Hedef: Eğitim, siyaset, ekonomi
8 Mart Dünya Kadınlar Günü için kariyerinin zirvesindeki isimlerle “Türkiye’de kadınları ve yapılması gerekenleri” konuştuk
Ümit Boyner - TÜSİAD Başkanı: Kota türü özel önlemler lüks değil, ihtiyaçtır
* Kadınların siyasete, ekonomiye ve eğitime katılım oranının artmasına, bu kapsamda imzalanan uluslararası anlaşmalara ve çeşitli olumlu yasal düzenlemelere rağmen maalesef, hedeflenen noktadan hâlâ çok uzaktayız. TÜSİAD olarak, söz konusu alanlarda henüz kadın-erkek eşitliğini fiilen sağlayamadığımız gerçeğinden hareketle, hızlı ve kararlı hareket etmeye ihtiyacımız olduğu kanaatindeyiz.
* Kız çocuklarının eğitime katılımındaki coğrafi iktisadi ve kültürel engeller kolay aşılamamakta, ayrıca kadınlar arasında okuma-yazma engeli, her beş kadından birini etkileyen yakıcı bir sorun olarak sürekliliğini korumaktadır.
* Bütün eğitim seviyelerinde kadın ile erkeğin işgücüne katılım oranları arasındaki fark ciddiyetini korumaktadır. Bu noktada iş ve aile yaşamını dengeleyici politikalar önem kazanmaktadır... Girişimcilik de kadın istihdamında ele alınmalıdır.
* Türkiye için kota türü özel önlemler lüks değil, ihtiyaç haline gelmiştir. Birçok ülkede uygulanan kota sistemi, ülkemizde de siyasal karar organlarındaki cinsiyet temsili dengesizliğini gidermeye yönelik bir araç olarak değerlendirilmelidir.
* 8 Mart günü, kadın sorunlarının kamuoyunda tartışılması için önemli bir vesile olmakla birlikte, somut politika ve eylem planlarıyla söz konusu konuların sürekli kamuoyu gündeminde tutulmasına ihtiyaç vardır.
Elif Şafak - Edebiyat dünyası modern değil, ataerkil
* Edebiyat ve kültür dünyası uzaktan bakınca gayet eğitimli, entelektüel, modern bir dünya gibi gözüküyor. Ama bu da erkek egemen bir dünya aslında. Çıkan eleştirilerin biçimini ve dilini ataerkil bir bakış oluşturuyor. Bir kadın yazarı eleştirmek her zaman daha kolay. Bir erkek yazar evvela “yazar” olarak görülürken, bir kadın yazar evvela “kadın”, sonra “yazar” olarak görülüyor. İçselleştirdiğimiz o kadar çok önyargı ve kalıp var ki.
* Kadınların başarıları ya babalarına ya kocalarına atfediliyor. Son derece yetenekli pek çok kadın sırf yeterince teşvik edilmedikleri, fırsat eşitliği olmadığı için içten içe kuruyorlar.
* Biz kadınlar birbirimizi yeterince desteklemiyor, takdir etmiyor ve aslında galiba sevmiyoruz. Şayet kadınlar birbirlerinin yanında yer alabilirlerse ancak o zaman bir şeyler değişir.
Oya Eczacıbaşı - İstanbul Modern Yönetim Kurulu Başkanı: Çalışan kadın çocuğuna daha iyi örnek oluyor
* Sadece Türkiye’de değil, bütün dünyada kadınlar yüzyıldır özgürleşme mücadelesini sürdürüyor. Günümüzde geçmişle kıyasladığımızda ülkemizde, eğitim, işgücüne katılım, aile içi şiddet, siyasal katılım gibi konularda, yasal ve kurumsal düzenlemeler açısından iyileşme olduğu gözüküyor. Ancak, bu konularda yaşanan sorunlar sürekliliğini koruyor.
* Kadın olduğum için hiç ayrımcılığa uğramadım, tam tersine desteklendiğimi söyleyebilirim. Bazen kadınların daha hoşgörülü ve uzlaşmacı olduğu düşünülüyor. Dezavantaj diyemem ama kadın olmanın zorluğu şu; erkekle aynı işi yapan kadının, evine gittiği an diğer görevi başlıyor, çocukları, onların dersleri, günlük sorunları, ev işleri vs. Bütün bunların yanında bu ağır yük yetmiyormuş gibi, çalışan kadınlar iyi annelik yapamadıklarını, çocuklarına yeterince zaman ayıramadıklarını düşünüp hep suçluluk hissi içinde oluyor. Çalışan kadının, çalışmayana göre çocuğuna daha iyi örnek olduğunu ve çocuğu ile geçirdiği zamanı daha kaliteli kullandığını düşünüyorum.
* Kadınlar, kadın-erkek eşitliğinin sağlanması konusunda, cesur, kararlı tavırlarından ödün vermemeli, umutsuzluğa düşmemeli, potansiyellerini gerçekliğe dönüştürecek güçlerini yitirmemeli. Erkekler de kadın sorununun aynı zamanda bir erkek sorunu olduğunu kabullenmeli, her türlü ayrımcılığa karşı çıkmalı.
Sinem Kobal-Asıl güç bizde
* Toplumumuzda kadın olmanın dezavantajları da yok değil. Önyargılara hedef olabiliyorsunuz öncelikle. Ancak eğitim kişiye özgüven veriyor ve mücadeleci bir yapım var. Ben kadın olmanın zorluklarını yaşamıyorum bu anlamda.
* Erkekler kadınların başarılarından pay çıkarmayı severler çünkü yaradılış itibarı ile gücü ellerinde bulundurmak isterler. Ancak erkeği de yetiştiren bir kadın olduğuna göre asıl başarı ve güç kadında.
Ajda Pekkan - Kadının adı yok söz hakkı, yaşam hakkı da yok
* Sadece Türk kadınının değil, insanlığın bir sorunu, dünyanın pekçok bölgesinde ve elbette Türkiye’nin de kimi bölgelerinde kadının adının olmaması. Söz hakkının, hatta yaşam hakkının olmaması.
* Her şeye kalbimle bakıyorum... Kadın olmak hem avantaj hem dezavantaj. Her şeyi duygularımla değerlendiriyorum yani. Bu hem iyi hem kötü.
* Her başarılı erkeğin arkasında bir kadın olduğu söylenir ki doğrudur. Başarılı kadınlar inanın bana, istisnalar mutlaka vardır ama çoğunlukla tırnaklarıyla, azimle o yerlere tek başlarına gelmiştir.
Nuray Mert - Hayatın merkezi erkekler değil
* Benim en önemsediğim, mağdur kesimlerin kadınlarının yaşadığı sorunlar... Burjuva kadınlarının sorunlarını bunlarla eşitlemeyi büyük bir haksızlık olarak görürüm.
* Toplumsal konumları dolayısı ile erkeklerin baskısına mahkum olan kadınlara elimden geldiğince destek vermek isterim. Bu konumda olmayan kadınlara ise, erkeklerle didişmek yerine onları sevmeyi öğrenmelerini ama erkekleri hayatlarının merkezine yerleştirmeyip, şımartmamalarını tavsiye etmek isterim.
* Kadın olmanın mutlaka bir noktada sorun yaratacağını düşünen feministleri kızdırmak istemem ama ben sadece kadın olmak dolayısıyla hiçbir sorun yaşamadım. Böyle düşünen bir kadın olarak birçok kadın tarafından yadırganmayı sorun saymazsak tabii. Bulunduğum konumda, sorun yaşadığımı iddia etmek büyük şımarıklık olur.
Suzan Sabancı Dinçer - Akbank Yönetim Kurulu Başkanı: Kadınlar ticari ilişkileri daha mesafeli ve profesyonelce yürütebiliyorlar
* Türkiye’nin son yıllarda kazandığı ivmeyi devamlı kılabilmesi için bu harekete kadınları da dahil etmesi gerekiyor. Toplumun yarısının sosyal ve ekonomik hayatın dışında kaldığı bir yapıda, kalkınmadan söz etmek mümkün değil. Bu düşüncelerden yola çıkarak, Akbank olarak kadınların ekonomik hayata katılımlarını artırma amacıyla yola çıkan “Kadın Gelişim Merkezi BİZ” için KAGİDER’le ortak bir çalışma yaptık. Projenin ana destekçisi olduk. İş sahibi kadınları artıracağız.
* Kadın, evinde anne ve eş; işte ise rekabet ortamının getirdikleriyle mücadele eden bir iş kadını oluyor. İş hayatında erkek ve kadından beklenilen performans ise aynı düzeyde. Ancak olumsuzlukları avantaja dönüştürmek de mümkün. Kadınlar, ticari ilişkileri daha mesafeli ve profesyonelce yürütülebiliyor. Ayrıca, iş yaşamında daha sorumluluk sahibi, daha dikkatli ve daha titiz davranabiliyorlar...
* Başarının cinsiyete ait değil, iyi bir eğitim almaya ve kendini sürekli geliştirmeye bağlı olduğuna inanıyorum. Ancak bunları gerçekleştirebilmek için tabii ki fırsatların herkese eşit olarak sunulduğu bir çevrede bulunmak gerekiyor.
* İnanıyorum ki kadının desteklenmesi ve yükselmesi sadece kadınların değil erkeklerin de gelişmesi ve renklenmesi için bir ön koşul. Bu duygularla sadece kadınların değil hem kadınların hem erkeklerin bu anlamlı gününü kutluyorum.
Tülin Şahin - Politikada daha fazla kadın olsun
* Danimarka’da büyüdüğüm için, Türkiye’de kadın olmanın zorluklarını görmemem imkansız. Dayak, küçük yaşta zorla evlendirilme, berdel, töre cinayetleri, eğitim problemleri... Gelinen nokta çok parlak değil.
* Kadınlar politika ve bürokraside daha fazla rol almalı. Eminim kadın sayısının politika ve bürokraside fazla olması çoğu sorunu da çözerdi.
Saba Tümer - Kadınlarımız kendilerine daha fazla değer vermeli
* En büyük sorun tabii ki eğitim. İkincisi ise hem fiziksel hem de ekonomik ve psikolojik olan şiddet.
* Evrensel enerjinin dişi enerjisine döndüğü bu zamanda kadınlarımız kendilerine daha fazla değer vermelidirler ki karşıdan da saygı görebilsin. Bizler bu dünyanın dişi kuşlarıyız ve hepimiz biliyoruz ki dişi kuştur yuvayı yapan.
Dilek Hanif - Erkekler kendilerinden güçlü kadın istemez
* İstisnalar olsa da gerçek şu ki, erkekler hiçbir zaman kendilerinden güçlü kadın istemez. Kadının başarılı olması için çok da destek olmazlar.
* Kadınlarımız kendilerini eğitmeli ve bilinçlenmeliler. Hayata aktif olarak dahil olmanın, üretmekten geçtiğini asla unutmamalıdırlar.
Vatan/Banu Duran