53’lük baba 53 yaşında babalık heyecanı yaşayan eski manken Engin Koç, önceki gün eşi Pınar Koç ve minik oğlu Burga ile Nişantaşı’ndaydı. City’s’de alışverişe çıkan aile, objektife gülümseyerek poz verdi.
Evlendik Genç Yönetici ve İş Adamları Derneği (GYİAD), Cumhuriyet’in 90’ıncı yılını Pera Palas Otel’de kutladı. Türk Amerikan İşadamları Derneği Genel Başkanı Ekim Alptekin, davete iki senedir birlikte olduğu Nigar Talibzade ile katıldı. Behlül AYDIN
Bir dönemin ünlü mankenlerinden Nigar Talibzade, Ekim Alptekin ile ilk kez basının karşısına birlikte çıktı. Alptekin ve Talibzade, 15 gün önce aile arasında düzenlenen sade bir törenle evlendiklerini açıkladı. Çift, aralık ayında Hollanda’da düğün yapmayı planlıyor.
Mankenlik bugün bir çok genç kızın hayallerini süsleyen bir meslek. Boşuna da değil elbette. Son derece yorucu ve özveri gerektiren bir iş olmasına karşın iyi kazandırması ve sunduğu pırıltılı hayat bu mesleği bu kadar çekici kılan. Hatta artık kimi aileler kızlarını bu konuda destekliyor da. Ama geçmişte durum bugünden çok farklıydı. Türkiye'de bugünkü kadar çok manken yoktu.
1980'lerin Türkiye'sinin en güzel kadınlarından biriydi o... Işık Lisesi gibi Türkiye'nin en iyi eğitim veren kurumlarından birini bitirdi. Sonra da Marmara Üniversitesi İşletme Fakültesi'ne girdi... Normal bir insanın hayal edebileceğinden fazlasına sahipti sözün kısası. Ama "İstanbul beni her zaman boğuyordu. Kirlendiğimi hissetmeye başlamıştım. Her şey bir oyundu.
Türkiye'de mankenliğin henüz yeni yeni meslek olarak kabullenildiği bir dönemde podyumların gözdelerinden biri haline geldi.
Dizilerde ve filmlerde oynadı. Başarısız bir evlilik yaptı. Yine mesleğini sürdürdü. Sonra dönemin en gözde fotoğrafçılarından biriyle evlendi. Bir kızı oldu... Ve sonra... hayatının kararını verdi. Daha doğrusu en büyük hayalini gerçekleştirdi. Mesleğinin doruğundayken her şeyi geride bırakıp tası tarağı topladı ve İstanbul'u terk etti.
Kelimenin tam anlamıyla İstanbul'un göbeğinde yani Şişli'de büyümüştü İldeniz... Tam bir şehir çocuğuydu... Daha sonra adımını attığı parlak dünya da ona bir çok insanın hayal bile edemeyeceği olanakları sunuyordu.
Ama ona göre "hayat neşeli bir maceraydı"... Tıpkı Peter Pan romanı gibi... İçinde hep sakladığı o büyümeyen çocuk da onun yol göstericisiydi. Ve kendi deyimiyle hep hayallerinin peşinden gitmeyi tercih etti. Dışarıdan gelen tüm eleştirilere kulaklarını tıkayarak.
Bir röportajında anlattığına göre 18 yaşına kadar "baba parasıyla" yaşadı İldeniz.. Ondan sonra da kendi parasını kazanmaya başladı.
İstanbul dışında yaşama fikri de ilk kez 18 yaşında Bodrum'a gittiğinde kafasında şekillenmeye başladı.
Daha o zamandan plan yapmaya başladı. Hayalini gerçekleştireceği güne kadar da adım adım uyguladı.
Bir röportajında ailesinin ona para kazanmak için çok çalışması gerektiğini söylediğini anlatmıştı İldeniz. "Ailem bizi bu şekilde yönlendirdi. Onların söylediğini yaptım. Okulumu bitirdim bir mesleğim oldu. Sonra da hayalllerimin peşinden koştum."
Üniversite yıllarında mankenlik yapmaya başladı Merve İldeniz. O dönemi de şöyle anlatıyordu: "İyi para kazanıyordum. İyi bir okul harçlığı çıkarıyordum. O zamanlar 80'li yıllardaydık. Sonra 90'lar geldi ve yine en çok kazanan mankenlerden biriydim."
"Çok çalışmak ama buna karşılık çok kazanmak bana özgürlük sağlıyordu. Mesela ben akşam Ankara'da bir defileye çıkıp sabah da Paris'e gidebiliyordum. Tüm bunlar bana bir doyum getirdi." İldeniz tam 16 yıl boyunca mankenlik yaptı. Bu sürenin sonunda da yaptığı işten ve yaşadığı hayattan artık istediği doyumu almamaya başladı.
Sonra hayallerine doğru bir adım daha attı ve birikimiyle Antalya'da bir arsa satın aldı.
Elbette İldeniz'in hayalini tam olarak gerçekleştirmesi biraz daha zamanını aldı.
Bu arada asıl mesleği doktorluk olan bir dönem mankenlik ve fotoğrafçılık da yapan Serdar Önal ile tanıştı İldeniz.
İkili kısa sürede birbirlerine aşık oldu ve yolları nikah masasına kadar uzandı.
Bütün bu gelişmelere rağmen İldeniz asla hayallerinin peşini bırakmadı. Hep İstanbul'dan ayrılmak ve doğayla başbaşa yaşama düşünü gerçekleştirmenin peşindeydi. Ama evlendikten sonra da bunun için bir süre daha bekledi: 5 yıl kadar.
O dönemi şöyle anlatıyordu İldeniz: "Ben Serdar'a evlenmeden önce de bundan söz etmiştim. Bu şekilde yaşayamazsam mutlu olamayacağımı söylemiştim."
Önal da onunla aynı fikirde olunca ikili zamanı geldiğinde İstanbul'u terk etmeye iyice karar verdi.
İldeniz'in eşi ondan 5 yıl süre istedi bu hayalin gerçekleşmesi için. Sonunda, bu sürenin bitiminde ikili Merve İldeniz'in en büyük hayalini gerçekleştirmek için yola çıktı.
Bu arada kızı Leyla da dünyaya geldi. Ama o bile İldeniz ve eşini yolundan döndüremedi.
İstanbul'dan kaçış sebebini ise şöyle anlatıyordu İldeniz: "İstanbul beni her zaman boğuyordu. Kirlendiğimi hissetmeye başlamıştım. Her şey bir oyundu. Bu oyunu daha fazla oynamak istemedim."
"Şehirde güçlü görünmek için maskeyle dolaşıyorsun. Burada, giyinip kuşansan da gösterecek kimse yok. Sahip oldukların bile fazla gelmeye başlıyor. Eşyan azaldıkça kendin üretmeye başlıyorsun."
1998 yılından beri Bodrum'da yaşıyor İldeniz. Bunun kendisini nasıl değişirdiğini de şöyle anlatmıştı bir röportajında:"Ben ilk defa çiçek açmış bir ağacı maalesef 21 yaşımda görebilmiştim ve saatlerce seyretmiştim. O yüzden de hep doğal bir ortam özlemi çekmiştim."
"En büyük değişiklik rahatlamam oldu. Yani İstanbul`dayken bocalıyordum ama kalbimin sesini dinleyip buraya yerleşince kendimi buldum. Kafamdaki düşünceleri pozitifleştirdim. Doğayla bütünleştim. " HİÇ DÜŞÜNMEDEN ŞÖHRETE VEDA ETTİ 2010"Hayatım da kişiliğim de iyi yönde değişti. Daha sakin ve huzurluyum. Karşımdaki insanları daha kolay algılayabiliyorum."
Merve İldeniz, son olarak 2 yıl önce Hadi Gari Cumhur adlı filmle beyazperdede boy gösterdi. Bu arada hayatında başka değişiklikler de oldu.
Serdar Önal'dan boşandı ama dost kaldı. Kızı Leyla büyüyor... Ve en çarpıcısı da Merve İldeniz'in doğayla kelimenin tam anlamıyla bütünleşmiş olması.