İnternette ve korsan piyasada izlenme rekorları kıran 'Sağ Salim' sinema filminin ikincisinin çekimlerinde büyük bir talihsizlik yaşandı...
Ünlü oyuncu Burçin Bildik, filminin setinde belki de tıp literatürüne geçecek bir kaza geçirdi..
Vücudunda birinci derece yanıklar oluşan ve kör olma tehlikesi atlatan Bildik, ölümden döndü...
Dört gün boyunca hareket edemeyen ünlü oyuncu, ayağa kalkar kalmaz canı ne kadar yanarsa yansın soluğu yine sette aldı...
Yanan derisini sette fön makinesi ile soğutarak oynamaya çalışan Bildik başına gelen ilginç iş kazasını şöyle dile getirdi...
Burçin bey geçmiş olsun. Setler de kazalar yaşanabiliyor ama siz ciddi bir tehlike atlattınız. İnşallah “Sağ Salim” bitirmeye çalıştığımız bir filmimiz var. Aksilik. Hiç beklenmeyen bir şey oldu. Yıkanma sahnesi çektiğimiz mekanda sis makinasıyla bir buhar efekti yaratıldı...
Sevgili yönetmenim Ersoy Güler, taş soğuk olduğundan üşümemem için üzerime su dökülmesindense su püskürtmeyi uygun gördü...
Hastalanmamam için gerekli olan önlemi aldı. Hepimiz öyle düşündük. Bu püskürtülen su, sis makinesinden çıkan kimyasalla püskürtme sonucu karışınca, uzmanların belirttiğine göre üzerime asit olarak yağıyor...
O sahneyi çektik. Başka bir sahne için oradan ayrıldık. Diğer bir platoya geçtik. Yaklaşık üç saat sonra orada yanmaya başladım...
Kızarıyorum, ne olduğunu anlayamıyorum, gözüme kadar kızarmaya başladım. Yönetmenimiz Ersoy Güler, “Bir hastaneye gidelim Burçin’ dedi. Ben de ‘Yok hocam, bir alerjik durum oldu, birazdan geçer, işimizi aksatmayalım’ dedim...
Çekimin ardından kaldığımız otele döndük. Her hangi bir iyileşme gerçekleşmedi. Daha sonra gece onbir gibi fenalaştığımı hissettim sağolsun oyuncu arkadaşlarımızdan Burak Demir, o sırada otele geliyor ve onun ‘Çabuk hastaneye gidiyoruz' demesiyle kendime geldim...
Ekip arkadaşlarımızın yardımıyla Cide Devlet Hastanesi’ne getirildim. Bir krize girmem söz konusuymuş...
Tansiyonum çok yükselmiş. Hemen oksijen verildi ve sakinleştirici yapıldı. Daha sonra tansiyon düşürücüler kullanıldı. Burada ki doktorlar bir zehirlenme olabileceği korkusuyla beni ambulansla Kastamonu Devlet Hastanesi’ne sevkettiler...
Orada yapılan tetkiklerde Allah’a çok şükür herhangi bir zehirlenme çıkmadı. Vücudumda birinci derece yanıklar oluşmuştu...
Daha sonra göz doktoru ile konuştum. Kontak lensim olmasaymış kornea tabakam yanacakmış...
Gözümün beyaz kısmına kadar asitten dolayı yanmış durumdayım. Dört gün sete ara vermeye mecbur kaldım...
Bu süreç içinde yönetmen Ersoy Güler’le ne konuştunuz. Filmin çekimlerini bir süre için iptal etmeyi düşündünüz mü? Hiç bir zaman filmi bırakmayı düşünmedim. Ersoy Güler, sağolsun bunu düşündü...
‘Burçin’in sağlığı her şeyden önemli. Gerekirse filmin çekimini durdururuz’ dedi. Ama ben bu acıların arasında bile Allah’ım film gidecek, Allah’ım sahnelerimi nasıl çekeceğim’ diyordum...
Ersoy Güler, büyük bir nezaket göstererek ‘Gerekirse filmi çekmeyebiliriz’ dedi ama ben Salim’e bunu yapamam...
Elimden geldiği kadar hızlı bir şekilde sete dönmeye çalıştım. Çok acılar çektim...
Şimdi vücudumda soyulmalar var. Filmi bırakmayı hiç bir zaman düşünmedim...
Bu kadar acı çekerken neden ısrarla filmi çekmeye devam ediyorsunuz? Salim, benim hayatımda çok değerli. Ben biraz eski kafalı bir adamım...
İş benim için her şeyden önce gelir. Önce iş, sonra diğer şeyler...
Sağlık tabi ki önemli. Şu an ayaktayım ve Salim yoluna devam edecek...
Yaşadığınız olayı nasıl değerlendiriyorsunuz? Şöyle düşünmek lazım. Sizi yoldan ayırmaya çalışan şeyler olsa bile yolunuzda kalmaya çalışmak diye bir durum var...
İlk gün bir aksilik oldu, kameramız arızalandı. Bu kamera arızalanmasını biz bir nazarlık olarak değerlendirdik...
Daha sonra bu oluştu. Filmimizin adıyla çok örtüşüyor. ‘Sağ Salim’ . ‘Sağ Salim’ bitirmeye çalışıyoruz. İkinci bölümü bekleyin diyorum. Ben acı çeksem de sizi çok güldüreceğiz”