Kanal D’nin üç sezondur izlenme rekorları kıran dizisi “Öyle Bir Geçer Zaman ki” bu akşam ekrana veda ediyor. Dizinin son çekim gününde seti ziyaret ettik, oyunculara bu üç yılın nasıl geçtiğini sorduk.
Ayça Bingöl * Ayça Hanım, üçüncü sezonda ekrana veda ediyorsunuz. Neler hissediyorsunuz? - Ben aslında son bölümü çekerken çok duygusallaştım, üç senede hayatımda neler değişti diye düşündüm. Böyle iç hesaplaşmaları yaşadım çok enteresan bir şekilde. Çünkü bu süreç, benim hayatımda çok önemli. Mesleğimde bir dönüm noktası. Çok istediğim bir işin içinde olmanın mutluluğunu hissederek buraya veda ediyorum. İçim rahat. Ama tabii benim için çok kolay olmayacak Cemile’den ayrılmak.
* Üç sene boyunca dizinin tüm yükü sizin omuzlarınızdaydı... - Alnımızın akıyla çıktık bu işten. Üç sene aynı çıtada devam etmek, her anlamda bu istikrarı sürdürmek kolay değil.
* Üç sezondur sürekli ağlıyorsunuz, artık dizi bittiğine göre biraz da gülme, mutlu olma zamanı... - Bütün dramatik çatışmalar Cemile’nin üzerinden yürüdüğü için, ana öğe olduğundan her şeyle o mücadele etti. Umudunu da hiç yitirmedi. Devam etseydi de inişleri olduğu kadar çıkışları da olacaktı.
Yıldız Çağrı Atiksoy * Sete veda ederken, neler hissediyorsunuz? - Gönül isterdi ki ülkem bu halde olmasaydı, canlar bu kadar yanmasaydı, aydınlık gelecek için direnmeseydik. Ve vedamızı doyasıya yaşayabilseydik. Yas tutarak sarılıyoruz birbirimize. “Kendine iyi bak” demek yerine “Dikkatli olun” uyarıları yapıyoruz... Ve işte bitti. Koskoca üç senede çok şey yaşadık.
Yüreğimize kocaman sevgiler biriktirdik, hafızamıza çok anılar kazıdık. Büyüklerimizden çok şey öğrendik. Sevinçlerimizi de, pişmanlıklarımızı da, başarılarımızı da, başarısızlıklarımızı da beraber yaşadık. Hepimizin hayatları beraber değişti. ‘Oyuncu’ sıfatından öte biz ‘aile’ olduk. Benim için bir dönem kapandı. Beraber büyüdüğüm, içimde büyüttüğüm ilk gözağrım Berrin, seni çok özleyeceğim!
* Üç sezon boyunca izlenme rekorları kırdınız, bu başarı için neler söyleyeceksiniz? - Aklıma birinci bölüm yayınlandıktan sonraki coşkumuz geliyor. Sınavdan tam not almış gibiydik. Ve Zeynep Abla (Yönetmen Zeynep Günay Tan) yanımıza gelip bize sarılmıştı. Bu, üç senenin sadece başlangıcıydı. Bizimle aile olan herkese teşekkür ederim. Eğer onlar bizi evlerine misafir etmeselerdi, hikâyemiz yarım kalacaktı. Bu hikâyeyi tamamlamakta emeği geçen herkese çok çok teşekkürler.
RENAN BİLEK: SÜLEYMAN'I BAŞKASI OYNASA KISKANIRDIM * “Öyle Bir Geçer Zaman ki” ekrana veda ediyor. Dizinin bitişiyle ilgili neler söyleyeceksiniz? -25 yıldır bu işi yapıyorum, bu dizi hayatımın dönüm noktasıdır. Başta Coşkun Irmak ve Zeynep Günay Tan olmak üzere emeği geçen herkese çok teşekkür ederim. Televizyonda ne kadar sanat yapılır, tartışılır. Ama “Öyle Bir Geçer Zaman ki”, hakikaten gururla, onurla hatırlayacağımız, ayağı yere sağlam basan, söyleyecek sözü olan bir dizi.
Bir de Süleyman karakteriyle anılıyor olmak, bana gurur veriyor. Her zaman söyleyeceğim bunu; Süleyman’ı başka biri oynasaydı çok kıskanırdım. Kendi adıma çok gururlu ve tatminli bir dönem geçirdim.
* Çekimlerle ilgili unutamadığınız bir anınız var mı? - Çoook... Süleyman çok farklı bir karakter olduğu için Soner’le yaşadığı her şey benim için ilginçti. Belindeki tabancasından gitar çalmasına yaptığı her şey benim için de sürpriz oluyordu.
* Bu arada gördüğüm kadarıyla çok zayıflamışsınız... - Evet. Diziye başladığımda çok kilo almıştım. Düzensiz bir hayatınız varsa böyle oluyor maalesef. Ama “Böyle nereye kadar gider?” dedim ve zayıflamaya karar verdim. 25 kilo verdim.
MUHAMMET UZUNER: EN ÇOK GÜLDÜĞÜM SET * Siz ekibe bir yıl önce dahil olmuştunuz, şimdi dizi ekrana veda ediyor... - Bu dizide inandığım bir rolü oynadım. Benim için unutamayacağım işlerden biri oldu. Sete gelirken ayaklarım hiç geri geri gitmedi.
* Unutamadığınız bir anınız var mı? - En çok güldüğüm set, bu set. Özellikle Ayça Bingöl’le bir araya geldiğimizde gülmekten sinir krizi geçirdiğimiz oldu.
METE HOROZOĞLU: ESKİ FİLMLER GİBİYDİ * “Öyle Bir Geçer Zaman ki”, sona eriyor. Neler söyleyeceksiniz? - Valla herkese geçmiş olsun diyorum. Güzel bir projeydi. Ben eski Türk filmlerinin hastasıyım, hepsini çok severim. Bizim dizimizde de o eski Türk filmlerindeki hikâyeler vardı. Çok iyi bir iş çıkardık. Reytinglerde de belli oldu bu zaten.
* Üç yıl sizin için nasıl geçti? - Oyunculuk anlamında beni tatmin eden bir iş oldu. Ama yoğun çalışma temposundan dolayı ciddi bir yorgunluk var tabii. Şimdi iyi bir tatile ihtiyacımız var
* Çok etkilendiğiniz, unutamadığınız bir sahneniz var mı? - Soner’in kardeşinin kendisini öldürdüğü sahne, karakterin en büyük kırılma noktalarından biriydi. O sahneyi unutamam.
* Dizinin bitişiyle ilgili neler söylemek istersiniz? - Sette muhteşem zamanlar geçirdik. 70 ülkede izlenen müthiş bir diziye imza attık. Bu, ekibin ortak başarısı. Herkesin ellerine sağlık. Carolin’i oynamak benim için büyük zevkti, oyunculuğumu geliştiren bir rol oldu. Hiç bilmediğim bir dilde oynamak çok meydan okuyan bir tecrübeydi. Carolin; sen hep kalbimin içinde kalacaksın!
* Sizin için nasıl geçti bu üç yıl? - Öyle hareketli ve tutkulu geçti ki zaman... 120 bölüm harika bir uyum içinde çalıştık. Bu büyük bir başarı
* Bu sete dair unutamayacağınız neler var? - Her saniyeyi hafızama kaydettim ve ömrüm boyunca hatırlayacağım. * Tatil planı yaptınız mı? - Tatillerimde genellikle yeni kültürleri keşfetmeye çalışıyorum. Bu bana ilham kaynağı oluyor, mesleğim için yeni fikirler veriyor. Bu sene de inşallah Tokyo’ya gideceğim. Muhteşem bir sinema filmi projem var. Onun hazırlığına başladım.