TUBA ÜNSAL ANLATTI!
Tuba Ünsal hayatındaki sanatsal değişimleri anlattı: İnsanlar kariyerimin bu noktasında 'Çarkıfelek' yarışmasında kutu çevirmemi çok yadırgadılar ama ben o işi yaparak bir sürü tablo satın aldım! Çok da eğlendim, ayrı konu!
Hem kariyerinde hem de özel hayatında daldan dala konuyormuş izlenimi veren Tuba Ünsal, son yıllarda çağdaş sanata olan ilgisiyle öne çıkıyor. İşte anlattıkları:
Sanata olan ilginiz ne zaman başladı?
Yedi yıldır oluşturduğum bir sanat koleksiyonum var. Bunu yaparken galerileri, müzeleri ve müzayedeleri dolaşıyorum. Oralarda ressamlarla arkadaş oluyorum, onların hayatlarını öğreniyorum, hayran oluyorum. Böyle böyle yıllar geçtikçe bilgim gelişiyor ve aldığım haz büyüyor. Yazları Los Angeles'ta katıldığım kurslarla da birlikte, okulda aldığım eğitimim var. Bir hobi olarak başlayan sanat, artık gücüm yettiğince hayatımın büyük bir parçası haline geldi.
Kendiniz bir şey yaratıyor musunuz?
Kendimi daha üretim noktasında görmüyorum. Şimdilik sadece koleksiyoner olarak sanatın içindeyim. Hatta öyle bir noktaya geldi ki; tablo satın alabilmek için kabul ettiğim TV işleri bile oluyor!
Örnek?
İnsanlar kariyerimin bu noktasında 'Çarkıfelek' yarışmasında kutu çevirmemi çok yadırgadılar ama ben o işi yaparak bir sürü tablo satın aldım! Çok da eğlendim, o ayrı konu. Ama insanlar bunu anlamıyor. Anlamalarını da beklemiyorum zaten.
HEP EĞİTİME YATIRDIM
Gerçekten kazandığınız parayı sadece tablolara mı yatırıyorsunuz?
Evet, çoğunu. İki tane de bronz heykelim var. Heykel almaya yeni başladım çünkü bu konuda çok bilgi sahibi değildim. En son Yaşam Şaşmazer'in son sergisinden iki heykel aldım. Açıkçası, öyle kıyafete falan çok para harcayan bir kız değilim.
Eskiden öyleydiniz ama?
Evet; küçükken bir anda ailenizin size verdiği harçlıkların birkaç katı kadar para kazanmaya başladığınız zaman ne yapacağınızı şaşırabiliyorsunuz! Ama hiçbir zaman mantıksız harcamalarım olmadı. Hep eğitimle ilgili yatırımlar yaptım kendime.
Daha önceki röportajımızda artık pahalı elbiseler ve onlarla kaybettiğiniz vakitleri çok anlamsız bulduğunuzu, bundan sonra jean ve tişörtle yaşayacağınızı söylemiştiniz.
Hakikaten bunu uygulamışım demek ki... Son birkaç senedir kıyafete hiç para harcamıyorum. İlk ünlü olduğum dönemlerde biri bana, "Kıyafet senin vitrinindir" demişti. Ben bu cümleyi çok önemsemiştim. Halbuki ne kadar sığ bir bakış açısı. Kıyafet değil; senin bedenin, zihnin senin vitrinindir. Bunu keşfettiğimden beri de hep kendime yatırım yapıyorum. Tabii ki çok öldüğüm parçalar oluyor, dayanamazsam alıyorum.
NE YAPIYORUM...
En son ne aldınız?
İşte bunu! (Çantasını gösteriyor.) Türkiye'ye bir tane getirmişler üstelik. O kadar beğendim ki dayanamadım, aldım!
"Kıyafete para harcamıyorum, bunlar sığ şeyler" deyip sonra da Louis Vuitton'un limited edition çantasını çıkardınız!
Bu, işte dayanamadığım o nadir parçalardan. Zaten o kadar çok utanarak aldım ki, satın alma şeklim de komik oldu. Bu çantayı resimde görüp hipnotize olarak mağazaya girmiştim. "Her ülkeye bir tane gönderiyorlar bize gelirse sizi arayalım" dediler. Tam ümidi kesmiştim, iki hafta sonra telefonum çaldı. "Tuba Hanım, çanta geldi" dediler. Gözlükleri takıp koşarak mağazaya gittim. Kredi kartını uzattım, torbayı aldım ve "Allah'ım ne yapıyorum ben?" diye diye arkama bakmadan oradan uzaklaştım!
ERKEKLERE GÜVEN KIZIM!
Sizce yorulacağınız, çocuk bakacağınız sakin bir aile hayatınız, döneminiz olacak mı? Kendinizi bir anne olarak hayal edebiliyor musunuz?
Çocuğum olduğu zaman ben hakikaten normal anneler gibi olmayacağım diyorum ama annem de, "Anne olmadan bilemezsin" diyor. Eminim ki çocuğum karnıma sarılı bir şekilde dünyayı dolaşacağım, ne yapıyorsam onunla beraber yapacağım. Yani çok durulacağımı zannetmiyorum.
Kızınız olursa erkeklerle ilgili ilk tavsiyeniz ne olur?
"Erkeklere güven kızım. Güvenmeden yaşayacağına, güvenip kazık yemeyi tercih et!"