TUĞBA ÖZAY'DAN SAMİMİ İTİRAFLAR!
Tuğba Özay, cezaevinde geçirdiği günlerden sonra İtalyan eşi Ludovic Fatizzo ile mutluluğu yakaladı. Sevginin bedelini tutuklulukla ödediğini düşünen Özay, “Bir hata yapmadım” diyor.

Evlilik nasıl gidiyor?
Yol arkadaşımı bulduğuma inanıyorum ben. Eşimi çok seviyorum. Güzel bir beraberlik yaşıyoruz. Dilerim ki herkesin beraberliği huzur içerisinde olsun. Çiftlerin en başta yapması gereken dost olmayı başarabilmesi.
Kim kimi tavladı?
Aslında şöyle gelişti olay: İtalya’ya gittiğimde arkadaşımın vasıtasıyla tanıştım. Bayağı sohbet ettik, dünya görüşümüz, sanata bakış açımız, her şeyimiz uydu. Gündüz alışverişe mağazaya gittiğimizde beni merak edip o da içeri girdi, kasanın orada göz göze geldik, flaş orada patladı. Akşama yemeğe gidecektik arkadaşlarla birlikte ben uyuyakalmışım gidemedim, ertesi gün İstanbul’a döndüm. Beni merak edip telefon numaramı bulmuş. 10 gün sonra beni aradı Türkiye’ye gelmek istediğini söyledi. Macera böyle başladı. Sonra İspanya’da buluşmayı teklif etti. Ne yapacağımı şaşırdım. Kendimi hazır hissettiğim bir dönem değildi ama ciddi yaklaşımı beni etkiledi.
Gönül eğlendirmek gibi bir şey olamaz benim hayatımda. Aşık olmak için, tutku olmalı, sevda olmalı. Çok hissettim teklifini ve kabul ettim. İyi ki de kabul etmişim. Son nefesime kadar eşimle olmak, hatta son nefesimi eşimin kollarında vermek isteyen bir insanım. Çok sevdim onu. Onun için şarkı yazdım, beste yaptım. Çizburger alıp sahilde taşlara oturup yedikÖ İkimiz de egolarından kurtulmuş, bulundukları yeri hazmetmiş insanlarız.
Kızım olursa Venüs koyacağım adını, erkek olursa belli değli demişsiniz...
Kız olursa Venüs, erkek olursa da eşim Ruben istiyor. Ama henüz onay vermedim. Böyle güzel bir çiftten inşallah güzel çocuklar doğar. Çok istiyoruz, eşim çok istiyor.
Modellikten sahneye geçenler arasında rakibim olamaz!
Şiir de yazıyorsunuz değil mi?
Şarkı olacak kapasitede 150 tane şiirim var. Normalde 500’e yakın şiirim var.
Şarkılarda biraz isyan var sanki.
İsyan, sitem her türlü duygu var esasında. Aşk da var, tutku da var, sevda da var. Basit sözlerden oluşan bir albüm değil, çok kaliteli. Modellikten sahneye geçenler arasında bir tane rakibim olamaz!
Şarkılarınız ‘yargısız infaz’ yaşadığınız sıkıntılı günleri mi anlatıyor?
Evet. Hayatta hepimiz, muhakkak yargısız infazlara maruz kalıyoruz. Yalanlara, dedikodulara maruz kalıyoruz. O kadar çok insan tanıdım ve çok şey yaşadım ki, bizde birilerinin yaşamış olduğu acıdan keyif alan büyük bir kesim var. Mutluluktanda üzüntü duyan insanlar var!
Sizden sonra, Deniz Seki hapise girdi, Tarkan göz altına alındı...
Son yıllarda benimle başlayan böyle bir dönem oldu. İnsanların şunu anlaması lazım; ünlü ünsüz, şanlı, şöhretli, parasız hiç fark etmez, herkesin başına her şey gelebilir. Ama konu olarak apayrı konular o bahsettiğiniz. Benim yaşamış olduğum tamamen faklı bir konu. Gösterilenle yaşanan da çok farklı. Artık ben bu konuyla yaşamıyorum. Yaşandı bitti. Benim için bir tecrübeydi. Müthiş bir deneyimdi. O şerden bile ben kendime bir hayır çıkardım.
Hatalarımdan ders aldım diyor musunuz?
Hata yapmadım ki ders alayım. Ne hatası yapmışım? Sevmek hata mıdır? Hata ne olabilir. Kime göre hatadır o da tartışılır. Bir insanı seversin, ya da bırak sevmeyi, bir insanla arkadaşsındır ama bunu kimse bilmezken her şey çok iyidir. Birileri bilince sen o yaşadığın şeyin arkasında durmazsın.
Hapse girip çıkınca suçlu gibi bakılıyor insanlara beraat de etse...
Öyle. Nice insanlar da var ki, suçsuz yere yatıyorlar içerde. Ben artık kendimi çok sakınıyorum. Herkesle görüşmüyorum.
Modellik, müzik, yazarlık bu kadar şeye nasıl yetişiyorsunuz?
Ben bütün enerjimi, sevgiden alıyorum. Ben bu sektöre oyunculuk ile başladım. Türkiye Güzeli seçildim. 16 yıldır podyumda bayrağı taşıdım. Hatta bir dönem fiyatları bile ben belirliyordum.
Olcay Ünal Sert/ MİLLİYET