ŞAFAK SEZER: EŞİM SETİ BASMADI EVDE KRAL BENİM!

15 yılda oyuncu olarak 14 sinema filmine imza atan Şafak Sezer, ‘Kolpaçino Bomba’ filmi için ilk kez yönetmen koltuğuna oturdu. “Yönetmenlik ego tatmini” diyen Sezer, “Esas filmimi daha çekmedim. Öyle bir film yapacağım ki, tüm ödülleri toplayacağım” dedi. Ünlü oyuncu, 11 Mart’ta vizyona girecek olan ‘Kolpaçino Bomba’ filmini ve hedeflediği projeleri anlattı...

ŞAFAK SEZER: EŞİM SETİ BASMADI EVDE KRAL BENİM!

İLK FİLMİ GİŞEDE GEÇER

* Hem yönetip hem oynadığınız 'Kolpaçino Bomba' nasıl bir film oldu?
Çok eğlenceli, aksiyonu bol ve komik bir iş oldu. 90 dakikalık Fenerbahçe-Galatasaray maçı gibi çok heyecanlı bir film.

* Diğer senaristler “Mafya filmi çekmek istedik ama beceremedik” dediler. Siz ortaya çıkan sonuçtan memnun musunuz?
Hakikaten çok ciddi bir mafya filmi çekmeyi planlıyorduk ama hikaye başka yöne kaydı. Gidişat bizi güldürmeye başladı. Çıkan sonuçtan tabii ki memnunum. İlk 'Kolpaçino' 500 bine yakın izleyici topladı, bu film onu geçecektir.

VÜCUT YOK Kİ SEVİŞELİM!

* Arzu Yanardağ nasıl katıldı ekibe?
Arzu'yu Sinan Çetin'in 'Kağıt' filminin galasında gördüm. Gördüğüm anda “Budur” dedim. Oturduk, konuştuk o da sevdi. Beni yormayan tek oyuncudur.

* “Komedyenin öpüşmesi, sevişmesi kadar dandik bir şey yok” demiştiniz... Filmdeki jakuzi sahnelerinde zorlandınız mı?
Filmde öpüşme, sevişme muhabbeti yok. Öyle bir şey koyabilir miyiz ya? Ne vücut var ki sevişme sahnesi olsun! Bizdeki bacaklar Ronaldinho'nunkilerden kötü!

EVİMİZİN KRALI BENİM

* Çekimler sırasında pek çok haber çıktı. Eşinizin seti basıp senaryoyu değiştirdiği iddia edildi. Ne diyeceksiniz?
Öyle bir şey olabilir mi ya! Evimize yakın yerde çekim yapıyorduk, eşim de çocuğu aldı geldi. Bütün mevzu bu! Set basma durumu yok. Eşimin bana öyle bir şey yapma şansı yüzde 1'dir. Evde kral benim!

* 'Kolpaçino Bomba'da vermek istediğiniz mesaj nedir?
Evli barklı insanlar zina yapmasın! İnandığımız bir şey var; “Cennet kapısı, sen ve eşine açılıyor” diyorlar. Karakter de pişman olduğunu açıklıyor zaten. Burada en güzel mesajı Aydemir Akbaş veriyor. Erotik sinema geçmişi var ya, filmde de “Zinadan uzak durun! diyor.

* Sizi böyle bir şey yaşadınız mı?
Olabilir mi yahu? Esra hayatımızı bitirir. Biz sadece rüzgar yapıyoruz.

* Yaptığınız işler arasında sizi en çok mutlu eden sinema olsa gerek...
Kahramanlık peşindeyiz biz. Aç kaldığım zaman televizyona giderim, reklam çekerim ama sinema farklı bir şey. Sinemada öyle bir film yapacağım ki, imzamı atacağım. Bütün ödülleri toplayacağım.

* Şimdiye kadar imza atmadınız mı?
Bunların hepsi çekeceğim o film için çok iyi bir birikim oldu. Esas noktayı koyacağım filmi daha çekmedim.

'YAZ GETİR' BENİM HİKAYEM

* Nasıl bir film planlıyorsunuz?
'Yaz Getir' diye bir projem var. 1.5 yıldır senaryosuna çalışılıyor. Beni anlatan bir hikaye. İlkokuldayken bana şarkı söyletirlerdi... Koroyla başladım, soloyla devam ettim. Öğretmen “Şafak okulumuzu temsilen şarkı yarışmalarında solo yapacak.

Beyaz gömlek, siyah papyon, pantolon, kemer ayakkabı alın” diye eve haber yolladı ama paramız olmadığı için o soloya çıkamadım. Benim yerime seçilip de şarkı söyleyenleri damdan seyrederdim. Film de böyle başlıyor işte... O filmle yönetmenliğime de övgü bekleyeceğim. Kafamda bitirdim, yazın çekeriz diye düşünüyorum.

OYUNCU OLARAK BU FİLMDE GERİLEMİŞİM

* Hem başrol oynayıp hem yönetmek nasıldı?
Çok karışık! Oynarken yanındakini de düşünmek zorunda kalıyorsun.

* Yönetmen koltuğuna oturunca “Nereden bulaştım ben bu işe” dediniz mi?
İşin yönetmenliği biraz sürpriz oldu. Yönetmenlik çok kutsal bir iş... Etkisinden kurtulmak daha zor... Eve gidiyorum; “O yaprak sarmasını at”, “Yemeği slow-motion getir” diye kafada hayal ediyorum.

Eşim Esra da şaşırıyor. Aklımı kaybettim! Dikkatini üç yere birden vermek rahatsız edici bir durum ama tadına varınca bambaşka bir şey oluyor. Bu filmi başkası çekseydi böyle çekemezdi ama başkası çekseydi de ben böyle oynamazdım!

* Neden?
Filmde oyunculuk olarak geri gittim. “Onun ışığına bak, sesine bak” derken, ister istemez insan geri gidiyor. Bazı planlar var, durup bakmışım dümdüz. Yazarlık, oyunculuk, yönetmenlik bir arada olunca kafa dağıtıyor.

* Bir yanda reklam karakteri, diğer yanda 'Erman Kuzu'. Karakterleri oturtmakta zorlandığınız oluyor mu? Olmaz mı?
'Özgür'ü canlandıracağım mesela, Erman Kuzu dudağı oluyor bazen. Kurtulamadım ondan. Onu bırakıp, ötekine başlıyorsun. Kişilik bozukluğu yaşar insan bu durumda. Biri 'Şafak Abi' diye bağırır. Biri 'Kırmızı' der, enseye tokat patlatır! Ne olduğumu ben de şaşırdım.