SİNA KOLOĞLU YAZDI...

Milliyet TV Eleştirmeni Sina Koloğlu'n "Magazin tantanası" başlıklı yazısı..

SİNA KOLOĞLU YAZDI...

Bir kere şuradan başlayalım; magazin sadece gece çekilen görüntüler ya da Türbükü denilen o ufacık tefecik yere sığışmış insanların görüntülerini çekmek değildir. Burada anlaşalım. Magazin, hayatın tüm alanlarında yaşanılanlardır.

Ben de bir zamanlar magazin muhabirliği yaptım. O zaman Cumhuriyet’te çalışıyorum. Şefimiz de Mehmet Yaşin. Yalçın Pekşen köşesinde döktürüyor. Otellere giderdim, mankenlerin boy resimlerini çekerdim. Şimdi artık abladan teyzeye doğru giden mankenlerin özel gösterileri olurdu. Bülent Ersoy basın toplantısı yaptı, gitmiştik. Erdoğan Köseoğlu yılların usta fotoğrafçısı, çok hareketliydi. Ersoy’un dikkatini çekti tabii ki. “Hangi gazete?” diye sormuştu. “Cumhuriyet” deyince şaşırmış “Pek bir sert gazetedir” demişti. Resmimiz de durur saklarım!


Neyse ucuz hikâyeler. Bugünkü gibi değildi. O zamanlar da “abla-ağabey vs.” muhabbetleri vardı. Ama gerçekten bu kadar yerlerde sürünmemişti. Aslında bu kadar çok şarkıcı, oyuncu, manken yoktu yani eğlence dünyası da bu kadar kabarmamıştı. Özel TV’lerle bu sektörde gerçekten bir patlama yaşandı.

Hiç bu konuya girmeyecektim, ama...
Hiç bu konuya girmeyecektim, taa ki Habertürk’te Sevim Gözay’ın “3. Köprü” programını izleyene kadar. Hani olanlar olmuş, yazmayan, akıl vermeyen kalmamış. Ama baktım çok ağır sözler söyleniyor. Mesela Posta’dan Müge Dağıstanlı “Liseyi bitirmemişler. İlişkiler ağabey-abla düzeyinde” derken magazin programlarının ekiplerinin çoğunun “gececi” tabir edilen eğitimsiz kişilerden oluştuğunu; bir gece kulübünün önünde ağabeyleri ve ablalarını beklerken onlara verilen dürümleri yediklerini yani beş parasız olduklarını söyledi.
Bekir Hazar, Sema Denker, Reşat Balcıoğlu da ona katıldı. Ömür Varol da olmalıydı orada. Açıkçası bir seviyesizlik oldu-ğunu kabul ediyorum. Ama şöyle bir silkeleyince de kimlerin tozları dökülmez ki. Yani o gece bir dürüme bakanlar kadar!

O sırada “Bizden Kaçmaz”ta takip vardı
O sırada Fox’ta zaman zaman şirazeyi kaçırsa da magazin programlarına bir renk getiren “Bizden Kaçmaz”da “takip” vardı. “BKM?Mutfak”ın Hamdi’si Cihangir’de bir hanımla mer-divenlerden inerken arkada muhabir takipteydi. Bizim Hamdi daha bu konularda toy olduğuiçin böyle boynu bükük konuştu.
Bugünlerde Cihangir ve Beyoğlu pek revaçta. Reina takımı ise rahat. Şimdi Beyoğlu’nun gözde rock mekânları gözetim altında. Çünkü bütün dizi oyuncuları buralara takılıyor. İçiyor ve dışarı çıkınca karşısında kamera ordusunu buluyor. Peki orada oldukları nasıl biliniyor? Birileri haber veriyor.

Son olaylarla anlaşıldı ki her açıdan bu programları sor-gulamak onların da kendilerine çeki düzen vermeleri ve belki de Müge’nin dediği “gececiler” havasından kurtulması gerek.

Bu arada şunu belirtmeden geçmeyeyim. Magazin dünyası fırlama, yırtık, yakışıklı, gözükara habercilerden oluşur. Ağabey ve ablalık vardır. Arabesk ilişkilerdir. Zaten bu kankalıktır her şeyi yüz göz eden. Levent Kırca da kızmış. Yani kameralara “Maraba Televole” derken böyle değildi ama...