Burak Özçivit’le başrolü paylaştığı ‘Kara Sevda’da Nihan karakterine hayat veren Neslihan Atagül, “Seyirciyi çok tutkulu bir aşk hikayesi bekliyor” dedi. Dizi ilk bölümüyle çarşamba akşamı ekrana gelecek.
- ‘Kara Sevda’ dizisine nasıl dahil oldunuz? Sanırım şubat ayından itibaren bu projenin içindeyim. O sırada ‘Senden Bana Kalan’ sinema filminin çekimlerine başlamıştım.
Boş günlerimde İstanbul’a gelip dizinin görüşmelerini yapıyordum. Çok keyifli, heyecanlı ve tempolu başladı öyle de devam ediyor.
- Nihan karakteri çok merak ediliyor. Nihan’ı bize anlatabilir misiniz? Hikayede aslında iki farklı Nihan var. İlk tanıdığımız genç kadın hayat dolu, tutkulu, aşkının peşinden giden biri. Sonra karakter daha durgun, sakin ve hüzünlü bir hale dönüşüyor.
Yaşadıkları onu değiştiriyor. Okur okumaz beni çok etkiledi. Bir ruh durumundan başka bir ruh durumuna geçiş yapıyor. Anlatırken bile heyecanlanıyorum.
- Nihan için nasıl bir ön hazırlık dönemi geçirdiniz? Bu çalışma sizi heyecanlandıracak cinsten değil. Bir yerlere gidip, birilerini gözlemlemedim. Bu daha çok iç yolculuk yapmanızı gerektiriyor. Nihan’ı keşfetme yolculuğu diyelim. Üstelik yolculuk bitmedi, yeni başladı.
Umarım dizi uzun süre devam eder de bende Nihan’ı keşfetmeye devam ederim. Özetle ruh halini çözmeye ve durumlar karşısında vereceği doğal tepkileri bulmaya çalıştım. En doğru yorumlanacak şekline yönetmenimiz Hilal Saral’la karar veriyoruz. Bana çok yol gösteriyor.
- Ressam olan Nihan için özel ders aldınız mı? Resim yapabiliyorum. Çekimler için yeterli bilgiye sahibim. Ama iddialı değilim. Ancak çok seviyorum resim yapmayı. Bu konu da kendimi geliştirmeyi çok isterim.
- ‘Kara Sevda’da Nihan ve Kemal’in mucizelerle dolu aşk hikayesini izleyeceğiz. Siz bu aşkı nasıl anlatırsınız? En başta izleyi- ciyi çok tutkulu bir aşk hikayesi bekliyor. Ve onun etrafında gelişen olaylar. Dizinin adı aslında açıkça ortaya koyuyor vaadini. Bu aşkın seyirciye geçeceğine inanıyorum.
- Siz mucizelere inanır mısınız? Kesinlikle. Yakın bir zaman önce yeğenim dünyaya geldi. Ellerine, ayaklarına, burnuna, göz- lerine bakınca mucizelere inanmamak mümkün mü? Mucizenin ‘ta kendisi’ karşımda duruyor.
Ve aslında hayatın her anında görüyoruz bunu. Bakmak yerine görmeyi tercih etsek mucizeler her an her yerde gerçekleşmeye devam ediyor.
- ‘Kara Sevda’nın tanıtımları çok beğenildi. Sizce izleyici bu diziyi neden izlemeli? Anlatmaya çalıştığım gibi derin ve tutkulu bir aşk hikayesi izlemek iste-yenler ‘Kara Sevda’yı sevecektir diye düşünüyorum.
- Şu sıralar hayatınızda sizi heyecanlandıran başka neler var? Hala oldum, yeğenim beni çok heyecanlandırıyor. Onunla ilgili hayaller kuruyorum, çektiğim videolarını izliyorum. Set aralarında bu beni çok mutlu ediyor. fırsat buldukça beraber vakit geçiriyoruz.
Ne kadar hızlı büyüdüğünü görmek beni inanılmaz etkiliyor. Ayrıca Kadir’in (Doğulu) yeni işini bütün Türkiye gibi heyecanla bekliyorum. Sanırım peş peşe günlerde yayınlanacağız. O da çok başarılı olacak bu işte inanıyorum. Hareketli ve bereketli günler geçiriyorum kısacası.
- Sizin de birçok oyuncu gibi yurt dışı hayalleriniz var mı? Elbette. Bunu deneyimlemeyi çok istiyorum. Başka topraklarda büyümüş, okumuş ve yetişmiş insanlarla aynı işi yapmak büyük tecrübe olacaktır. Bunu erken elde etmiş insanlara gıpta ediyorum.
‘Araf’ filmimle hem Tokyo hem de Venedik seyahatimiz olmuştu. Bizden bu kadar uzakta ve farklı yaşayan insanlarla filmim sayesinde bir arada olmak benim için inanılmaz bir deneyimdi.
Evrensel bir hikaye anlattığınızda filmin bütün dünyayı dolaşma ihtimali var. İşte o zaman hayaller gerçek olabilir.
- Türk sinemasının son yıllarda yurt dışındaki başarıları hakkında ne düşünüyorsunuz? Herkes gibi beni de çok gururlandırıyor. Her şeyden önemlisi umutlandırıyor. Türk sinemamız ne kadar tanınır ve bilinirse bizim gibi genç oyuncuların da yurt dışında çalışma sansı o kadar artar.
Bunun bireysel başarılarla çok gerçekleşebilecek bir hayal olduğunu düşünmüyorum.
Türk sinemasının ilerlemesi, kendine ait özgün bir dil oluşturması,hepimizi hayallerimize kavuşturur. Çok önemli ödüllerle dönüyor filmlerimiz, hepsini ayakta alkışlıyorum.
“Ay Yapım’la çalışmak yuvaya geri dönmek gibi oldu. Benim için anlamı büyük. Çünkü ‘Yaprak Dökümü’nden sonra tekrar çalışmak, bu kez projelerinin başrolünde yer almak, bana inandıklarını ve güvendiklerini gösterdi.
Bu beni çok gururlandırdı. ay yapım’la yollarımızın tekrar kesişmesi, bana doğru yolda olduğumun ispatı gibi geldi. Uzun bir yolculuğa çıktım, bunun çok farkın- dayım.
Yolda giderken ufak tefek tökezlemeler olacak, bunu da biliyorum. Ama başarılı olmak, oyunculuğumu hep daha ileriye götürmek birinci hedefim.“