Şu dönemin en fazla izlenen dizisi olan Paramparça'nın Keriman karakteri hızla yeni 'fenomen kötü Kadın'a dönüşüyor. Keriman'ı canlandıran ve Cannes'dan Altın Portakal'a kadar pek çok ödülü bulunan Nursel Köse, daha önce de 'kötü kadın' rolleriyle dikkat çekmişti.
Reyting rekoru kıran Star TV’nin dizisi Paramparça’nın ‘kötü kadını’ Keriman şimdiden geniş bir hayran kitlesi edindi. Keriman, her hafta gösterdiği performans ile bu dönemin ‘fenomen kötüsü’ olma yolunda hızla ilerliyor… Peki kim bu Keriman?
“Hayatım saç spreyi reklamlarına konu olacak kadar hareketli ve parlaktır. Sabah Berlin; öğlen Cannes, akşam Antalya… Saçlar hala kalıp gibi…! Almancayı sevimli bir aksanla konuşarak bu lisan’a oryantal-eksotik bir hava katarım A la Turca Chanel Bollywoodstyle: biraz abartılı kılık kıyafetlerle dolaştığımı görebilirsiniz,. Kuruş topuk pabuçlarımla saatlerce dolaşabilir, sabaha kadar dans edip daha sonrada 5 km koşabilirim…”
Keriman karakterini canlandıran usta oyuncu Nursel Köse, bu sözlerle özetliyor hayata bakışını. Belki Paramparça ile popülerliği arttı ancak Köse uzun yıllardır hem sinemada hem de tiyatroda usta bir oyuncu olarak kendini gösteriyor.
1970, Malatya doğumlu sanatçı özel öğrenci olarak Almanya'ya giderek mimarlık öğrenimi gördü. Henüz öğrenciyken aktör, komedyen, yazar, şair ve radyo tiyatrosu yazarı olarak çalıştı.
1992’de Yerkozmetikçileri (Die Bodenkosmetikerinnen) adlı Almanya'daki ilk yabancı kadın kabare gurubunu kurdu. 1992-2007 yıllarında kadar tüm Almanya'ya ve Almanca konuşulan ülkelere turneler yaptı. 2009 sezonunda SAKM/İstanbul da "Bacemdeki Ayı" adlı oyunda başrol oynadı.
Beyaz perdede ilk kez Hark Bohm'un Yasemin filminde yer aldı. 2003’te Buket Alakuş'un ödüllü film Anam’da ardından Savannah, Kebab Connection filmlerinde rol aldı. Almanya'da "Aile Avukat", "Yeni Başlayanlar İçin Türkçe", "Bölge 40", "Soko Köln" adlı televizyon dizilerinde bazen Arap, bazen İranlı, bazen İtalyan kadın rollerini canlandırdı.
2007 yılında ise kariyerinin önemli yapımlarından olan Fatih Akın’ın Yaşamın Kıyısında filminde oynadı ve ve film 60 Cannes Film Festivali ile 44. Antalya Uluslararası Film Festivali’nde ödül kazandı. Ayrıca film 2007 yılında Alman Filmi olarak Oscar‘a aday oldu.
Köse, Yaşamın Kıyısında’ki ‘Yeter’ karakteri ile Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde, Ankara Uluslararası Film Festivali ve 1. Yesilçam Film Ödülleri Yardımcı Dalda En İyi Kadın Oyuncu Ödüllerini kazandı.
Filmdeki ‘Yeter’ rolü Köse’nin sinema kariyerinin en önemli yapı taşıydı. Bu rol için Türkiye’ye gelerek bir genelevde kaldı, kadınlarla konuştu.
Ardından Orhan Kemal’in büyük eserinin sinema uyarlaması ‘72. Koğuş’ filminde; Hülya Avşar, Yavuz Bingöl, Kerem Alışık, Songül Öden ile birlikte oynadı.
Filmde Koğuş ağası ‘Kuru Nedime’yi oynayan Nursel Köse buradaki ‘kötü kadın’ karakteriyle hafızalara kazındı. Özellikle koğuşta Hülya Avşar’la olan kavga sahneleri eleştirmenlerden de büyük övgü aldı. Hatta pek çok kişi yeni bir Aliye Rona’nın sinemaya geldiğini yazdı.
Köse’nin ‘kötü kadın’ rolündeki büyüsünün sırrı da zaten 72. Koğuş filmindeki başarısından geliyor. Nitekim verdiği bir röportajda bu ‘kötü kadın’ı şöyle anlatıyor:
“Kötü karakter nedir? Kötüyü nasıl değerlendiririz? Neden Kötü olunur, kötü ruhun bir parça da olsa insan yanı var mıdır? sorusu beni çok meşgul etti. Arıza bir karakter ‘Kuru Nedime’.
Başka bir kadını tecavüze götürecek kadar erkekleşmiş, katılaşmış, karanlığa gömülü, insanlık ayıbına bürünmüş sırf güç ve para üzerinden kimlik kurmuş, ayakta kalma egosu anlaşılır gibi olmasına rağmen, acımasızlığı nefret uyandıran bir kadın olarak algıladım Nedime’yi. Korktum.
Korkum beni ona yaklaştırdı. Bilinçaltı dehlizlerime yolculuk yaptım. Nursel Köse olarak role kattığım ‘İnsanlık – Kadınlık – Analık’ kimliğinin kırıntıları da olsa, Nedime’ye vermekti.” Radikal