Pınar Altuğ her şeyi anlattı
Uzun zamandır ekranlardan uzak olan Pınar Altuğ, Kanal D'de yayınlanan 'Renkli Sayfalar' programına konuk oldu.
Altuğ, hakkında merak edilenleri açık yüreklilikle yanıtladı:
- Fotoğraflarıma photoshop uygulayacak kadar sabırlı değilim. Ben sıkıntılı bir tipim... Yaşımı hiç bir zaman saklamadım, kendime iyi bakıyorum ve yaşımın iyisi olduğumu düşünüyorum.
-Cüzdanım, el kremim ve cep telefonum yanımdan hiç eksik olmaz. Makyaj çantası taşımam. Saç fırçasını hayatımda çantama sokmadım.
- Bana kilo aldın dediklerinde 'evet aldım, ne olacak' diyorum. O zaman çok şaşırıyorlar. Ben yemek yiyen biriyim, spor yapmasam mümkün değil bu halde olmam. İpin ucunu çok kaçırırım. Kendimi sevmemeye başladığım zamanlar oturup ölüm orucu gibi diyetimi yapar, forma girerim.
- Modellik yaparken tamam ama şimdi neden zayıf olmak zorundayım? Ben model değilim. Ben Meltem'i oynarken 5 kilo fazla olsam ne olacak, 10 kilo fazla olsam ne olacak?
- Boşanmıyor musunuz? diyorlar. Boşanmıyoruz. Şimdilik boşanmıyoruz. Çok şükür boşanmıyoruz. Benim kocam sosyal medya ile ilişkisi olmayan, magazin haberlerinden anlamayan bir adam. Onun şirketinin sosyal medya hesaplarını da ben kontrol ediyorum.
- Evlilik sözleşmesi yapmadık. Aramızda 9 yaş fark var. Hiç saklamadık, hep söyledik. Diyelim ki çalışmıyor, ben çalışıyorum ve para kazanıyorum. Ne olur? 'Yağmur ne yapıyor' diyenlere 'Yağmur şu an evde örgü örüyor.' diyorum.
- Kadın evde oturup adam sabahlara kadar çalışınca sorun yok, adam işlerini toparlayamayıp evde oturup kadın çalışırsa mı sorun var?
- Hayatım boyunca hiçbir zaman para hayatımın bir numarası olmadı. Yağmur'un bir şirketi var. O çok göz önünde olmamayı tercih etti. Yaptığı işe pet sektöründe. altında bir çok çalışanı, şirketinden ekmek yiyen insan var. Bunları çıkıp anlatmadığı için evde oturuyor zannediliyorsa, bu da o insanların problemi.
- Sit-com geçmişi var. Konforlu ortamlarda çalışmaya alıştım. Sabahlara kadar evde olmamak, kızımdan uzak olmak çok tercih ettiğim bir şey değil. Yanlış olabilir, hatalı olabilir ama bu benim hissettiğim.
- Çok şükür deli değilim. Basını çağırıp 'çocuğuma koyduğum yasaklar' şeklinde bir demeç de vermedim. Su göz önünde büyüdü. İlk 6 ay gazetecilere 'flaşları kapatın' diyordum. Kimse de bana 'bana ne' demedi. Dışarı çıktığımızda Su'yu çekiyorlardı. Kafasına kese kağıdı geçirecek halim de yok. Gelip çeksinler ne olacak?
- Villa davasını 2008'de kazandım. Ayda 390 lira alıyorum. Resmi olarak görünen tek gelir bir maaş. O yüzden 390 TL alıyorum. Ahiret vade. Alacağım rakam 800-900 bin TL civarıydı. Şuan rakamı bilmiyorum. Faiz katlanarak gidiyor. Üzerine ev, araba, arsa, iş yeri olmadığı için parayı alamıyorum.
- Bordrosunda gözüken maaşın kanuni bir yüzdesi üzerinden taksitlendirme yapıldı. Bu bir tazminat değil. Yanlış anlaşılmasın. 2008'de karar verildi, sonra başka kararlar çıktı.