Shakira’dan Türkçe sürprizi

İzzet Çapa, Shakira ile arasında geçen diyaloğu Kelebek'te kaleme aldı.. İşte Çapa'nın o yazısı...

Shakira’dan Türkçe sürprizi

14 Mart 2002 gecesiydi...Türkiye yeni “güzelini” seçmeye hazırlanıyordu. 2 bin kişilik salonda 5 bine yakın konuk balık istifine yeni bir anlam getirmişti...

Yılmaz Erdoğan ve Cem Yılmaz arka arkaya sahne alıyor, milleti kırıp geçiriyorlardı.

Azra Akın’ın “Türkiye Güzeli” unvanına layık görüldüğü o gecenin “şeref konuğu” ise 2001 yılında çıkardığı “Dirty Laundry” albümüyle Avrupa’da yıldızı parlayan Kolombiyalı şarkıcı Shakira’ydı. Türk halkı bu hanım kızla işte o gece “yüz yüze” tanışma fırsatı buldu.
Attığı göbeklerle hem seyircileri hem de en önde kendisini izleyen Uzan Kardeşler’i coşturdu.

Hatta ilerleyen günlerde Hakan Uzan’la arasında bir “kıvılcım” olduğu da dilden dile dolaştı.
Yıllar geçti, Allah “Yürü ya Shakira” dedi ve genç yıldız dünyanın en çok tanınan isimlerinden biri haline geldi. Albüm satışları tavan yaptı, Grammy’ler birbirini kovaladı; Beyonce, Wyclef Jean ve Rihanna gibi starlarla düetlerin ardı arkası kesilmedi.
Kolombiyalı “bacımız”, “Çocuk da yaparım kariyer de” diyerek tüm bunların arasına bir de anneliği ekledi. Üstelik çocuğunun babası da futbol dünyasında en az onun kadar ünlü bir isimdi. Barcelona’nın meşhur Pique’siyle “Waka Waka” şarkısının klip çekimlerinde tanıştıktan sonra büyük bir aşka yelken açmış, üç sene önce Milan adını verdikleri bir bebek dünyaya getirmişti.

Vikipedi misali tüm bunları neden anlattığımı merak ediyorsunuzdur herhalde. Efendim geçtiğimiz perşembe günü Shakira kendi adını verdiği yeni albümünün tanıtımı için Barcelona W Hotel’de özel bir gece düzenledi.

Tanıtım gecesi dedik diye hemen burun kıvırmayın, dünyanın birçok ülkesinden sadece birer yazar davet etmiş kadın. Ayıptır söylemesi Türkiye’den de bendeniz vardı listede...

Gitmeden önce neler yapacağımız tek tek anlatıldı; genel bir sohbetten sonra sadece iki soru sorabileceğimiz söylendi. Sanki Shakira’yla değil de Obama’yla görüşmeye gidiyoruz...

Yine de hakkını yemeyelim, Shakira ve Sony Music ekibi çok iyi hazırlanmıştı geceye. Hatta toplantının yapılacağı yer paparazzi baskınına uğramasın diye son güne kadar herkesten saklandı.

Önce kokteyl salonuna alındık, bir yandan içkilerimizi yudumlarken fonda albümdeki yeni parçaları dinlemeye başladık. Biz ilk dinleyenler olduğumuzu sanıyorduk ama etrafta bir gece önce bazı şarkıların internete sızdığı ve bu özel partinin özel davetlilerinden önce sadece birkaç milyon kişi tarafından dinlediği konuşuluyordu.

Shakira’dan önce sevgilisi Pique göründü salonda. Baktım, sağla solla şakalaşıp gülüşüyor; samimiyetinden cesaret alıp yanına yaklaştım. Birkaç soru sorup bir fotoğraf çekebilir miydim? Cevabı gerçekten samimi oldu: “Hayır!”
Hoppala! Herkese şapır şupur bize ya Rabbi şükür! “Benim başım kel mi?” diyecektim ama... Sustum.

Derken hep birlikte öbek öbek masaların bulunduğu dev bir salona alındık. Bir an içimden “Erkek tarafı nerede?” diye sormak geldi. Sanki albüm tanıtımına değil kızın düğününe gelmiştik... Etrafta öyle bir atmosfer vardı anlayacağınız.

Sağ olsunlar, bizim masayı da en öne koymuşlar... Yüzlerce kez geç kalmamamız konusunda uyarılmıştık. Shakira tam 20:00’de aramızda olacaktı. Sağ olsun “bizim kız” da “dakikliğini” gösterdi ve belirtilen zamandan sadece bir saat sonra sahnede yerini aldı.
Hani bazı sanatçılar vardır, ufacık tefeciktir ama sahnede devleşirler. Shakira bunlardan biri değil, bakmayın ekranda öyle göründüğüne... Ama çenesi öyle düşük ki ağzını açtığı zaman susmak bilmiyor.

Gecenin sunucusu ile başladılar konuşmaya. 2,5 yıldır şarkılar üzerinde çalışıyormuş ve bu albümde büyük bir sürprizi varmış.

“Gelmiş geçmiş en genç vokalist” diye tanımladığı bebeği Milan da bu projede kendisine eşlik etmiş.

Meğer Milan her akşamüstü bakıcısıyla gelip stüdyoda “takılıyormuş”. Yine böyle bir ziyaret sırasında Shakira oğlunu kucağına almış, kulaklıklarını takmış ve 23 adlı şarkısının son bölümünü söylemeye başlamış. Annesini pür dikkat dinleyen minik velet, şarkı biter bitmez “Ingaaa” diye bağırmış. Shakira da görmemişin oğlu misali Milan’ın sesini editlemeden albüme koymuş.

Kaderden bahsettiği “23”ün bir başka özelliği ise Pique için yazılmış olması.

“Onun için milyonlarca şarkı yazabilirim” dediği sevgilisi, Shakira ile tanıştığında 23 yaşındaymış. O nedenle “Bu parçayı çocuğumun babasına ithaf ediyorum” dedi.

Konu Rihanna ile yaptığı düetten açılınca Shakira, Riri’nin dünyadaki en büyük divalardan biri olduğunu, buna rağmen çalışırken hiç kapris yapmadığını söyledi. Tanıştıktan sonra Rihanna’nın bir “komşu kızı” kadar tatlı bir insan olduğunu gören Shakira yine de ona yaptığı düet teklifi kabul edilince çok şaşırmış.

“Aradığımda Rihanna’nın dünya turnesi yeni bitmişti. Ama Riri bütün yorgunluğuna rağmen şarkıyı duyar duymaz ‘Varım bu işte’ dedi. Bu yüzden Rihanna’nın cevabı benim için büyük bir sürprizdi.”

Shakira albümdeki “Dare” (La La La) adlı hareketli parçasını Dünya Kupası için revize edeceğini de ilk kez bu davette duyurdu.

“Biliyorsunuz futbolla çok özel bir bağım var” dediğinde salonda kahkahalar yükseldi. Shakira da “Evet biliyorsunuz, yalnız futbolla değil futbolcuyla da” diyerek Pique’ye gönderme yaptı.

Bu mini konferansın ardından boyu kadar bir bar sandalyesine oturup “23” adlı şarkısını gitar eşliğinde unplugged söyledi.

Sıra soru sorma faslına gelmişti. Bir aklı evvel çıkıp albümdeki şarkılarını nasıl seçtiğini sordu. Biz de dakikalar boyunca sanatçıların içinden geleni yapması gerektiği konusunda “gereksiz” bir tirat dinledik.

Derken bir başka soru geldi; “Pique sana ne zaman evlenme teklif edecek?” Önce salonda soğuk bir rüzgar esti. Shakira’nın Gestapo edalı menajeri soruyu soran adamın elinden mikrofonu öyle bir kaptı ki, tokat atacak sandım. Ama “Teklifi yaptığı zaman ben de öğreneceğim” diye bir yanıt geldi sahneden. Ve ortam yumuşadı...

Bu “mürüvvet” sorusunun ardından masalara kibarca haber gönderildi; “Lütfen müzikle alakalı olmayan soru sormayın!” Zannedersiniz sahnede Mozart var da, bizler de senfonilerini tartışıyoruz.
İspanya’ya kadar “Tonunuz fa diyez mi?” diye sormaya geldik sanki.

Tam sıra bize geliyor diye düşünürken bir baktım ki soru faslı bitmiş... Organizatörler son anda programı değiştirip, salondan toplam üç soru almaya karar vermişler.
Herkes isyanları oynadı ama “Bir ölüme bir de sensizliğe çare yok” diye mırıldanarak sineye çektik bu durumu...

Kaşla göz arasında kulise kaçan Shakira, kısa bir süre sonra tekrar salona döndü. Baktım kız masa masa dolaşıp bir yandan fotoğraf çektiriyor bir yandan da milletle el sıkışıp muhabbet ediyor. Dedim ya tam bir düğün salonu muhabbeti.
“Keşke yanımda bir altın getirip de taksaydım gelin kısmına” diye düşünmedim değil o an.

Bizim masaya geldiğinde son derece sevimliydi ve gönlümü almayı da bildi. Tabii ben de “tatlı çocuk” maskemi takarak “Türkiye’den geldim” dedim...

Shakira kırık dökük de olsa Türkçe konuşmaya başlamaz mı... “Merhaba! Türkiye’yi çok seviyorum, çok özledim. Yemekler çok güzel” sözcükleri patır patır döküldü ağzından.

Fırsat bu fırsattır deyip, Rihanna ile yaptığı düet nedeniyle Türkiye’de RTÜK ile sorun yaşayan son klibini sorduğumda “Pique, çok maço ve erkeklerle klip çekmeme izin vermiyor. Bu yüzden klipte sadece Rihanna vardı” deyip güldü.
Üstelik fotoğrafları çektirdikten sonra bir de “Görüşürüz” dedi. Doğru tahmin ettiniz, son kelimeyi de Türkçe söyledi. Ve yanağıma güzel bir öpücük kondurdu. Nedendir bilinmez bir an içim ısındı kıza...
Ne de olsa deplasmanda Türkçe konuşan biriyle karşılaşmıştık. Artık önümüzdeki maçlara bakacağız...

BEŞ DİL KONUŞUYOR

- Shakira, oğlu ve kocasıyla birlikte Barcelona’da yaşıyor.
- Şimdiye kadar tüm şarkılarını kendisi yazan Shakira bu sefer annelik ve evlilikle iyice ağırlaşan iş yükünü azaltmak için daha önce Katy Perry ve Pitbull gibi isimlerle çalışmış isimleri tercih etti.
- Shakira 5 dil konuşuyor; İspanyolca, İngilizce, İtalyanca, Arapca ve Portekizce... Harvard ve Oxford’da konferans vermiş.
- Obama ile birlikte Latin Amerikalıların eğitim şartlarını düzeltebilmek için çalışmalar yürüttü. Bir UNICEF elçisi olarak dünyanın unutulmuş bölgelerindeki çocukların eğitim ve yemek olanaklarının arttırılması için The Pies Descalzos ve ALAS adında iki dernek kurdu.