76 yaşındaki Fikret Hakan, "Birlikte oynadığım kadın oyuncuların ağzı kokuyordu, o öpüşme sevişme sahneleri kepazelikti" dedi.
Fikret Hakan, Yeşilçam döneminde çekilen öpüşme sahnelerinde hijyene hiç önem verilmediğini söyledi: "Kadın oyuncuların çoğu ağız sağlığının farkında bile değildi. Ağızları kokardı! Sağlık açısından kötü durumlarla karşı karşıya kalırdık. Kepazelikti!"
'Laf Aramızda' programına konuk olan Fikret Hakan, setlerde yaşanan ilişkileri tasvip etmediğini ve bu aşkların her iki tarafa da zarar verdiğini söyledi. Usta oyuncu, Bilal Özcan'ın sorularını yanıtlarken, çarpıcı açıklamalar yaptı.
ARADA SAHİCİ YAPANLAR VAR
* Öpüşme ve sevişme sahnelerinde oyuncu ne hisseder çok merak ediyorum...
Kepazelik, hiçbir şey hissetmez! Hayatımın en zor sahneleri o sahnelerdir. Kadın oyuncuların çoğunun hijyenik yaşamdan haberi yoktu. Ağız sağlığının farkında değillerdi. Ağızları kokardı! Sağlık açısından kötü durumlarla karşı karşıya geliyorduk. Ayrıca, öpüşmek ve sevişmek özel bir şeydir. Bütün setin önünde nasıl öpüşüp, sevişeceksin?
* Onun bir gerginliği olur değil mi?
Gerginliği olur tabii. Kız rahat edemez, sen de rahat edemezsin... Birazcık sahici yapmaya kalksan, 'Ağzı sulanıyor mu lan bunun?' derler.
* Sahici yapanlar da vardır değil mi?
Arada sahici yapanlar da vardır tabii... Ama öpüşme ve sevişme sahneleri benim hep çok rahatsızlık duyduğum bir şey olmuştur.
* Yönetmen önceden 'Dişinizi fırçalayın, ağzınızı çalkalayın' diye uyarmaz mıydı?
Yok kardeşim! Rejisör de asistanı da işi yetiştirme çabasından böyle incelikleri düşünmeye vakit bulamıyor. Dünyanın hiçbir sineması, bizimkisi kadar garipliklerle dolu bir sinema olmamıştır.
* Set aşkları yaşanmasını nasıl karşılıyorsunuz? Normal mi sizce? Siz 300 tane film çektiniz, setlerde aşkınız oldu mu hiç?
Birkaç tane oldu ama sonra hemen vazgeçtim. Şu gerçeği gördüm; en ufak bir set ilişkisi işin yapısını bozar. İşin etiğine, ahlakına aykırıdır.
* Ama aşk belki insanı daha yaratıcı yapar?
Hayır tam tersi, kıskançlıklar giriyor araya. Hem karşındaki insan seni başkasından kıskanıyor, hem senin yaptığını kıskanıyor. İnsanlar ayrı ayrı meslek dallarından birilerini seçmeli.
ZAMPARALIK YAPMADAN EVLENMEYİN
* Bunu gençlere tavsiye ediyorsunuz değil mi?
Kesinlikle... Bence zamparalık yapmadan evlenen genç, tehlikeli insandır. Çünkü evlendikten sonra karısını ihmal edip zamparalık yapmaya başlar. Evlilik ciddi bir müessesedir, hem kutsal hem akılsal bir yanı vardır.
* Beş kez evlenip boşandınız, evliliklerinizden herhangi biri bu nedenle mi bitti? Hümeyra'yla evliliğiniz vardı değil mi?
Benim evliliklerimde böyle bir şey söz konusu olmadı. Daha çok kişisel nedenlerden dolayı kopmalar oldu. Sinema yapan, dizi yapan iki oyuncunun beraberliği daima evliliği uçuruma götürebilir.
* Evliliklerinizin yürümemesinde sorun hep karşı taraf mıydı?
Karşımdaki insanların da yanlışları vardı benim de... Gençsin, yakışıklı geçiniyorsun, para kazanıyorsun, süksen var. Tabii, bunlar insanın ayaklarını yerden kesen öğeler. Hiçbir yanlış tek taraflı olmaz. Evlilikte yanlış yapma yarışına girmeyeceksin. 'O bana bunu yaptı, ben iki tane yapacağım' demeyeceksin. Bunu demezsen uzlaşmaya da yatkınsan, o evlilik yürür.
FİLM SETİNDE ÖLMEK İSTİYORUM
* Bir daha evlenir misiniz?
Bu yaştan sonra artık evlenmem. Belli bir yaştan sonra insanın günlük yaşamı da kemikleşiyor. Ben kızımın evine bile arada bir gidiyorum.
* SSK'dan 400 lira civarında bir maaş aldığınızı biliyorum. Diziler olmasa geçinebilir misiniz?
Siz söyleyin...
* 400 lira maaşla tabii ki geçinilmez.
Ayrıca bir şey daha söyleyeyim; ben aynı zamanda devlet sanatçısıyım. Devlet sanatçısı olma durumuna gelmişsem, bana bir müsteşar düzeyinde maaş bağlaması gerekmez mi?
* Amerika ya da İngiltere'de yaşasaydınız dünya çapında bir oyuncu olur muydunuz?
Olurdum ama kendi ülkemde elde ettiğim başarıları elde edemezdim. Türkiye koşullarında 60 sene ayakta kalmaktır önemli olan...
"Setlerde ölmek isterim" demişsiniz. Neden böyle bir şey söylediniz?
İnsan rahat yatağında da ölmek isteyebilir ama bir oyuncuya işinin başında, tiyatro sahnesinde yahut bir sette ölmek yakışır..
YARADANA SIĞINIP BİR TANE PATLATTIM
* Yıllar önce Osman Seden'in yö- nettiği 'Haram' filminde Hülya Avşar'a attığınız tokadın hikayesini anlatır mısınız?
Hülya Hanım çok acemi, hiçbir şey bilmiyor, bir oyunculuk kariyerinden geçmiş falan da değil; güzellik yarışmasından gelmiş bir insan o zaman... Set olarak kullandığımız apartmanda zamanımız kısıtlı. Hülya'nın ağlaması lazım ama gülüyor! Osman'a "Motor de" dedim... Tek kamera çalışılan uzun bir sahneydi. Sıra Hülya'nın ağlama sahnesine yaradana sığınıp bir tane patlattım!
* Hülya Avşar'a mı?
Evet... Gözlerinden yaşlar fışkırmaya başladı. Bu hayatımda yaptığım tek bilinçli gaddarlıktı ama sahne kurtuldu. Sonra özür diledim ama bayağı okkalı bir tokat oldu.