Şenay Gürler, şu sıralar rol aldığı iki tiyatro oyunu ve bir dizi nedeniyle yoğun bir koşuşturma içinde. Ünlü oyuncu, bu tempoya kısa bir mola verdi, Seninle dergisinin sorularını yanıtladı.
Aynı anda iki tiyatro oyunu ve bir dizide oynuyorsunuz. Müthiş bir enerjiniz olmalı...
- “Çelik Manolyalar” ve “Ay Işığı Tarifesi” adlı tiyatro oyunlarında ve “Küçük Sırlar” dizisinde oynuyorum. Geçen sezonun ikinci yarısında başlamıştık “Çelik Manolyalar”a, bu yıl da aynı hızda devam ediyoruz. 80'li yıllarda çekilmiş, güzel ve bilinen bir filmin tiyatro versiyonu. Amerikan kasabasındaki bir kuaför salonunda geçiyor. Ben oradaki kuaförüm. Altı kadının hayatlarındaki sorunlar, dayanışmaları ve ayakta durmaları çok naif bir dille anlatılıyor. Bu yıl Nedim Saban bir kez daha elden geçirdi, tekrar sahneliyoruz oyunu. “Ay Işığı Tarifesi” ise Alman bir yazarın. Tamamen doğaçlamalarla çıkan bir oyun. Bir kadının günümüzde yaşadığı bir aşk ilişkisini komik bir dille anlatıyor. Strateji mi önemlidir yoksa samimiyet mi önemlidir, bunu tartışıyor. Sonrasında iki oyunun da turnesi olacak.
Peki sizce aşkta strateji mi önemlidir samimiyet mi?
- Kesinlikle samimiyet diyorum.
Magazin camiasında samimiyetin olmadığı söylenir. Siz samimiyetten yanasınız. şimdiye kadar kaç dost edindiniz?
- Sadece bizim alanımızda değil genel olarak ilişkilerde öyle bir sorun var. ılişkilerin sınavdan geçmesi gerekir, yaşanmışlık, paylaşımlar, belki arada kavgalar... Bütün bunları bir araya getirdiğimde çok az arkadaşım olduğunu söyleyebilirim. Toplasanız beş kişi.
FATOŞ ROLÜNDEN SONRA TOPUKLU GİYMEYE BAŞLADIM
“Avrupa Yakası” dizisinde Fatoş'u canlandırdınız. Fatoş sizi ne kadar değiştirdi?
- Her oynadığınız karaktere çok bürünürseniz şizofrenik bir tip olursunuz. Fatoş benden izler taşıyordur, çünkü benden çıkan bir karakter. Ama birebir aynı değiliz. Hayatta insanlar birbirlerine karşı o kadar çok oynuyorlar ki, siz bunu iş olarak yapıyorsunuz. Öyle düşünün. Ben bunu sadece iş olarak görmüyorum; aynı zamanda ruhumu doyurduğum, para kazandığım, hayatımı geçirdiğim, hayatımı geçirmeyi seçtiğim şey olarak bakıyorum.
Fatoş size ne kattı?
- Fatoş ile daha tanınır bir hale geldim. Daha çok senaryo gelmeye başladı. Bu iyi bir şey. ıçsel olarak ne değişti derseniz, eskiden topuklu ayakkabı giymezdim şimdi topuklu ayakkabı giymeye başladım.
Fatoş flörtözdü. Siz ne kadar flörtözsünüz?
- Ben flörtöz değilim. Fatoş daha farklı bir kadın. O gezmeyi seviyor. Ben evde yaşamayı seven biriyim.
Ya aşk?
- Aşk çok önemli bir şey hayatta. Bu ikili ilişkiler için geçerli değil, her şey için geçerli. Ben oyunculuğa karşı da büyük bir aşk duyuyorum. ıkili ilişkilerde de aşksız olmaz. Aşkın tanımı herkese göre değişir üstelik. Üç kere aşık oldum, beş kere aşık oldum dersiniz. Böyle hissedebilirsiniz. Dönüp baktığınızda onun aşkla ilgisi olmadığını anlarsınız. O, o an olan bir duygudur. Aşkın çok farklı olduğunu, tanımlamalara sığmadığını düşünüyorum. Rakam veremeyeceğim size ama şu an çok yoğun bir aşk hissediyorum içimde. Hayatımda biri var ve ona aşığım.
DUYGU BENİM HAYAT YOLDAŞIM
Kızınızı tek kelimeyle anlatın desem?
- 'Duygu'. Adı da Duygu... Adını ablam koymuştu. Çok güzel bir isim koymuş. Çok güçlü ve duygulu bir kız. Benim hayat yoldaşım, hayatımda vazgeçmeyeceğim tek varlık. Her şeyden vazgeçebilirim ama ondan asla. Hayattaki tek zaafım kızım.
Genç anne olmak da güzel herhalde?
- Kızım 24 yaşında. Birlikte büyüdük onunla. Biz Duygu ile çok şey paylaştık. Öyle anlar, öyle şeyler paylaştık ki... Ben öğrenciyken aynı zamanda tiyatro yapıyordum. O benimle turnelere geldi. Küçücükken bana ezber yaptırdı. Çocuğum olmasının dışında insan olarak yaşadığımız çok özel anlarımız var. Hem sıkıntılı hem de çok güzel. O aynı zamanda benim hayat yoldaşım.
Kızınız yetişkin ve evlenecek yaşta. Kendinizi anneanne olarak hayal ettiniz mi?
- Olabilir ama kendimi anneanne olarak düşünemiyorum. Anneannesi gibi değil de annesiymişim gibi hissederim herhalde. Çünkü kızımı büyütürken annelik keyfini doyasıya yaşayamadım. Herhalde torun sahibi olunca anneymişim gibi hissedeceğim.
EVLİLİĞİ DÜŞÜNECEĞİM BİRİ ÇIKMADI KARŞIMA
Nasıl erkekler sizi cezbeder?
- İnsan olanını tercih ediyorum.
İkinci kez evlenmediniz. Sizi ürküten neydi?
- Kadın-erkek ilişkileri hem çok basit hem de çok zor. Apayrı yerlerden geliyor, farklı şeyler yaşamış oluyorsunuz. ılişkiyi yürütmek bir çaba gerektiriyor. şimdiye kadar “bu insanla evlenmeliyim” dedirtecek biri çıkmadı karşıma. Düşündüğüm zaman oldu ama olmadı. Hayat insanı bambaşka yerlere götürüyor. Birbirinize karşı yoğun duygular içinde olabilirsiniz ama birlikte yaşayamazsınız.