NURETTİN HASMAN EDA TAŞPINAR'DAN AYRILDIKTAN SONRA İLK KEZ KONUŞTU.

Habertürk gazetesi yazarlarından Helin Avşar yazdı..

NURETTİN HASMAN EDA TAŞPINAR'DAN AYRILDIKTAN SONRA İLK KEZ KONUŞTU.

Kızgın değil, sakin... Hatta rahatlamış görünüyor. Ayrılık sonrasında kırılıp dökülen egosunu “Kendimden iyisini tanımıyorum” diyecek kadar tamir etmiş bile.


Türkiye’nin ilk ikoncanı Eda Taşpınar ile sevgilisi Nurettin Hasman’ın tam Bodrum’daki kadrolu şezlonglarını almasını beklerken, ayrıldıkları haberiyle sarsıldık! Tam bu ayrılığa kendimizi alıştıracaktık ki, Eda Taşpınar’ın yeni sevgilisiyle fotoğrafları düştü ajanstan. Peşine Nurettin Hasman’ın sert açıklamaları geldi. Ortalık bir anda bayram yerine döndü, merak dozu katlandı. Hasman sonunda suskunluğunu bozdu. İşte Türkiye’nin en medyatik çiftlerindenbirinin biten aşk hikayesiyle ilgili merak ettiğiniz detaylar...

- Nurettin Hasman deyince çocuk ruhlu, çok eğlenceli bir tip geliyor benim aklıma. Bize biraz kendinizi anlatır mısınız?

Çocuk ruhlu olduğum doğru. Kova burcuyum, ufaktan ukalalık da vardır bende. Hürriyetime çok düşkünüm. Dikbaşlı bir adamım ama birinin omzuna kafamı koyup ağlayacak kadar da duygusalım.

-Duygusal bir erkeksiniz yani...

Sağa sola ukala gözüküyorum, halbuki hiç öyle değilimdir. Beni üzemesinler diye kendime böyle bir koruma kalkanı koyuyorum. Ama üzüyorlar.

-Kim üzüyor sizi, kadınlar mı çevreniz mi?

Herkes üzüyor. Kimseye bir şey diyemiyorum ama galiba oyunun kuralı bu.

-Çevremdeki birçok kız arkadaşım sizde şeytan tüyü olduğunu düşünüyor...

Aaa öyle mi? Şeytan tüyü mü? Bilmem... Kafama takarsam avlarım...

-Avlamak için ne yapıyorsunuz peki?

Her türlü maymunluğu yaparım.

- Kadınları etkilemek için özel bir formülünüz var mı?

Muhakkak vardır... Bir kere eğlenceli bir adamım. Çok okurum. Herkes bana şaşırır...

-Peki “Kadınları çözdüm” diyebilir misiniz?

Katiyen! Kadınları çözdüğüme inanmıyorum. Onlardan korkarım.

-Nasıl kadınlardan hoşlanırsınız?

Arızalı kadınları beğeniyorum ben. Birlikte olduğum kadının muhakkak bir arızası olacak. Kastamonu güzeli, kiraz güzeli falan; sakın, istemem!.. Arızalı olması şart ama...

-Birlikte olduğunuz kadınlara çok para harcar mısınız?

Bugüne kadar birlikte olduğun kadınların hepsinin hali vakti yerindeydi. Böle bir şeye gerek kalmadı. Ama birlikte olduğum kadının ihtiyaçlarıyla ilgilenirim. Bir yere gidecekse şoförü yollarım, hava yağmurluysa arayıp “Şemsiyeni aldın
mı” diye sorarım. O hep aklımdadır, düşünürüm.

-Sizden ayrılan kadın büyük bir boşluğa düşer o zaman. Tökezlediklerini görünce üzülür müsünüz?

Belki de... Belki benden iyisini buluyorlardır, bilemeyiz ki... Gerçi benden iyisini tanımıyorum ama... Mesela ben bir otel olsam, sen tatilde gelip bende kalsan, hayatının en güzel günlerini geçirip ayrılırsın otelden. Hiçbir şeyin eksik kalmaz.

İLK ADIM HEP KIZLARDAN GELDİ

Bugüne kadar hep genç ve güzel kadınlarla birlikte oldunuz. Bu işin bir püf noktası var mı?

Ben bugüne kadar kimseyi tavlamadım. Genelde ilk hareket karşıdan geldi. Kulübe filan gidince öyle dururum, mutlaka birileri gelir yanıma. Hayatta gidip de konuşmam. Eğer istiyorlarsa zaten iki sırıtmaya gelirler. Konuşursam da en son söyleyeceğimi en başta söylerim. Kimsenin etrafında debelenmem.

-Uzun ilişkiler yaşıyorsunuz ama evlenmiyorsunuz. Son ilişkinizi neden
evlilikle noktalamadınız mesela?

Hiç evlilikten bahsetmedik. Benim her şeyim tamamdı, yani birisi bana
kalkıp “Evlenelim” dese evlenebilirim. Ama öyle bir şey diyen olmadı.

-Evlilik aşkı öldürüyor mu sizce?

Kesin...

-Peki çocuk ister misiniz?

İsterim.

-Evlenmeden mi çocuk sahibi olmayı düşünüyorsunuz?

İlk eşimden 96’da boşandım. Çocuklarım var. Yeniden çocuk sahibi
olmak için evlensem ne olacak, evlenmesem ne olacak...

- Kadından ne beklersiniz?

Saygı beklerim. Hiç kimseden kavgalı ayrılmadım bugüne kadar.

- Eski sevgilinizle arkadaş olur musunuz?

Hepsiyle arkadaşım. Çünkü bir kadınla kötü ayrılmak iyi bir şey değil; onların hisleri çok kuvvetli, gelip seni bulurlar. Ama erkekler pas geçer, unutur gider. Kadın senelerce taşır, yakalayınca “tak” keser boğazını.

-Sizinle birlikte olmak eğlenceli mi, yorucu mu, maceralı mı?

Hepsi. İlk eşimden de (kulakları çınlasın) bu yüzden boşandım. Ben çok
fazlaydım. Daha eğlenceliydim. Kadınlar pazar günü evde oturan adam istemez. Onlar serseri adamları sever. Eğlenceye, maceraya bayılırlar.
Benimle beraber olan kadın, ava da gider, Afrika’ya da. Ne bileyim, uçar da
kaçar da... Mesela Sezen Aksu’nun evi her zaman eğlencelidir. Neden biliyor
musun? Çünkü çalışanlar bile eğlenir orada. Sahne çok güzeldir. Bende de
sahne güzeldir. Onu beğenmezsen bunu yığarım, bunu beğenmezsen başka bir şey yaparım. Eğlencelidir ama yorucudur da. Yani kolay bir adam değilim.

-Peki, öldürmeyi düşünecek kadar kızdığınız biri var mı?

Var. Eskiden sokak kavgacısıydım. Her gün kavga ederdim. Lisedeyken
çetem vardı. Yaz tatillinde her akşam kavga ederdik. Bir kere sert ağabeylere
çattık, bıçaklandım. Sonra kavgaya tövbe ettim. Artık kavga etmem ama burama getirirsen, ne masa kalır ne sandalye; beş kişiye aynı anda girerim.

- İhanet mi ayrılık mı canınızı yakar?

Ayrılık... Zamanımızda herkes birbirini aldatıyor. Ama ayrılınca kopuş başlıyor.

-Peki şu andaki ruh haliniz nasıl?

a) Boşluktayım b) Acı çekiyorum c) Arayış içindeyim D şıkkı, arızalıyım.

- Son ilişkinizde ihanete mi uğradınız?

Yok. O kızgınlığımın başka sebepleri var.

-Güzel kadın merakı genetik mi?

Bu konuda babamın eline su dökemem.

- Sosyetik olarak adlandırılmak sıkıyor mu bazen?

Sosyete falan değilim. Sosyete olmak için üç-beş lisan bilmek, üç jenerasyon zengin olmak lazım.

-Türkiye’de kim sosyete?

Semiramis Pekkan. O kadın sosyetik.

-Size “İkoncan kimdir” diye sorsam, bu kavramın çıkış hikayeseni anlatır
mısınız?

Ender (Dertbaş) bir gün Eda’ya şakayla karışık “İkoncan” dedi. Bu laf aldı yürüdü. Sonra birinci, ikinci, üçüncü ikoncan filan çıktı... Bu nedir ya? Başta bir gırgırdı, kavram haline geldi.

- Sizin yanınızdaki kadınlar bir anda parlıyor. Onlara bir şey mi öğretiyorsunuz, el mi veriyorsunuz, ne yapıyorsunuz?

Hiçbir şey yapmıyorum. Nasıl olduğunu bilmiyorum. Ben ne artistim ne tiyatrocu bilmiyorum yani.

ESKİ DEFTER KAPANDI

Peki eski defter kapandı mı?

Kesinlikle.

-Şu anda Eda Taşpınar size ne ifade ediyor?

O mesele kapandı. Bir şey oluyor, o iç sistem kendini galiba bir daireye kitliyor. Kapağını kapatıyor adeta. Bazen “Nasıldı falan” diye düşünüyorum. Onu bile hatırlamıyorum.

-Kırgın mısınız?

Formülasyondan dolayı kırgınım.