Şarkıcı Sinan Akçıl, verdiği bir röportajda Burcu Kıratlı'yla olan evliliğine dair ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
Son olarak 'Goy Goy' şarkısını çıkararak yaz sezonuna hızlı bir giriş yapan şarkıcı Sinan Akçıl, Hürriyet'ten Cengiz Semercioğlu'na konuştu. Akçıl, 4 ay önce nikah masasına oturduğu Burcu Kıratlı'yla boşanacaklarına dair çıkan haberler hakkında çarpıcı itiraflarda bulundu.
İşte Sinan Akçıl'ın o açıklamalarından satır başları...
Hadi Sinan ‘goy goy’ yapmaya başlayalım... “Goy Goy” diye bir şarkı yapmak nereden aklına geldi?
- Goy goy lafını, Burcu (Kıratlı) çok kullanıyordu. Sürekli “Hadi biraz goy goy yapalım” diyordu. “Lan bu goy goy neymiş” diye gizlice TDK’ya baktım. “Anlamı; eğlenme, eğlenceli anlar geçirmekmiş” dersem yalan söylemiş olurum. Çünkü TDK’ya bakmadım. (Gülüyor) Ama gençlik bu kelimeyi o anlamda kullanıyor.
E sen de “bu kelimeden şarkı yapayım” mı dedin?
- Evet, bedavadan söz bulmuşum, “bunu tamamlayayım” dedim ve ortaya “Goy Goy” çıktı. “Çocukların olsun boy boy, hayat sana nasıl goy goy” diye... Bence yazın en eğlenceli şarkısı... Bundan daha eğlenceli şarkı yapabilecek olan varsa, buyursun gelsin.
“Benim şarkılarımla yaz başlayacak” diye iddialı konuşuyorsun... Şarkılarına bu kadar çok mu güveniyorsun?
- Evet... Geçen hafta Ebru Gündeş’e verdiğim “Çabuk Unutma” şarkısı çıktı. İki gün önce “Goy Goy”u beğeniye sunduk. Haftaya da Ajda Pekkan’a verdiğim “Canın Sağolsun” çıkacak. Üçünün de söz müziği bana ait... Bu üçlüye güvenerek “Daha yaz gelmedi, biz size gelince söyleyeceğiz” dedim. Çünkü bu üçlü çıkana kadar, daha piyasada yaz şarkısı yoktu. İnşallah halkımız tarafından da kabul görürse bu şarkılarla yazı başlatmak istiyorum. Kendimi de müziğin meteorolojisinden sorumlu devlet bakanı ilan ediyorum. (Gülüyor)
Ama Demet (Akalın) “Biz çoktan yazı getirdik bebeğim” diyor...
- Ama o şarkısını söylediği günden beri yağmur yağıyor. (Gülüyor) Demet çok güzel slow bir şarkı ile çıkış yapmayı tercih etti. O yüzden biz meydanı boş bulduk, devam ediyoruz. Şarkılarımda iddialıyım. Özellikle Ajda Pekkan’ın üzerine Türkiye’de solist yok. Ajda ne zaman şarkı söylemek isterse, herkesin bir adım geri gitmesi gerekiyor.
“Canın Sağolsun” da tam Ajdalık bir şarkı...
- Evet, “Canın Sağolsun”la “Arada Sırada” geleneğini devam ettiriyoruz aslında. ‘Canın sağ olsun’ Ajda’nın ağzına yakışacak bir kelime. “Goy Goy”la çok tezat şarkılar. “Goy Goy”la karşı tarafla biraz dalga geçerken, “Canın Sağolsun”da bir sitem var.
Ajda’nın klibinde de birlikte kamera karşısına geçtiniz değil mi?
- Evet, Nihat Odabaşı da klibin yönetmenliğini üstlendi. Aşk acısı çeken iki kişiyi simgeliyoruz. Ajda ile daha önce de “Cumartesi” şarkısının klibinde beraber oynamıştık. 8 yıl aradan sonra yine birlikte kamera karşısına geçmiş olduk.
Senden bir tık sonra gelen Edis’ler Aleyna’lar “Bizim olduğumuz uçak düşerse Türk popu biter” diyorlar...
- Hangi uçak? Bence kalkan başka uçağa baktılar, ondan bahsediyorlar. (Gülüyor)
Senin olduğun uçağa baktılar herhalde...
- Evet, bizim olduğumuz uçağa bakmışlar (Gülüyor) Şaka bir yana onların olduğu uçak düşse, Türk popu bitmez ama yara alır. Ama eğer o uçakta ben de olsam, o zaman Türk popu bitebilir. (Gülüyor)
Genç popçular sizden daha mı megalomanlar?
- Yok, Aleyna’ya megalomanlık yakışıyor. Ben de onun yaşındayken öyleydim, sonradan törpülendim. Edis’te ise öyle bir ukalalık görmüyorum, o bir kibar çocuk. Zaten ona çok yakışmazdı, antipatik dururdu. Aleyna’ya dediğim gibi iddialı konuşmaları yakıştırıyorum. Çünkü benim de zaman zaman o tarz iddialı açıklamalarım oluyor. Aleyna ile ikili bir röportaj versek, millet ego patlamasından ölür (Gülüyor) O kızla yan yana gelmemeye çalışıyorum.
Genç şarkıcılardan kimleri beğeniyorsun?
- Son zamanlarda rap’çiler hoşuma gitmeye başladı. Ben Fero, Ezhel güzel işler yapıyor. Aleyna’nın da doğru bir tavırda olduğunu düşünüyorum.
Burcu Kıratlı ile boşanacak mısınız?
- Ben her zaman dürüst olmayı tercih ettim. O yüzden evet, sorunlarımız olduğu doğrudur... Evliliğe alışamadık, arkadaşlık ilişkisinden karı koca boyutuna geçtiğimizde bazı fikir ayrılıkları yaşadık. Şimdi de bunları aşmaya çalıştığımız dönemdeyiz...
Umut var mı peki, sorunları aşacak mısınız?
- Buna açıkçası şu anda dürüst cevap veremiyorum. Bu dönem ne kadar uzun sürer, nereye gider, tünelin sonunda ışık var mı bilmiyorum. Hiç kimse severek evlendiği kişiden ayrılmak istemez. Ben Burcu’ya korkunç saygı duyuyorum. Sevgim de var. Onun da öyle... Ama bu virajı alamazsak, bu yolda gerekeni yaparız. Önemli olan saygı ve sevgi çerçevesinde bitirebilmek ya da devam ettirebilmek.
Evleri ayırdınız mı?
- 10 gün ayrı kaldık. O dönemde kafa dinleme sürecine girdik, daha sonra tekrar bir araya geldik. Şu an birbirimize olan duygularımızı ve mutluluğumuzu tartıyoruz.
Boşanmak için mahkemeye başvurdunuz haberlerin çıktığı günün ertesinde Cumhurbaşkanı’nın iftar davetine birlikte katıldınız...
- Çünkü ben o terbiyeyi gördüm, devlet eğer seni eşinle birlikte bir yere çağırıyorsa, oraya özel hayatını yansıtamazsın. Biz de Burcu ile devletimize olan saygımızı gösterdik.
Cumhurbaşkanı iftar sonrası sizinle özel bir konuşma yaptı. Evlilikle ilgili tavsiyelerde mi bulundu?
- Evet, değerli eşi ile 20 dakikalık özel bir görüşmemiz oldu. Bu kadar devlet meselesi arasında böyle gündeme gelmek istemezdim ama bu konunun da bahsi geçti. Burcu ile bana bazı tavsiyelerde bulundu. Onun babacan tavrını bir kez daha gördüm.
Burcu ile 2 ay içinde evlenme kararı aldınız. Bu önemli kararı için çok kısa bir süre değil mi?
- 1 haftada da evlilik kararı alınabilir. Aşk bu. Aşkın zamanlaması olmaz... Bu kadar çabuk davrandığın için pişman mısın diye sorarsan, asla pişman değilim. Çünkü o anki duygumuz, o anki mutluluğumuz bize bu tertemiz adımı attırabilecek durumdaydı. Ama daha sonra bazı çatışmalarımız oldu...
Evliliğinizde bu kadar sürede kriz çıkmasının nedeni neydi? A-kıskançlık, B-ihanet, C-tahammülsüzlük...
- İhanet asla yok. Zaten kötü anlamda bir şeyler yaşamadığımız için hâlâ yüz yüze bakabiliyoruz.
Kriz nedeni ne o zaman?
- Hayatta mutluluk duyduğumuz konuların farklı olması... Biz şimdi ortak noktaları bulmaya çalışıyoruz. Egoistlik yapmadan, ikimiz de birbirimizi anlamak için çaba sarf ediyoruz. Hayata bakış açılarımızın tekrar ortak noktada buluştuğu anda zaten bu evlilik devam edecektir.
Ben, senin evlilik adamı olduğunu düşünmüyorum. Hatta geçen hafta köşemde “bu evlilik yürür mü yürümez mi” diye bir yazı kaleme aldım. “Yüzde 80 oranında yürümez” dedim...
- Katılmıyorum, ben evlilik adamıyım. Hatta bir gün Burcu ile kavga ederken bana “Sen çok iyi bir kocasın, eminim çok iyi de baba olursun” dedi. Ondan bunu duymak beni açıkçası mutlu etmişti. Popçuların çapkın imajından dolayı böyle düşünüyorsun...
Bu ilişki biterse yeniden evlenir misin?
- Hayır, yeniden çok çabuk evliliğe adım atmam. İki kere düşünürüm. Çünkü ben yaşayabileceğim en yüksek duyguda girdim bu evliliğe... Karşılıklı bazı hayal kırıklıkları yaşadık. Bu hayal kırıklıklarının tamir edilmesi biraz zaman alacaktır.
Evliliğin yaratıcılığını öldürdüğünü düşünüyor musun?
- Yok aksine sevdiğin kadın yanında olduğu zaman çok özel şarkılar yazabiliyorsun. Burcu’nun yanında Berkay’a “Deliler”i yazdım. Sibel Can’a “En büyük Aşkım” diye bir şarkı verdim. Yapabiliyorum yani... “Evlendi artık üretemez” diyenler beni bitiremedi. Çünkü en başta fan kitlemde hiçbir sıkıntı olmadı, hâlâ konserlerde çığlık çığlığa, göz gözeyiz. Benim üretimime en fazla onlarla yaşadığım etkileşim yansıyor.