NİHAT-PASCAL KAVGASINDA YENİ GELİŞME!

Pascal: "Kemerburgaz'da oturuyorum, Nihat da aynı yerde oturuyor. Bir gün arabamla giderken karşı karşıya geldik. Nihat arabadan indi, ben de indim, tepkisini merak ediyordum. Sonra bana doğru geldi ve 'Vay kardeşim naber, napıyorsun' diye boynuma sarıldı. aradan zaman geçti ve Nihat bir televizyon programına çıkıp olanları tam tersi şekilde anlattı. Benim gidip ona sarıldığımı söyledi. Şaşkınlığım daha da arttı. Ve gelip bana sarılan o adam benim için 'Aç zenci, mülteci' gibi laflar etti"

NİHAT-PASCAL KAVGASINDA YENİ GELİŞME!

Yeşil sahalarda top koşturduğu yıllarda Beşiktaş taraftarının gözdesi Pascal Nouma, kısa zamanda tüm Türkiye'nin sevgilisi oldu. Sempatik tavırları ve cana yakınlığı Nouma'yı bizden biri yaptı. Doğup büyüdüğü ülkesi Fransa'ya gittiğinde sıkılıyor, bu şehrin trafiğini bile seviyorum dediği İstanbul'una dönüyordu bir an önce. 'İstanbul'da sevdiğim dostlarım ve arkadaşlarım var' diyen Pascal, geçtiğimiz günlerde Fransız pasaportunu yırtacağını ve Türk vatandaşı olacağını belirtti. Adı da şimdiden hazır; söylenişini kendi adına benzettiği Numan olarak anılmak istiyor bundan böyle.

- Türkiye'nin en çok nesini seviyorsunuz?
Türkiye'nin her şeyini seviyorum. İnsanları çok cana yakın, sıcakkanlı. Akdeniz ve Ege sahillerini, yemeklerini hatta İstanbul'un o karmaşık trafiğini bile seviyorum. Geçenlerde 'Zenci olmak zordur' diye bir açıklama yapmıştım. İşte Türkiye, bu anlamda benim ırkımın insanları için cennet bir ülke. Bir kere size burada saygı gösteriyorlar ve zenci olduğun için hiçbir şeklide aşağılanmıyorsun. Çoğu ülkede ikinci sınıf insan muamelesi görürsünüz, bir restorana gidersiniz yemeğinizi bile geç getirirler. Ama Türkiye'de bunlar olmaz. İşte ben de bu yüzden bu ülkeyi çok seviyorum.

- Neden Türk vatandaşı olmak istediğinizi açıkladınız?
Türk vatandaşı olmak istememin sebebi Fransız hükümetine duyduğum tepkimden dolayı değil. Ben burada yaşıyorum, ailem kadar yakın dostlarım, çok sevdiğim arkadaşlarım var. Ben de kendimi Türk gibi hissediyorum, neden vatandaş olmayacakmışım?

- Aileniz bu konuda ne düşünüyor?
Ailem her konuda olduğu gibi bu konuda da beni destekliyor.

- Adınızı Numan olarak değiştireceğinizi söylediniz bir televizyon programında, söylenişi adınıza benzediği için mi tercih ettiniz?
Evet, ismime çok yakın olmasından dolayı bu ismi telaffuz ettim.

- Türk vatandaşı olduktan sonra hangi siyasi partiye oy verirsiniz?
İnanın bana, bunu laf olsun diye söylemiyorum, gerçekten politikadan ve siyasetten nefret ederim ve üstelik de hiç anlamam. Ölümle yaşam arasındaki ince bir çizgiden döndüm. Kanser hastalığına yakalandığımda 33 yaşındaydım ve 7 ay kemoterapi gördüm. Doktorlar bile yaşamamın çok zor olduğunu söylüyordu. Ve ben bu illet hastalığı yendim. İkinci kez dünyaya geldim anlayacağınız. Şimdi soruyorum size; böyle bir hastalığı atlattıktan sonra politika, siyaset, para, pul, şan, şöhret düşünür müsünüz? Şu kalan ömrümü huzurlu ve sağlıklı yaşamak istiyorum. Bu yüzden ne siyaset, ne politika ilgi alanıma giriyor.

BEN DE SÜNNETLİYİM

- Sünnet olacak mısınız? Sünnet olmaya nasıl bakıyorsunuz?
Ben de size Türk basınının neden insanların sünnet olup olmadığını bu kadar önemsediğini sormak istiyorum. Son bir yıldır herkes benim sünnetimi sorup duruyor. Avrupa'da basın bu konuyu kimseye sormaz. Fransa'da birçok insan sünnetlidir ama kimse kimseye 'Sünnetli misin?' diye sormaz. Sorunuzun cevabına gelince evet, sünnetliyim. Hem de çok küçük yaşta sünnet oldum ben. Avrupa'da sağlık açısından birçok insan sünnet olur, ben de onlardan biriyim. İnşallah sizin vasıtanızla buradan artık herkes öğrenir de bu soru bir daha sorulmaz.

- Türk adetlerini nasıl buluyorsunuz?
Bazıları ilginç geliyor tabii ama yavaş yavaş adetlerinizi öğreniyorum. Bazen çok şaşırdığım ama hoşuma giden şeyler de oluyor tabii.

- Siz kendinizi nereye, hangi millete yakın görüyorsunuz?
Benim orijinim Kamerun yani Afrika kökenliyim. Doğduğum ülke Fransa, yaşadığım ülke Türkiye. Hepsi bana yakın geliyor ama Fransa'ya gittiğimde üç beş günden fazla kalamıyorum, buradaki hayatımı, evimi ve arkadaşlarımı özlüyorum.

- Futbol oynadığınız dönemlerde agresif tavırlarınızla basının da ilgi odağı oluyordunuz. Şimdi daha sakin misiniz?
Bazen yanlış yapıldığında yine agresif olabiliyorum. Sanırım bu benim karakterim, haksızlığa tahammül edemiyorum. Ama şu an biraz daha sakin olduğumu söyleyebilirim.

NİHAT'LA KARŞILAŞIRSAM TEPKİM FARKLI OLUR

- Mesela Nihat Doğan'la ıssız bir sokakta karşılaşsanız ne yaparsınız, yolunuzu mu değiştirirsiniz yoksa köşeye sıkıştırıp tekme, tokat girişir misiniz?

Bu dediğiniz oldu zaten. Ben Kemerburgaz'da oturuyorum, o da aynı yerde oturuyor. Bir gün arabamla giderken karşı karşıya geldik. Nihat arabadan indi, ben de indim, tepkisini merak ediyordum. Sonra bana doğru geldi ve 'Vay kardeşim naber, napıyorsun' diye boynuma sarıldı. Etrafta bulunan herkes bizi izliyordu. Çok şaşırmıştım. Hemen arkadaşlarımı arayıp olayı anlatmıştım. Ancak aradan zaman geçti ve Nihat bir televizyon programına çıkıp olanları tam tersi şekilde anlattı. Benim gidip ona sarıldığımı söyledi. Şaşkınlığım daha da arttı. Ve gelip bana sarılan o adam benim için 'Aç zenci, mülteci' gibi laflar etti. Bir daha karşılaşırsak aynı tepkiyi vereceğimi hiç sanmıyorum.

- Ekşi Sözlük'te hakkınızda yazılanları okur musunuz? Hakkınızda olumsuz yazanlara ne söylemek istersiniz buradan?
Ne olduğunu dahi bilmiyorum. Beni seven de vardır, sevmeyen de. Hepsine saygı duyuyorum.

- 'Fransa'da Pascal'ı kimse çok önemsemez' diyenlere ne cevap vermek istersiniz peki?
Bakın Fransa'da durum farklıdır ama Türkiye'de ünlü olmak zordur. Çünkü bir kafede otursanız insanlar gelir sizi öper, imza ister, fotoğraf çektirir ve çok yoğun bir ilgi gösterilir. Fransa'da bu böyle değildir. Ne kadar meşhur olursanız olun kimse gelip de sizinle ilgilenmez. Önemsenmeyi neyle ölçersiniz onu bilemem ama Louis Fernandes'in jübilesi yapıldı, şöhretler karmasıyla yapılan karşılaşmada Zidane da oynadı, ben de. Yani beni de davet etmişlerdi. Demek ki Fransız futbolunda önemseniyormuşum ki beni davet etmişler. Ayrıca Türkiye ile ilgili ne konu olsa Fransa basını beni arayıp röportaj yapıyor, bunlar yetmez mi?

- Yeşil sahaları özlüyor musunuz?
Özlemez miyim? Hem de çok özlüyorum.

- Transfer teklif edilirse kabul eder misiniz? Hangi takımdan gelmesini istersiniz?
Kabul ederim tabii ki. Her zamanki gibi gönlümde yatan aslan Beşiktaş olacaktır. Teklif gelirse bir tek Beşiktaş'ta oynarım.

- Pascal'ın bugüne kadar bilmediğimiz bir özelliğini bizimle paylaşır mısınız?
Çok duygusalımdır, gözyaşlarımı saklamam ve çok çabuk hüzünlenirim.

- Nasıl bir çocuktunuz?
Tipik, ele avuca sığmayan bir sokak çocuğuydum. Daha sonra futbol hayatıma girdi, dolayısıyla kurallar ve disiplin çıktı karşıma.

- Hırçın ve yaramaz mıydınız o yıllarda da?
Hırçın mıydım bilmiyorum, anneme sormam lazım ama yaramaz çocuk olduğumu söylerler.

- Çocuklarınız da sizin gibi yaramaz mı?
Ben çocukken nasılsam, onlar da aynı benim gibiler.

- İlk aşkınızı hatırlıyor musunuz?
Hatırlıyorum tabii ki, geçen ay bir çekimdeydik ve demo hazırlıyorduk. O esnada telefonumu karıştırırken onun ismini gördüm ve hemen aradım. Yayında onunla konuşup eski günlerden bahsettik, gülüştük.

Devamlı gülerim

- En çok neye gülersiniz?
Ben zaten devamlı gülerim. Özellikle ayırdığım bir şey yok. Tabii ki her normal insan gibi ben de komedi filmlerine gülerim. Ama özellikle dost ve arkadaş ortamlarında en çok benim kahkahalarım duyulur. En çok neye ağlarsınız? Zor soru... Çocuklarıma veya ailemin başına bir şey gelirse ağlarım. Onları özlediğimde gözyaşlarımı hiç tutamam. Bazen hastaneleri ziyaret ederim ki daha bu hafta genç bir Beşiktaşlı çocuğu hastanede ziyaret ettim. Kendisi benim hayranımmış. Hastaneden çıktığımda çok duygulandım ve gözyaşlarımı tutamadım. Çünkü ben de aynı hastalıkla boğuşmuştum.

Her yaştan hayranım var

- Türk kadın hayranlarınız var mı?
Hayranlarım var tabii olmaz mı? Hem de her yaştan. İnanın yolda yürürken 5-6 yaşında çocuklar da durdurup öpüyor, 70-80 yaşındaki teyzeler de. Eskiden beni sadece Beşiktaş taraftarları severdi şimdi her kitleden insan seviyor ve bu da benim çok hoşuma gidiyor. Yakınlarda bir dizi, film, televizyon programı projesi var mı? Güzel projeler var tabii. Yeni bir televizyon programı hazırlanıyor. Çok neşeli, çok heyecanlı ayrıca Türkiye'nin en büyük radyolarından birinde hafta içi program yapacağım. Şu anda World Travel Channel'da devam eden bir programım var.

Sibel Ateş Yengin / Akşam