TAN SAĞTÜRK, "İLİŞKİNİN ORGANİK OLMASI ŞART"

Sağtürk ailesinin bir yıllık inadını kırdık ve maaile Ada’nın ilk yaşını kutladık. Kahkahalar arasında geçen röportaj ve fotoğraf çekiminin yıldızı tabii ki Ada’ydı. Ailesine de söyledim, sizlere de söylüyorum; bu kız çok akıllı, çok sosyal ve hep gülüyor..

TAN SAĞTÜRK, "İLİŞKİNİN ORGANİK OLMASI ŞART"

Ada'dan öncesi nasıldı, sonrası nasıl?

- Tan: Çok şey değişti.
- Alona: Hayat tamamen değişti. Ada olduğundan beri hayatın anlamı var.
- Tan: Evdeki ses seviyesi de değişti. Alona'nın çok sakin bir yapısı vardır. Bense çok hareketliyim. Ada ile beraber şimdi benim de üstüme çıkan bir hareketlilik başladı. Evde çocuk sesi muazzam bir şekilde çınlıyor.

Biriniz hareketli, diğeriniz oldukça sakin. Siz zıt kutupların çekimi misiniz?

- Alona: Dengeliyoruz birbirimizi. ıkimiz de aynı olsak çok sıkıcı olurdu.
- Tan: Alona hareketliliğimi dinginleştiren bir yapıya sahip. Aynı zamanda çok da uyumlu. Ada ile beraber enerji doluyor. Hayata karşı da benimle koşuyor. O zaman da tartışmalar, kavgalar, negatif enerji yerini daha güzel duygulara bırakıyor.

BİZİM ARAMIZDA KİŞİLİK ÇATIŞMASI YOK

Ben şunu gözlemledim; Alona Hanım sakin ama kontrol onda. Bunu bilmesine rağmen gayet akıllıca davranarak “Ben bilirim” havasına girmiyor. Sonuç; çekim boyunca eşinize “Aşkım beni yönlendir” deyip durdunuz.

- Tan: Zannediyorum ki en büyük şanslardan biri aramızda kişilik çatışmasının olmayışı. Hatta Alona bu konuda benden daha olgun. O sanki birçok şeyi aşmış. Kendi hırslarını dizginlemiş biri olduğundan, iş hayatımda ona danışıyorum. Kişilik çatışması olsaydı, belki yine fikirlerini sorardım ama tavsiyelerini dinlemeyebilirdim. Çünkü bu zamana kadar hep benim doğrularım beni buraya getirdi. Demek ki doğruymuş yaptıklarım. Ama ona danışıyorum ve beraber üretmeye çalışıyoruz. Tozpembe görünüyor olabilir anlattıklarım ama öyle.

Tozpembeyse bile ikiniz de belli bir hayat tecrübesinden geçip, sıkıntılar yaşayarak tozpembeye ulaşmışsınızdır...

- Tan: ılişkinin organik olması lazım. ıte kaka olursa, bir süre sonra insan bundan sıkılır. Doğallık şart. Ben arkadaşlarımda görüyorum; çift olamıyorlar. Bu kervanda zamanında biz de vardık. Ama hayatta hiçbir şey belli olmuyor, farklılaşabiliyor.

ADA, MAYMUN YAVRUSU GİBİ TEPEME TÜNÜYOR

Ada'dan sonra mesleki hırslarınız bitti mi, sivri köşeleriniz törpülendi mi?

- Tan: Çocukları hep severdim ama Ada'dan sonra her biri benim için Ada gibi olmaya başladı. Muazzam bir duygu. Keşke tüm çocuklar için mükemmel denilecek şartlar oluşmuş olsa. Anne ve baba birbirini sevse, çocuk öyle bir evde büyüse. Bu da her zaman mümkün olmuyor demek ki. Bunu sürdürmek için uğraşmak lazım. Gönüllü köle olmak gibi bir şey.

Kız babası olmak nasılmış?

- Tan: Daha yeni “Baba” demeye başladı. Küçük bir maymun yavrusu gibi tepeme tünüyor, başını omzuma koyuyor. Tabii konuşmaya başladıktan sonra her şey biraz daha farklılaşacak diye düşünüyorum.

Tahmininizce nasıl bir genç kız babası olursunuz ileride?

- Tan: Biraz Ada'ya bağlı. Biz onun için elbette ki anne ve baba olarak kötü bir şey istemeyiz. Eğer bizden tamamen kopuk bir yapıya sahip olacaksa o zaman daha farklı tepkiler vereceğiz. Ama umarım ki öyle olmaz. Bir liman vardır ya, hep o limana geri dönmek isteriz. O limanı oluşturan aile fertleri öldükten sonra yaşanan, “O limanı kaybettik” duygusudur. ışte biz o limanı, dalgalardan, zorlu hayattan kaçabileceği limanı yaratmakla yükümlüyüz.

KIZIMIZIN MUTLAKA BİR KARDEŞİ OLMALI

Başka çocuk düşünüyor musunuz?

- Alona: Evet. Kardeşinin olması çok önemli. Benim de kardeşlerim var. Ada'nın da olmasını isterim.

E siz bu durumda evden hiç çıkamayacaksınız herhalde?

- Alona: şimdi mümkün değil. Tüm vaktim Ada'nın... ıkinci bebek olursa onun da büyümesini bekleyeceğim.

Özlediniz mi iş hayatını?

- Alona: Son zamanlarda özlemeye başladım ama Ada ilk doğduğu zaman öyle bir özlem yoktu.
- Tan: Alona'yı kendi tarafıma çekmeye çalışıyorum. Çünkü bizim okul sayımız her geçen zaman artıyor ve artık vakıflaşmak üzereyiz. Bizimle çalışan çok önemli bir ekip var ama Alona'nın da işin bir bölümünde durması önemli. Bu, kostümle ya da açılacak olan akademinin iç yapısının hazırlığıyla ilgili olabilir.

ANADOLU ATEŞİ'NE RAKİP TÜRK GENÇ BALESİ GELİYOR

Tan Bey, dans okulları projenizi yıllar önce aklınıza koydunuz ve sonunda gerçekleştirdiniz. Helal olsun, çok istikrarlıymışsınız...
- Tan: 10 yıl önce benimle yapılan bir röportajda yapacaklarımı sıralamışım. Bugün bakıyorum da; saydıklarımın yarısından çoğunu yapmışım. Bir tane şey kaldı; o da okullarımızdan çıkacak olan dans topluluğu projesi. Onun zamanı geliyor. Her okulda 250-300 arası öğrenci var. 10 küsur okul oldu. Ve ciddi anlamda mezun vermeye başladık. Çok iyi bir topluluk kurulur diye düşünüyorum. Bugüne kadar başarılı işler yapmış olan Anadolu Ateşi'nin yanında bir başka topluluğun daha olması gerekiyor. Halk danslarından başka bir yapıda, daha çok klasik bale formunu barındıran bir topluluk projesi aslında. ısmini bile koydum. Cep telefonumun açılışında bile “Türk Genç Balesi” yazar. Umarım bir gün olacak.

BİZ ÇOK SEVGİ VERELİM ADA DA GERİ KALANINI ÇEVRESİNE PÜSKÜRTSÜN

15 sene sonra Ada bunları okuyacak. 16 yaşındaki Ada'ya ne söylemek istersiniz?

- Tan: Benim özgüvenimi oluşturan şey, ailemin bana söylediği bir cümledir. Konservatuvarda yatılı okuduğum, ailemden uzak olduğum, bale gibi çok meşakkatli bir iş seçtiğim, en önemlisi de 30 sene öncesinin Türkiye'sinde bale sanatı içinde var olduğum için her zaman o cümle beni etkilemiştir: “Sen en iyisini bilirsin.” Kızım sen en iyisini bilirsin.

- Alona: Çok güzel cümle. O yaşta ne söylersek söyleyelim; her şeyi tecrübeyle öğrenecek.

- Tan: Zaten o yapmak istediği her şeyi yapacak. Asla onun önüne geçemeyiz. O en doğrusunu her zaman bilecek. Bir de biz Alona'yla sevginin derecelendirilme konusunda çok konuştuk. Nasıl davranmalı, çocuğa nasıl yaklaşılmalı diye kitaplar okuduk, araştırdık. Sonra şuna kanaat getirdik; biz çok sevgi verelim, o geri kalanını çevresine püskürtsün!

Bu mutluluğun üzerine büyük bir acı düştü

Tan Sağtürk, röportajımızdan birkaç gün sonra Defne Joy Foster'ın ölümüyle sarsıldı. Ünlü dansçı, kısa bir açıklama göndererek yaşadığı acıyı paylaştı: “Bu röportajı yaklaşık bir hafta önce yapmıştık. Bu büyük mutluluğun üzerine çok büyük bir acı düştü; Defne'ciğin ölümü düştü. Şu an gerçekten acı çekiyorum. Çok üzgünüm, bunun bilinmesini istedim. Fotoğraflarda çok mutlu görünüyoruz ama şu an her şey çok başka...”