"Son Umut" ekibinden açıklamalar!

"Son Umut" ekibinden açıklamalar!

Cem Yılmaz, Yılmaz Erdoğan, Olga Kurylenko ve Russel Crowe Hürriyet gazetesinde Savaş Özbey'e konuştu... Birlikte çok eğlenen dört yakın arkadaş Russell, Olga, Cem ve Yılmaz’la basın gösterimi-gala arasında, bir sinema fuayesinin keyifli koltuklarında, bir kahkaha bin ayıp örter kıvamında...

"Son Umut" ekibinden açıklamalar!

Başrol oyuncuları Russell Crowe, Olga Kurylenko, Yılmaz Erdoğan ve Cem Yılmaz arasında paslaşmalar gırla, o pasları mükemmel tekniklerle gole çevirmelerse, yılların dostluğu kıvamında. Her şey Russell Crowe’un, yeni filminin tanıtımına gelenleri Türkçe ‘merhaba’ sempatisiyle avlaması...

"Son Umut" ekibinden açıklamalar!

Ve Cem Yılmaz’ın da bu pası, kalabalığa ‘Hello’ deme kurnazlığıyla karşılayıp, topu 90’dan en gıdıklanan yerlerimize takmasıyla başladı. Kararını Cem Yılmaz ve Yılmaz Erdoğan’da kıldı ama belli ki İstanbul’da 50’den fazla oyuncuyla görüşen Russell Crowe, sadece ekibine cast değil,

"Son Umut" ekibinden açıklamalar!

sonradan iyi dost olabileceği, elektriğinin tutup, gerçekten eğlenebileceği arkadaşlar da arıyormuş. Bulmuş da. Mevzuunun özeti bizzat Crowe’dan: “Öyle iyi anlaşıyoruz ki arkadaş değil, kabile gibiyiz.” Ve işte sonuç...

"Son Umut" ekibinden açıklamalar!

Endişeli yüreklere sular, ulusal kaygılara müsekkinler serpilsin: Russell Crowe’un Çanakkale Savaşı için çektiği ‘The Water Diviner-Son Umut’, sağ gösterip sol vuran James Bond’lardan, ters köşeye yatıran ‘Taken’lardan fersah fersah uzakta, karış karış Anadolu’da; hatta şaşırtacak kadar bizden/içimizden.

"Son Umut" ekibinden açıklamalar!

Hatta Crowe’un Kuvayı Milliyecilerle öyle bir kader yolculuğu, öyle bir silah arkadaşlığı var ki, Yunanistan ayağa kalkacak, lobiler hop oturup hop kalkacak! Onu artık Meriç’in batısı düşünsün; biz dönelim suyun bu yakasına...

"Son Umut" ekibinden açıklamalar!

Peki filmin Türk kahramanları için “Artık Batı’ya açıldılar, Hollywood’dan aşağısı kurtarmaz” öngörüleri ne kadar doğru? Cem Yılmaz’a sorsanız, hiiç de sanmıyor: “Beraber seti paylaştığınız insanların kimler olduğu önemli tabii ama benim için, bir film setinde olmaktan daha büyük bir hayal yok. O da zaten gerçekleşmiş bir hayal.”

"Son Umut" ekibinden açıklamalar!

Böyle diyor ama Avustralya Akademisi’nin onu değil de Yılmaz Erdoğan’ı ‘En iyi yardımcı erkek oyuncu’luğa aday göstermesi mevzuuna pek bozuluyor, konu açılınca ortamları terk ediyor. O terk ettikçe, Yılmaz Erdoğan arkasından röveşatayı çakıyor: “Yahu bir türlü içselleştiremedi bu konuyu bu çocuk!”

"Son Umut" ekibinden açıklamalar!

- Filminiz için iki Türk yıldız seçtiniz: Cem Yılmaz ve Yılmaz Erdoğan. Birinin isminin diğerinin soyadı olması biraz tuhaf gelmedi mi? RUSSELL: Bak bunu iki yıldır hiç fark edememişim. Vay canına! Ne kadar şanslı bir adamım ki hayatımda senin gibi biri var Savaş. (Olga kahkaha atıp Cem’in kucağına yıkılıyor)

"Son Umut" ekibinden açıklamalar!

- Biz Türkler tarihimizle ilgili iyi filmler izlemeye pek alışık değilizdir. Ya Türk seyircisi bu alışkanlığından vazgeçemez de filme gitmezse? RUSSELL: Bana yansıyanlar onu göstermiyor. Bugün görüştüğüm gazeteciler, Avustralya’da yaşayan Türkler, iş ortaklarımız... Hepsi filmdeki bu ‘Türk perspektifi’nden etkilenmiş durumda.

"Son Umut" ekibinden açıklamalar!

- Bir gün siz de bir Yılmaz Erdoğan ya da Cem Yılmaz filminde oynar mısınız? CEM: İnanmazsınız, Russell da bayılır küçük bütçeli prodüksiyonlarda oynamaya! RUSSELL: Ben bu tür gelişmelere hep açığımdır... Ama ben sadece bütün kararları kendim aldığım zaman keyfim yerinde hissediyorum. CEM: E o zaman ver kararını Russell!

"Son Umut" ekibinden açıklamalar!

- Casting için yeterince araştırma yaptığınıza gerçekten inanıyor musunuz? Mesela Olga yerine Nurella daha çok yakışmaz mıydı ‘The Water Diviner’a? OLGA: Nurella kim ki? - Bizim ulusal bir yeteneğimiz ve aynı zamanda eski bir Metallica üyesi...

"Son Umut" ekibinden açıklamalar!

CEM: Hahhahha şaka yapıyor Russell, sakın cevap verme buna. RUSSELL: Sanırım casting tercihlerimden son derece memnunum. Dedim ya denge iyi kuruldu ve Türk sinemasının efsaneleriyle çalıştım bu filmde. - Tamam son bir soru: Türk siyasetiyle ilgileniyor musunuz? Mesela Yeni Zelanda ve Avustralya’yı Müslümanların keşfettiğini biliyor muydunuz?

"Son Umut" ekibinden açıklamalar!

CEM: Ne? Yok artık! RUSSELL: Evet, olabilir. Bazı haritalar görmüştüm ben de... Tarih ilginç bir konu değil mi? - Şimdi Olga’ya birkaç sorum olacak... RUSSELL: Duymak için sabırsızlanıyoruz. Baksana Olga da çok heyecanlı senin tuhaf soruların için!

"Son Umut" ekibinden açıklamalar!

- Olga sen çok güzel bir kadınsın. Bu konuda otorite sayılırsın. Sence üçü arasında en yakışıklısı hangisi? OLGA: Yılmaz, Melbourne’den İstanbul’a uçuşumuz boyunca bunu Türkiye’de söylemem için şu cümleyi ezberletti: “Yilmaz, Cem’dan dahha yakijikli...” CEM: İteleye iteleye ancak bu kadar!

"Son Umut" ekibinden açıklamalar!

OLGA: Biliyor musun bence üçü de tepedeki adamlar ve eğer bir seçim yapmak zorunda kalsaydım, üçüne de yürürdüm. CEM, YILMAZ VE RUSSELL: Öhöööööö... Dur orada! Bir sonraki soru lütfen! OLGA: Ya niye öyle diyorsunuz? Birden çok erkeği olan kadınlar var. Hindistan’da galiba. Üçünü de isterdim.

"Son Umut" ekibinden açıklamalar!

- Güzel olduğun kadar akıllısın da. Peki sence üçünün arasında para kimde? OLGA: Cevap çok açık değil mi? (Gözünü Russell Crowe’a deviriyor) - Kadınların kendilerini güldürebilen erkekleri seksi bulduğu söylenir. Ya bu Cem, bize mi komik geliyor, yoksa yabancı gözüyle sen de eğlenceli buluyor musun?

"Son Umut" ekibinden açıklamalar!

CEM: Ne sorup duruyorsun, birbirimizi seksi bulduğumuz çok açık değil mi işte? OLGA: Bazen Türkçe konuştuğu, tek kelime anlamadığım zamanlarda bile gülmekten öldürüyor beni. Şu surata baksana!

"Son Umut" ekibinden açıklamalar!

- Ailenin fala, senin de Türk kahvesine düşkün olduğunu biliyoruz. Kahve falı bakmayı öğrenecek misin? OLGA: Tabii tabii araştırmalarım devam ediyor. O şekillerin ne manaya geldiğini tek tek çözmem lâzım. CEM: Hatırlasanıza İstanbul’a ilk gelen ekipte Anna ve Janett diye iki makyöz vardı. Kahvenin telvesini de dikmişlerdi kafaya. Dur n’apıyorsun diyemeden, istikbalini içti kadın!

"Son Umut" ekibinden açıklamalar!

OLGA: İstikbalini içti! Hahhahah... Aslında biz Ukraynalılara Türk kahvesi yabancı bir şey değil. Evlerde herkes yapar. Hatta özel bir pişirme aleti de vardır, cezve. CEM: E ‘cezve’ bizde de cezve! OLGA: Aaa siz de mi cezve diyorsunuz! Şimdi anladım nereden geldiğini. RUSSELL: Gördün mü Savaş? Osmanlı...

"Son Umut" ekibinden açıklamalar!

- Olga, film için Türkçe dersleri aldığını biliyoruz. Ama burası Türkiye. Hiç ayıp kelime öğretmediler mi sana? CEM: Biz hiç öyle şeyler yapar mıyız? OLGA: Aslında hep güzel şeyler öğrettiler: Çok guzeel, lisanı münaysip... RUSSELL: Pek de alışıldık bir durum değil. İnandın mı bu cevaba? YILMAZ: Aslında ben öğrettim ama hatırlamıyor.

"Son Umut" ekibinden açıklamalar!

- Filmin bir sahnesinde “Kavga arıyorsan, git, Kuvayı Milliye’ye katıl!” diyorsun. Bu replik, oradaki halin o kadar Cem Yılmaz ki... Acaba o dönemde yaşasan Kuvayı Miiliye’ye katılır mıydın? CEM: İşte bu yüzden beni filmine aldı adam. Hissettiii benim ruhumun tam Kuvayı Milliye olduğunu.

"Son Umut" ekibinden açıklamalar!

- Filmde söylediğin ‘Hey Onbeşli’ türküsünü kendin seçmişsin... CEM: Birkaç alternatif vardı ama bazıları daha önce çok kullanılmıştı. ‘Onbeşli’ içlerinde hem en güçlüsü hem de çok kullanılmamış olandı.

"Son Umut" ekibinden açıklamalar!

- Dün Gece 28 sayfa Cem Yılmaz-Russell Crowe’ google’ladım. Yarısından çoğu Twitter’da birbirinizi unfollow (takibi bırakma) ettiğinizle alakalıydı. Nedir bu Twitter meselesi? Şimdi asayiş berkemal mi, herkes birbirini takip ediyor mu? OLGA: Tabii ki biz bir aileyiz. RUSSELL: Takip, aşk demektir...

"Son Umut" ekibinden açıklamalar!

CEM: Bunu bize daha ilk başta tembihlediler: Eğer birini yürekten seviyorsan, onu takip edersin Twitter’da. YILMAZ: Birbirinizi retweet’leyin dediler. - Russell, Hollywood’daki bütün güzel kadınları tanıyor değil mi? Seni de tanıştıracak mı Nicole Kidman falan hepsiyle?

"Son Umut" ekibinden açıklamalar!

CEM: Çoktan tanıştırdı bile. Ama sanatsal açıdan. Biz Russell’la kadınlar söz konusu olduğunda yetenek açısından ele alırız konuyu. Güzellik mi, yetenek mi sorusu söz konusu olduğunda benim için akan sular durur: Yetenek! Russell da öyledir. Hep yetenek konuşup durur. YILMAZ: Benim bu röportajın nereye gittiğine dair ciddi endişelerim var çocuklar!

"Son Umut" ekibinden açıklamalar!

- Abi sen başrolsün ama sana dönücem... Önce Olga’ya bir sorum var. YILMAZ: Tabii keyfine bak Savaş. - Abi dönüyorum hemen sana. Cem’e şu Twitter’daki unfollow mevzuunu bir sorayım... YILMAZ: Tabii tabii, buyur... - Şahane bir röportajdı, vakit ayırdığınız için dördünüze de çok teşekkür ederim.

"Son Umut" ekibinden açıklamalar!