NEŞE SAPMAZ TATLITUĞ'LA OLAN GECEYİ ANLATTI!

Kıvanç Tatlıtuğ’la görüntülenince “Uçuş Keyfi”nden kovulan sunucu Neşe Sapmaz, “Olaydan sonra Kıvanç’la diyaloğu kestik” dedi.

NEŞE SAPMAZ TATLITUĞ'LA OLAN GECEYİ ANLATTI!

Sunucu Neşe Sapmaz’ın ismi 2009 yılında Kıvanç Tatlıtuğ’la birlikte manşetlere taşındı. Tatlıtuğ, akşam yemeğine çıktığı Sapmaz’ı evine bırakırken paparazzilere yakalanınca olanlar oldu. Genç sunucunun “Uçuş Keyfi” programındaki görevine son verildi. Tatlıtuğ da çıkan aşk haberleri yüzünden Sapmaz’ı reklam yapmakla suçladı:

“O kız beni programına çıkarmak istiyordu. Aramızda kesinlikle ilişki yok. Üzerimden reklam yapmaktan vazgeçsin.”

Önümüzdeki maçlara bakıyoruz

Şimdilerde Kanal 24’ün spor bültenlerini sunan Neşe Sapmaz, o gecenin ardından Kıvanç Tatlıtuğ’la görüşmediklerini söyledi: “Olaydan sonra diyaloğu tamamen kestik. Ben ileride güzel bir evliliğim olsun istiyorum. Pişmanlık duyacağım şeyler yaşamak istemiyorum. Yine de o gece onunla dışarı çıktığım için pişman değilim. Kıvanç çok eskide kaldı, şimdi önümüzdeki maçlara bakıyoruz.”

Davayı kazandım

“Uçuş Keyfi”nden kovulunca yapımcılara dava açan Neşe Sapmaz, “Suçlu gösterilip işten çıkarıldım, kıdem tazminatım ve ihbar tazminatım da verilmedi. Bunlar için dava açtım ve kazandım” dedi.

Kıvanç geçmişte kaldı, şimdi önümüzdeki maçlara bakıyoruz

Kanal 24’ün spor bültenleri bir süredir Neşe Sapmaz’a emanet. “Spor Bahane” adlı programı da sunan Sapmaz, “İçimde yatan dev aslında spormuş” diyor. Güzel sunucuyla spor aşkını ve önceki işinden kovulmasına yol açan Kıvanç Tatlıtuğ buluşmasını konuştuk.

Spor dünyasına nasıl adım attınız?

- Sporla hep ilgileniyordum zaten; spor salonuna gidiyordum, spor yapıyordum... Futbolu da takip ediyordum ve maçlara gitmeyi çok seviyordum. Bir de yakınımdakiler sporla ilgilenen kişilerdi. Sunuculuk yaptığım dönemden beri de hep spor spikerliği teklifi geliyordu.

Neden bu zamana kadar teklifleri değerlendirmediniz peki?

- Hep erteledim. Başka planlar yaptım.

Ne gibi planlar?

- Ben gazetecilik bölümü mezunuyum. İşe haber merkezinde başladım, sonra haber yapmak istemediğime karar verdim ve üç yıl kadar uçuş programı sundum. Sonra da magazin programı yaptım. Bu arada sporla ilgili teklifler gelmeye devam etti. Ben de akışına bırakayım dedim ve spor spikerliğine başladım. Çok da sevdim. Yıllardır içimde yatan dev spormuş diyorum şimdi...

BENİ SPORA HINCAL ULUÇ YÖNLENDİRDİ

Spor bülteni sunmak belki bir spiker için zorlayıcı olmayabilir ama bir spor programında yer almak için bilgi birikimi gerekir. Bu durum sizi korkutmadı mı?

- Hiç korkmadım, çekinmedim. Çünkü ben çocukluğumdan beri çok kitap okur, çok araştırırım. Televizyoncu olmak istememe rağmen üniversitede gazetecilik bölümünü seçme nedenim de araştırmayı ve yeni şeyler öğrenmeyi sevmemdi. Bu alanda da ne gerekirse öğrenirim, yoluma öyle devam ederim dedim. Nitekim öyle de yapıyorum. Bildiğim kadarını konuşuyorum. Ayrıca bir tek ekranda değil, sahada da çalışıyorum, özel röportajlar yapıyorum. En son Hıncal Uluç’la röportaj yaptım mesela. O da çok sevdiğim bir yakınım benim. Hatta sporu seçmemde en önemli sebeplerden biri de odur. Yıllar önce ilk o söylemişti, beni bazı kanallara yönlendirmiş, “Neşe, git konuş, spor spikeri ol” demişti. Söylediği yola şimdi çıktım. Zaten hep öyle olur, Hıncal Uluç’un söylediklerini başta dinlemezsem, sonrasında hep haklı çıkar. Bu arada programa “Spor Bahane” ismini de o koydu.

Habercilikten neden vazgeçtiniz?

- Habercilik, çocukluk hayalimdi. Habere Kanal D Haber Merkezi’nde, Mehmet Ali Birand’ın ekibinde başlamıştım. Ama çok yoğun geldi, ekrana çıkma konusunda da çok önüm açılmadı. Sonrasında “Uçuş Keyfi”nden teklif geldi. Hem dünyayı dolaşacaktım hem de ekranda olacaktım, daha cazip geldi.

“GÜZEL OLDUĞU İÇİN ORADA” DİYORLAR

“Spor Bahane” için nasıl bir hazırlık süreciniz oluyor?

- Programın a’dan z’ye her şeyiyle ilgileniyorum. Dersime çok iyi çalışıyorum. Gelen konuklarla ilgili her şeyi araştırıyorum. Sadece internette arama yapmıyorum, o kişinin çevresindeki insanlara ulaşıp anekdotlar hazırlıyoruz. Spor bülteni de programa hazırlık gibi oluyor, çünkü güne spordaki gelişmeleri okuyarak başlıyorum.

Bu alandaki kadınlara karşı “Ne anlar ki spordan” gibi önyargılar var. Erkek egemen bir dünyada olmak zor mu?

- İlk etapta sadece güzel olduğunuz için orada olduğunuz düşünülüyor. Ama eğer konuya hakimseniz, takdir toplamak daha güzel oluyor.

Ne kadar süredir bu alandasınız?

- Spor bültenlerini birkaç aydır sunuyorum. “Spor Bahane”yi de yaklaşık sekiz aydır.

DERBİDE 3-2’YE BİLE RAZIYDIM

Spor denince nedense akla ilk futbol geliyor. Siz programınızda farklı konulardan da bahsediyor musunuz?

- Programa sanat, medya ve tüm spor camiasından isimler konuk oluyor. Spor hakikaten bahane oluyor, çok keyifli sohbetler gerçekleştiriyoruz.

Spor spikerliğiniz ve sunuculuğunuz hakkında nasıl yorumlar alıyorsunuz?

- Çok beğeniliyor. Spora çok yakıştırıldım ben. Tabii ki yine de çok yolum var. Her gün kendimi izleyip üzerine ne katabilirim diye bakıyorum ben.

Hiç futbol oynamayı denediniz mi?

- En fazla ayağıma gelen topa vurmuşumdur.

Hangi takımlısınız bu arada?

- Fenerbahçeliyim.

Derbi sizi hayli üzdü o zaman...

- Üzüldüm gerçekten. Fenerbahçe’den galibiyet beklemiyordum ama o kadar kötü de beklemiyordum sonucu. 3-2 olsa bile razıydım.

O OLAYDAN SONRA KIVANÇ’LA DİYALOĞU TAMAMEN KESTİK

“Uçuş Keyfi”nden Kıvanç Tatlıtuğ ile görüldüğünüz ve magazin basınına haber olduğunuz için çıkarılmıştınız...

- Evet, dava da açtım ve kazandım. “Uçuş Keyfi”, üç yıla yakın zamanımı verdiğim bir programdı. Ben işten çıkarıldığımı gazeteden öğrendim, beni rahatsız eden de buydu. Suçlu gösterilip işten çıkarıldım, kıdem tazminatım ve ihbar tazminatım da verilmedi. Bunlar için dava açtım, çünkü suçlu değildim. Zaten davayı da kazandım.

Yazıldığı gibi Kıvanç Bey’le aşk yaşamış mıydınız?

- Yok, hayır. Zaten o olaylardan sonra da hiç görüşmedim. Ben ileride yuva kurmak istiyorum, güzel bir evliliğim olsun istiyorum. Pişmanlık duyacağım şeyler yaşamak istemiyorum. Bu sebeple de özel hayatıma dikkat ediyorum. Yaptığım iş dolayısıyla ünlü arkadaşım çok.

O akşam Kıvanç Bey’le dışarı çıktığınız için pişman mısınız?

- Hayır, ben hayatımda hiçbir şeyden pişman olmadım. O olmazdı, başka biri olurdu.

Bu olaylardan sonra Kıvanç Bey sizi aradı mı?

- Yok, diyaloğu kestik tamamen. Zaten çok fazla tanıdığım biri de değildi. Çok eskide kaldı, önümüzdeki maçlara
bakıyoruz.

YAŞLANDIĞIMDA DA EKRANDA SPOR KONUŞMAK İSTİYORUM

Çeşitli programlar sundunuz, hangisini daha çok sevdiniz?

- Kesinlikle spor programını. Hayat benim için başka planlar hazırlamazsa, bu yolda devam edeceğim. Sporda anchorwoman olmak istiyorum. Çok popüler erkek yorumcular var ya, onlar gibi olmak istiyorum. Yaşlandığımda, çocuklarım ve torunlarım olduğunda da ekrana çıkıp spor konuşmak istiyorum.

ÜNLÜ YAPIMCILARDAN BAŞROL TEKLİFİ ALDIM

Modellik geçmişiniz var mı?

- Hayır, yok ama bir-iki kez kozmetik firmalarının afişlerinde çıktım. Profesyonel anlamda bir modellik kariyerim yok.

Oyunculuk var mı aklınızda?

- Üniversitede okurken çok ünlü yapımcılardan başrol teklifleri almıştım. Ama şu an düşünmüyorum. Oyunculuk içimde olan, sevdiğim bir şey.

Hürriyet