ÜNLÜ reklamcı Ali Taran’ın 2011’in kasım ayında kanser nedeniyle vefat eden eski eşi Selma Ann Desmond’ın kardeşi Neriman Erman, “Selma” adlı bir kitap çıkardı. Desmond’ın annesi Güney Hanım’ın ağzından yazılan kitapta, Desmond’ın hayatından çarpıcı kesitler var.
Kitabın en çok dikkat çeken bölümlerinden biri de, Ali Taran’ın “Yetenek Sizsiniz” yarışmasında birlikte jüri koltuğuna oturduğu Hülya Avşar’la aşk yaşadığı dedikodularıyla ilgili:
“(Selma) 2010 Kasım ayında Amerika seyahatinden döndüğünde, basında Hülya Avşar ile Ali Taran’ın resimlerini görmüş. Ali’nin bu konuda bir açıklama yapmasını beklemiş. Ali’nin verdiği cevap ise ‘Açıklanacak bir şey yok!’ şeklinde olmuş. Daha sonra 2010 yılının aralık ayında Hülya Avşar, ‘Zehra’yı okuldan alır mısın?’ diye bir mesaj atmış. Selma da bu mesajı görmüş. Evde bir tartışma yaşamışlar ve Selma’nın sinirleri bozulmuş.
Ama o kadar güçlü bir kadındı ki, kendisini kısa sürede toparlamış. Hiçbir konuyu uzatmadığı gibi, bu olayı da büyütmemiş. Yılbaşına, bu olayın yarattığı gerginlikle girmişler. Daha sonra Selma, Ali’nin evde kalmasını istemeyerek ona gitmesini söylemiş. (...) Hülya ile aralarında bir şey olmadığı için Ali ‘verilecek cevap yok’ diyormuş.
Ama Zehra’yı alma hikâyesine çok kızmış Selma. ‘Bilemiyorum çocuğum, belki yanlışlıktır. Ama yanlışlık değilse, Hülya’nın yaptığı çok ayıptı’ dedim. ‘Ne yanlışlığı anne! Haydi, Allah aşkına! Kime yutturuyorlar? Karışmış olabilir mi harfler, bak bir telefon listesine! Nerede ‘A’ harfi, nerede ‘K’ harfi? Ali nerede, Kaya nerede? Kimse yutmadı, ben sustum işte! Hülya da bir telefon açıp ‘Selma’cığım, bu haberlere sakın sıkılma’ bile demedi. Neden acaba? Ama benim sessizliğim canıma yetti. Çok üzüld
“Kızımın evine her gidişimde, bir kedi sorunuyla karşılaşıyordum. Hemen üst katında Ajda Pekkan, onun bir üstünde de Semiramis Pekkan oturuyorlardı. Ajda evde kedi besliyordu ve kediler de sürekli olarak bahçeye düşüyorlardı. Bu yüzden olacak ki, tentelerini açık bırakıyorlardı. Ali, ‘Bir gün başımıza düşecek bunlar Selma. Vallahi bu kedileri keseceğim’ diyordu gülerek.
Selma, Ajda Pekkan’ı çok sever ve ona saygı duyardı. ‘Sadece sahnede değil, hayatının her ânında bir süper star o’ derdi. (...) İlk defa, Ali’nin Ayşe ile yaptığı düğünden ve hislerinden bahsetmeye başlamıştı. Düğünün Semiramis Pekkan’ın evinde yapılması, Semiramis’in onlara evini açması Selma’yı çok üzmüştü. ‘Yazık’ demişti. ‘İnsanları görüyoruz yaşarken.’”
Mazhar Alanson, Ali ile birlikte çalıştığı zamanlarda hep Selma’ların evindeydi. Ali, Mazhar’ın çalışabilmesi için şirkette ona bir yer hazırlamıştı. Ama, Mazhar Alanson çok fazla gelip kalmamıştı. Ali de buna sinirlenmişti. Ayrıca Mazhar’ın Selma’ya gösterdiği aşırı ilgiyi farkettiği andan itibaren, kendisiyle ilişkisini kesmişti. Bu nedenle uzun süre konuşmadılar. ' Düğünü kastederek' “Seyrettin mi anne, bak kimler oradaydı?Bunları tek tek yazacağım. Her şeyi anlatacağım” diyordu içini çekerek
Güney Hanım’ın kitapta anlattığına göre, Selma Ann Desmond hastalığını atlattıktan sonra yüzüne estetik yaptırmayı düşünüyordu: “‘Anne her şeyi atlatınca, bu yorgun yüzüme estetik yaptırmak istiyorum, ne dersin?’ ‘Sen çok güzelsin yavrum, estetiğe hiç ihtiyacın yok.’ Oysa çektiği acılardan derin izler vardı yüzünde. Ama ‘geçecek’ diyordum. O hep güzeldi. Ağrılar yüzünün ortasında, acılar ise gözlerinin içindeydi.”
Kardeşi Neriman anlatıyor: “Alaçatı’daki evimizdeydik. Annem kahvaltı ediyordu, ben uyuyordum. Kız arkadaşım Pınar Saatçioğlu’nun beni uyandırmasıyla, sabah yayınlanan ‘İkinci Sayfa’ programını seyretmeye başladım. Programda Ayşe Özyılmazel’in annesi Oya Germen konuşuyordu. Annem, benimle birlikte programı seyrederken, ablamın yayınlanan her görüntüsünde gözyaşlarını tutamayıp ‘Benim evlâdım gitmiş, artık ben ne diyeyim’ diye ağlıyordu.
Günay Hanım, kitapta Ali Taran’la Ayşe Özyılmazel’in ilişkilerinin Selma Ann Desmond’u nasıl etkilediğini de anlattı: “Ayşe Özyılmazel, Sabah Gazetesi’nde, 11 Mart 2011’de ‘Haftanın Top 5’i’ başlığı altında yazdığı yazısında, 5. tavsiyesi olarak şunları iletiyordu: ‘Helicopter Girl. Geçenlerde Ali Taran tavsiye etti, valla bilmiyordum yeni öğrendim. İyi ki de öğrenmişim. Harika müzik yapıyor, videoları da çok başarılı.’
14 Haziran 2011’de beklenen oldu ve Ali ile Selma, ikinci kez boşanmak üzere hâkim karşısına çıktılar. (...) Aradan kısa bir süre geçtikten sonra, Ayşe Özyılmazel ile Ali’nin beraberliklerini duyduk. Selma bu haberi ilk duyduğunda, şok geçirmişti. Çok ağladı ve Ali hakkında ne konuştu, ne de bizim bir şey sormamıza izin verdi. Gerçekten çok üzüldü.”
Ali’nin cenazeye gelişini hatırlıyorum, ona baktığım anda, Selma’nın çektiği acıları düşündüm. O anda Ali’den nefret etmem gerekse de, bunu yapamadım. Selma, Ali’yi çok sevmişti,aynı şekilde Ali de Selma’yı sevmişti. O da bir insandı ve benim torunumun babasıydı.
Selma’nın yaşarken attığı kahkahaların sebebi de, üzülüp ağlarken döktüğü gözyaşlarının sebebi de hep Ali Taran’dı. Ali’nin gözlerindeki acıyı gördüm. Selma’yı mezara indirirken:“Ben bundan sonra nasıl yaşarım Allah’ım?” demiş Ali. Bunu öğrendiğimde, içinin ne kadar parçalandığını anladım. Ben evlât acısı yaşıyordum, ama Ali de 21 yıllık aşkını, hayat arkadaşını, karısını ve çocuğunun anasını kaybetmişti.
Bir insanın içine girmeden, onun çektiği acıları anlamamız mümkün değildir. Hiçbir başlangıç, sonun nasıl olacağını göstermiyor. Selma ve Ali de, aşklarının böyle biteceğini bilemezlerdi. Ben; sardım, sarmaladım, büyüttüm ve hayata verdim. Ali ise, onunla bir ömrü paylaştı. Son olarak da, o kucakladı ve toprağa verdi. (Hurriyet)