, yani insanları stilize etmek. Fotoğrafta da bunun üzerine gitmek istedim. Yani ben bir fotoğrafik iddiada değilim. Tam tersine benim modaya bakış açımı ortaya çıkaracak bir şey olsun dedim. Çünkü farklı bakabiliyorum. Yaptığım kampanya ya da moda çekimlerinde bunu rahatlıkla kullanabiliyorum. Burada da onu kullanayım dedim.

BİRAZ DA HATIR İŞİ OLDU
* Çekim yaptığınız isimleri kim seçti?
Firmayla beraber seçtik ama biraz benim yakın çevremden oldu. Sonuçta hatır için yapılan bir iş bu. Bu isimlerin hepsi benimle daha önce çalıştığı ve arkadaşım olduğu için güvendiler. Daha önce böyle fotoğraflar çekmemiştim ama onlara bunu söyleyince yadırgamadılar. Bir de moda çekimine uygun kişiler seçtik daha rahat çalışalım diye...

* Bu çekimin stylingini de siz yaptınız. Modellerin kişiliklerine göre mi belirlediniz acaba?
Aslında hem öyle hem de emprovize oldu. Zaten o kişileri çok iyi tanıyordum, kıyafetleri seçerken neyi kime giydireceğimi biliyordum. Onları görmek istediğim şekilde de giydirdim diyebilirim.

* Kendi resminiz de var kırmızılar içerisinde, o temayı da kendiniz mi yarattınız? O da son anda oldu aslında, bir pelerin vardı, onu çiçek gibi dolayalım dedik, biraz gelinciği andırsın diye ve ortaya böyle bir şey çıktı.

ALTI KUTU FİLM ÇEKTİM
* Fotoğrafçılığa küçük yaşlarda ağabeyiniz sayesinde ilgi duydunuz, değil mi?
Ağabeyim, iç mimarlık eğitimi alırken Amerika'da fotoğraf okumaya başladı. Hâlâ ikisini birden yapıyor. Ben de styling kursu aldım ama bir ara New York'tayken kendime bir makine aldım ve altı ayakkabı kutusu büyüklüğünde film çektim. Ondan sonra bayağı bir havaya girdim. Burada bütün backstage'leri çekmeye başladım. Hepsi spontane ama, profesyonel değil yani. Bir gün belki bunlardan bir kitap yaparım diye düşünüyorum.

* En çok kimin fotoğraflarını çekmek isterdiniz?
Yabancılardan Madonna ve Benicio Del Toro'yu isterim. Türkiye'den ise Nurgül Yeşilçay. Çünkü onun yüzünü çok beğeniyorum ve de Biricik Suden'i çekmek isterim

* Bir yandan modellik, bir yandan butik, TV programı, moda editörlüğü ve fotoğrafçılık. Bu kadar enerjiyi nereden buluyorsunuz?
Ben üretmeyi seviyorum galiba. Arkadaşlarımı arayıp, 'Proje var' deyince gülüyorlar artık. Ama ben şanlıydım, bu yaptığım işlerin hepsi birbirini besledi.

* Favori mesleğiniz hangisi desem...
Herhalde styling derim. Yani modellikte de güzel bir şey olduğunda hoşuma gidiyor ama konsept yaratıp bir şeyler yapmak benim için daha zevkli.

* Vintage işi Türkiye'de gerçekten cesaret isteyen bir konsept ve siz bunu başardınız...
Bu işe nasıl kalkıştığıma ben bile inanamıyorum. Çok zor evet, potansiyeli bilmeden, önümü görmeden bir delilik yaparak açtım.

* Türkiye'de vintage'ı kabul ettirdiğinizi düşünüyor musunuz?
Bence kabul ettiler. Ama bir de bunu benimsemek lazım. Bu bir hayat tarzı ve kültürle alakalı. Sonuçta herkes vintage giymek istemez; bulmak zor, taşımak zor. O nedenle alternatif bir şey.

* Nereye kadar her işi birarada devam ettirmeyi düşünüyorsunuz?
Gittiği yere kadar. Sonuçta mankenlik zaten bir yaştan sonra bitiyor. İnsanın da hevesi kalmıyor. Butiğim inşallah kendi kendini döndürür ve kalır. TV programında ise yurtdışına çıktığım için çekimlerde birçok insan tanıyorum. Orada da çevresi oluyor insanın. Yani ileride orayla ilgili bir şeyler de yapabilirim.

* Durmayı düşünmüyorsunuz yani?
Yok düşünmüyorum.
Günaydın