Hürriyet Pazar'dan Hakan Gence, "Medcezir" ile ekranlara dönecek olan Serenay Sarıkaya ile röportaj yaptı..
İşte o röportaj:
15 yaşında tek kelime İngilizce bilmeden Çek Cumhuriyeti’ne gitti, güzellik kraliçesi seçildi.
Tesadüfen gittiği bir sette apar topar kamera önüne çıkarıldı. Bugün en çok aranan genç yıldızlardan biri Serenay Sarıkaya.
Ancak hikâyesinin ‘masalsı’ olmadığını söylüyor: “Zor bir hayatın içinde mücadele ediyorum”.
Bir röportajınızda “Geçmişi çok düşünüyorum” demişsiniz. Geçmişle alıp veremediğiniz ne?
- Aslında o cümleyi, o anlamda söylememiştim. Demek istediğim, nereden geldiğimi, neler yaşadığımı çok iyi biliyorum. Nereden geldiğini unutanların da ne zorluklar yaşadıklarını görüyorum. Şimdi de olabildiğince bu işe başladığım ilk günü unutmadan yoluma devam etmeye çalışıyorum. Geçmişle hesabım yok, tam aksine hep geleceğe bakan bir zihniyete sahibim. Sonuçta bu hayatı yaşamayı hayal edemezdim. Her ânımın kıymetini biliyorum ve şükrediyorum.
Çok maddi zorluklar çektiniz mi? - Tabii. Çok çektiğim oldu hem de. Annemle yaşıyorum. İki kadın zor bir hayatın içerisinde mücadele ediyoruz. Bu yüzden daha güçlü olmaya çalışıyorum. Hatta kendimi kapatmam gerektiğim zamanlar bile oluyor.
Neden? - Çünkü arkamı yaslayabileceği bir gücüm yok. Hayat benim için her bir şeyin bitişinde yeniden başlıyor.
Anne ve babanız ne zaman ayrıldı? - 6 yaşımdayken. Ben annemle kaldım. Babam şimdi Ankara’da. Başka bir evlilik yaptı. Uzakta olduğu için elimden geldiğince görüşüyoruz.
Babasız büyümek hayatınızı nasıl etkiledi? - Bir kız çocuğunu, hele ki gelişim aşamasında baba faktörü bu kadar önemliyken, babasız büyütmek büyük olay. Bu yüzden annemi çok takdir ediyorum. Bir yandan çalışıyordu ama bana hiçbir şeyin de eksikliğini hissettirmiyordu. Antalya’da oturuyorduk. Orası küçük bir şehir.
İstanbul’da yaşama fikri bizim için büyük ve ürkütücüydü. “Bu işi yapmak istiyorum” dediğimde “Ne yapmak istiyorsan arkandayım” dedi. Bir hafta içinde İstanbul’a taşındık. Kendi hayatını yok saydı. Hayatı tanımamda, eğriyi doğruyu ayırmamda, kendi ayaklarımın üzerinde durmamda bana çok büyük etkisi oldu. Ben de ileride onun gibi bir anne olmayı çok isterim.
Bu mücadelede 15 yaşında ilk kez bir sinema filminde rol aldınız. Şöhret olup tanınmak rüyanız mıydı? - Liseye yeni başlamıştım. Aslında hayalim modellik yapmaktı. Bu yüzden her şeyden önce 15 yaşında bir güzellik yarışmasına katıldım. Hem de yurtdışına... Çek Cumhuriyeti’nde düzenlenen 18 yaş altı bir güzellik yarışmasına, tek kelime İngilizce bilmeden bir başıma gittim. Jüri özel ödülünü kazandım, taç taktım. Sonra Antalya yakınlarında ‘Plajda’ isimli bir filmin çekildiğini söylediler.
Sonra ‘Limon Ağacı’ işi için teklif geldi ve İstanbul’a taşındık. Oysa öncesinde ben Latin dansları ve okuluyla ilgilenen bir genç kızdım. Geriye dönüp baktığımda hayatın beni bunlara hazırladığını görüyorum. Ben sadece bana hazırlanan şeyi hiç reddetmedim ve karşı koymadım. Akıp gitmesine izin verdim o kadar.
Peki modellik hayali ne oldu? - Oyunculuk yaparken bir yandan da güzellik yarışmasına katıldım. Podyumda olmak istedim. Yalnız oyunculuk bana daha çok keyif verdi. Başarıyı yakalamak için tek bir yere odaklanmaya karar verdim.
Yeni dizi projeniz Medcezir ‘THE O.C.’ isimli efsane diziden uyarlandı. Sonunu bildiğiniz bir işte oynamak daha mı konforlu? - Aslında daha zor. Tabii elinde veriler olması ve karakteri tanımak bir konfor. Ama ister istemez dizinin yabancı versiyonunu izleyenler bir karşılaştırma durumuna girebiliyor.
Aynı zamanda hem bize has bir şey yapıp hem orijinaline sadık kalmanız gerekiyor. Bir yandan yabancı versiyondaki kız gibi olurken bir yandan da onun gibi gibi olmamaya çalışıyorsun. Neyse ki harika bir senaryo ekibimiz var.
Bu sezon kimi oyuncu yeni rolü için kilo verdi, kimi kas yaptı. Siz nasıl hazırlandınız, dizinin orijinal versiyonunu izleyerek mi? - Açıkçası diziyi yayında olduğu dönemde izlememiştim. Rolüm netleştikten sonra gerçekten bütün bölümleri izledim. Sekiz aydır çalışmıyorum. Üzerimde tatilin verdiği bir rahatlık vardı. Biraz kendime çeki-düzen verdim ama büyük büyük şeyler yapmadım. Zaten spora gidip düzenli besleniyor ve kendime bakıyorum.
Canlandırdığınız Mira zengin bir ailenin kızı. Yan daireye varoştan çıkan bir çocuğun taşınmasıyla o aşka kapılıyor. İlişkilerde hep bizden farklı olanı mı çekici buluruz? - Bu aşkta insanların tamamen görsel olan şeylere değil de kalpten gelen şeylere inanıp devam etmesi var. Yani karşınızdaki hiçbir şeye sahip olmasa bile iki kalbin birbiriyle buluşabilmesi bana çok daha kıymetli ve etkileyici geliyor.
Aşkta statü ne kadar önemli? - Benim için önemli değil. Ama keşke hiç kimse için olmasa.
Yani hiçbir şeyi olmayan bir adama âşık olur musunuz? - Karşıma çıkarsa asla “hayır” demem. Çünkü öyle bir aşkta beklentilerin ve egon sıfırlanır.
22 yaşında şöhret, ev, araba ve bolca para… Hepsine kavuştunuz mu? - Hayır. Hiç öyle hayallerim de olmadı.
Ne gibi hayalleriniz oldu? - Maddi olarak kendimle ilgili değil ama ailemi rahat ettirmeyi istedim. Onun dışında işimle ilgili güzel yerlerde olmak istiyorum. Zaten başarıya ulaştıktan sonra hepsi geliyor.
16 yaşından itibaren tanınıp gazete manşetlerini süsleme durumuyla nasıl başa çıktınız? - Çok zordu. Hatta bu sebepten magazinden ve işin bu kısmından uzak durmak istedim. Ne söylesem, ne yapsam bambaşka şekilde yazılıp lanse ediliyordu. Bu meslek hem popüler olmayı gerektiriyor. Hem de popüler olurken düzgün olmanız gerekiyor. Hiçbir şekilde denklemi çözülemiyor. Zorlandım.
Ama onuda artık kontrol edip yönetebilmeye çalışıyorum. Popüler olmanın avantaj ve dezavantajlarıyla barıştım. Sadece içimi temiz tutup yoluma devam ediyorum.
Magazin canınızı artık acıtmıyor mu? - Acıtmaması için uğraşıyorum. Ama bunu engellemek mümkün değil.
“Dizilerim oldu. Başrol oynuyorum. Ben artık oldum” havasında mısınız? - Hayır. Başarı uzun bir yolculuk. “Yaptım, ettim, tamamdır” demek doğru değil. Bunu hiçbir zaman söylemem. Sektörde ayakta kalabilmek sadece bir başarı değil aynı zamanda şanstır diye düşünüyorum. Ayrıca yaptığım işi o kadar seviyor ve eğleniyorum ki hiçbir zaman benim için mesleğimle ilgili “ben artık oldum”lar ya da sonlar olmayacak.
Şans dışında güzelliğin etkisi yok mu? - Günümüzde bence güzellik bir etken değil.
Bunu ilk kez sizden duydum... - Türk seyircisi artık çok interaktif, seçici ve tecrübeli... Sadece güzel olup güzel bakmak yetmiyor. Gerçekten yeteneğe, çalışmaya, sabıra ve disipline ihtiyacı var, oyuncunun kendisi geliştirmesi için… Ben de elimden geldiğince kendimi geliştirmeye çalışıyorum ve sadece güzelliğe yaslanmıyorum.
Çirkin bir kadın olsanız oyunculuk yeteneğinizle bu dizide başrol alır mıydınız? - Yoo ama başka bir rol için doğru cast olabilirdim belki de...
Peki hayatta güzellik başa bela oldu mu? - Bu işte istikrarlı olduğumu ya da bu işi gerçekten severek yaptığımı göstermek zor bir süreçti.
Kimine göre seksi, kimine göre masumsunuz… Peki aslında nasılsınız? - Bu söylediğiniz çok iyi! Çünkü tek bir renk olmayı ben de istemem. İkisi de diyebilirim.
Halil Sezai bu hafta “Serenay’a âşığım galiba” diye bir açıklama yaptı. Yanıtınız nedir? - Teşekkür ederim. Mutlu oldum. Çok samimi ve yürekten bir açıklama olduğunu düşünüyorum. .
Şimdi âşık mısınız? - Hayır...
Nasıl bir adam hayatınıza girer? - Onu bir kalıba sokmak mümkün değil. Birden çıkıyor ve hayatınıza giriyor.
Çok aşk acısı çektiniz mi? - Hiç tecrübe etmedim.
Nasıl yani hep toz pembe aşklar mı yaşadınız? - Çok sevdiğim insanlar ve sancılı dönemlerim tabii oldu ama belki de aşk inandığım bir şey değil.
Neden? - Bilmem, belki de hiç başıma gelmediğinden.
Sizce hakkınızda bilinen en büyük yanlış ne oldu? - Oynadığım karakterler sebebiyle soğuk ve burnu havada bir kız imajım oldu. İzleyenler ne görüyorsa ona inanıyor. Ama hiçbir zaman kimseye karşı duvarlarım olmadı. Soğuk ve snob olarak kimseye yaklaşamadım.
Sarıkaya, bu cuma Star TV’de başlayacak Ay Yapım’ın yeni projesi ‘Medcezir’ hakkında iddialı konuşuyor: “Medcezir bir gençlik dizisi değil. Herkesin bir şeyler bulabileceği bir iş olacak. Karakterlerin hepsi gerçek. Dışarıda görebileceğiniz ve inandırıcı tipler. Sanki kaldığı yerden devam eden bir şey izliyor gibi hissedeceksiniz.”