“Ben ücret düşürmem, istediğim parayı vermezlerse çalışmam” diyen Metin Akpınar, popüler isimlere verilen yüksek ücretlerde terazinin kantarının kaçtığını dile getirdi...
50 yıldır oyunculuk yapan ve oynadığı film ve dizilerle izleyenleri kahkahaya boğan Metin Akpınar, yeni dizisi “Papatyam”la seyirci karşısında. Son dönemlerde oynadığı sit-com’lardan fenalık geldiğini söyleyen Akpınar, ilerleyen yaşına rağmen günde 13-14 saat çalıştığını ve bundan mutluluk duyduğunu söyledi.
Kriz zamanı yeni bir diziyle ekrana gelmek azda olsa sizi tedirgin etmiyor mu?
Tam tersi kanal yeni bir atılım yapıyor. Geri çekilmek yerine böyle bir olayda önde olmak, yer kapmak gibi bir projeyle girdik. Salı günleri yayınlanıyoruz. Uğur Dündar çok iyi reyting alan bir anchormen, ondan sonra hemen biz giriyoruz. Yeri yurdu güzel bir dizi. Rakiplerimiz bize denk. “Canım Ailem”, “Küçük Kadınlar”, “Dudaktan Kalbe” dizilerinin karşısında olacağız. Umarım onlardan biraz bir şeyler kapacağız. Yaşayabileceğimiz kadar bir reyting elde ederiz. Kanal biraz direnirse ilk beş - altıyı kurtarırsak gider diye düşünüyorum.
Özellikle sit-com tercih etmenizdeki neden nedir? ‘Çat Kapı’ da bir sit-comdu?
Bu tam bir sit-com olmayacak. Sit-com’dan bana fenalık geldi. Bir üçlü kanape, bir tekli koltuk, bir sehpa, arkada mutfak kapısı, yukarıya çıkan yarım merdivenden bıktım. Sit-com’a uzaylı bile geldi Alf. Müşfik Abi konuşmasa çekilmezdi (Gülüyor). Bu bir tür rahmetli Ertem Abi’yle çektiğimiz filmlerdeki gibi santimantel komedi diyebileceğimiz gülmece program. Drama sit-com denilebilir. Dizi için çok büyük bir plato hazırlandı. Manav, balıkçı, fırın, kasap, aktar var. Evimiz var, çok büyük. Restoranlar dışarıda çekilecek. Dış çekimlerimiz de olacak yani. Bir de sit-com sonundaki kahkaha efektleri bizde yok. O yüzden sit-com değil bu dizi.
90 dakika dizi çekmek konusunda insanlar seslerini yükseltmeye başladılar. Siz bu sürenin indirilmesi konusunda neler söyleyeceksiniz?
1.5 saat çok gerçekten. Bu süre 60 dakikaya çekilirse çok daha iyi olacak. Ürün nitelik açısından bozuluyor. 50 yıllık profesyonel bir adamım. Günde 13-14 saat çalışıyoruz buna rağmen mutluyum ancak 3-4 günde diziyi bitirmek zorundayız. Buna ekip dayanamaz. Bir süre sonra üründen ödün vermeye başlıyorsunuz. Şarkılar türküler giriyor ki, beş dakika kazanılsın diye. Arabanın patinajı beş kez çekiliyor (Gülüyor) Bunlarla dolduruluyor diziler.
Yeni bir sinema filmi projeniz var mı?
Tezgâhta çok şey var ama hiçbirini kesinleştiremedik. Orada da garip bir hava doğdu. Sanatsal kaygı içeren filmler gişe yapmıyor, gişe yapan filmler sanatsal kaygıyı hiç taşımıyor. Sanatsal kaygı taşıyanlara ödül veriyoruz ama para vermiyoruz, gişe yapanlara ödül vermiyoruz ama para alıyorlar (Gülüyor). Bunu dengelemek gerekir. O yüzden sinema adına henüz yeni bir şey yapıp yapmamakta kararsızım.
Oyuncuların ya da popüler isimlerin oynadığı dizilerde bölüm başına astronomik fiyatlar alması eleştiriliyor. Sizce o paralar gerçekten hak edilene veriliyor mu?
Kimse adına konuşmak istemiyorum. Ben bu işe 50 yılımı verdim. Benim indirim yapıp çalışma dönemim değil. ‘Papatyam’da bölüm başına 25 bin TL alıyorum. Bu benim indirim yapmış fiyatım. İstediğim parayı verirlerse çalışırım, vermezlerse çalışmam. Hamdolsun benim mal varlığım çalışmasam da bana bakar. Bu anlamda bir sıkıntım yok. Kamu yararına bir iş olduğu zaman çok da talepkâr olmayabiliyorum. Popüler isimler konusuna gelince orada terazi biraz kaçıyor. Kanallar bunu yapmaya mecbur. Çünkü sistem yanlış kuruldu. Bugün Türkiye’de 600 tane kanal var. 1900 tane radyo var. Bu kaotik ortam başka bir yerde yok. O yüzden mecbur. Manken de, şarkıcı da alacak. Hatta yakında yabancılar gelmeye başlayacak
(Gülüyor).
Şahan’ın freni yok
“A.R.O.G” ve “Recep İvedik”i izlediniz mi? Filmler argo kelimeler çok kullanıldığı için eleştirildi. Sizce bunlar haklı eleştiriler miydi?
Şahan’ı daha evvel yaptığı programlarda müthiş bir kabiliyet olarak ben de yakaladım. Çok da sevdim ama freni yok. Biraz üstten makaslayıp, biraz alttan kaldırmak lazım diye düşünüyorum. Her şey abartılı, her şey forse, her şey zorlama. O tutuyor diye o yapılmaz. Bu mizahın alt sıralarında kullanılan yöntemler. Mizahın üst sıralarında daha başka taleplerimiz var.
Gişe kaygısı mutlaka taşımalı, hiçbir şey ekonomiden soyutlanamaz hiçbir itirazım yok ama biraz frene basmak gerekiyor. Argo kullanılır. Biz de kabare tiyatrosu yaptığımızda ‘Ay çok küfürlü’ diyenler oldu. Sanatsal üründe küfür olmaz diye bir şey yoktur. Sanatsal ürünün geçtiği mekân nedir, oynayan tipler kimdir ona bakmak lazım. Doğru ve yerinde yapılmışsa argo kullanılabilir.
Konservatif bir adamım
Teknoloji ile aranız nasıl?
Hiç anlamam öyle sitem falan yok. İnternet sitelerine de bakmam. Ben konservatifim, çağdaş teknolojiye ayak uyduramıyorum. Çok hızlı dedikleri internet bana göre çok yavaş. Ben o sırada beş yere gidip geliyorum (Gülüyor).
Sizi biraz zayıflamış gördüm. Diyette misiniz?
16 saat çalıştırıyorlar beni zayıflamamak elde değil (Gülüyor). Hayır özel bir diyet yapmıyorum ama 5 kilo verdim. Bundan sonra beni taşıyacaklar düşünsün diyorum. Bu saaten sonra benim çok kilo verip forma girmem imkânsız. Biraz benim ihmalim, biraz yaratıcı koruyor diye şımarıklığım, Allah’a şükür yaratıcı koruyor. Ben çok meraklıyımdır sürekli tahlillerimi falan yaparım. Yaşıma rağmen sağlık olarak iyi durumdayım şükürler olsun.