Vakıfbank ve Türkiye A Milli Kadın Voleybol Takımı’nın pasörü, 23 yaşındaki genç sporcu Naz Aydemir, bir derginin eylül sayısına konuk oldu; hem en büyük tutkusu sporu hem de güzellik sırlarını anlattı.
* Sporcu olmaya nasıl karar verdiniz? - Eski milli voleybolcu anne ve babanın tek kızı olarak dünyaya geldiğim için sporcu olmaktan başka şansım yoktu... Spora atletizmle başlayıp yüksek atlamayla devam ettim. Sonra Eczacıbaşı A Bayan Voleybol Takımı’nın bir ağırlık antrenmanını izledim, oyuncuların özgüvenine ve ışığına hayran olarak voleybola başladım. O gün bugündür sahalardayım.
* Sporcu olmanın avantaj ve dezavantajları neler? - Hayatınız disiplinli ve düzenli ilerliyor sporcu olunca; gününüzün her anında, hangi saatte ne yapacağınız belli çünkü. Onun dışında rekabeti, ekip çalışmasını, bir şeyi başarmanın ne kadar çaba gerektirdiğini öğreniyorsunuz. Yarışmayla birlikte eğlence, bence en büyük avantajlar. Sporun dezavantajları ise sakatlık ve istediğiniz zaman istediğiniz şeyi yapma lüksünüzün olmaması.
* Sporcu olarak beslenmenizi nasıl düzenliyorsunuz? Nasıl besleniyorsunuz? - Yapım gereği şanslı gruptayım, yiyip yiyip kilo almıyorum. Bu yüzden özel olarak uyguladığım bir beslenme düzeni yok. Antrenman ve maç dönemlerinde bol karbonhidrat ve protein içeren besinleri tüketiyorum. Bolca meyve de olmazsa olmazım.
* Kimleri kendinize örnek alıyorsunuz? - Kendime kimseyi örnek almıyorum. Değişik branşlardan beğendiğim sporcuların bazı özelliklerini kendimde uygulamaya çalışıyorum sadece...
* Bu işe gönül verenlere neler önerirsiniz? - Kendilerine kısa ve uzun vadeli hedefler belirlemeleri önemli. Bunun yanında sürekli eksik yönlerini geliştirmek için ekstra antrenman yapsınlar. Yaptıkları şeyi sevsinler, bence en önemlisi de bu.
* İleriye dönük hedefleriniz neler? - Eylül ayında yapılacak Avrupa Şampiyonası’nda şampiyon olmak en yakın vadeli hedefim. Onun dışında iki yıldır boynuma taktığım Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu madalyalarını, bu sene de alabilmek istiyorum. Tabii kulübüm Vakıfbank’la beş kupa hedefli bir sezona başlıyoruz. Hedef, bütün kupalar!
* Voleybolcu demek, uzun boylu demekle eşdeğer. Sizin ölçülerinizi alabilir miyiz? - Boyum 1.86, kilom 68. * Sporcu olarak disiplin ve kural taraftarı mısınız? - Genelde disiplinli ve kuralcıyımdır. Ertesi gün maçım varsa o gün antrenmandan sonra evde dinlenir, maça hazırlanır ve uykuma, yediklerime özen gösteririm. Ama zaman zaman gerek yemek, gerek gezmek açısından kaçamaklar yapmaktan kaçınmıyorum...
* Spor yapmayan insanları yadırgıyor musunuz? - Hayır yadırgamıyorum. Herkesin kendi seçimi, kendi hayatı...
* Spor dışında neler yapıyorsunuz? - Ailemle vakit geçirmekten hoşlanıyorum. Yeterince yorgun olduğum için ayaklarımı uzatıp tüm gün pike altında kitap okumaktan hiç sıkılmam. Hobilerim de kitap okumak ve denemeler yazmak... * Kaç çift spor ayakkabınız var? - Saymadım ama sponsorum Nike olduğu için 50’nin üstündedir.
* Güzellik ve bakıma bakış açınız nedir? - Diğer sporcuları bilmem ama voleybolcuların çoğu oldukça bakımlı. Hepimiz maçlarda makyajlıyızdır. Şu an yaşımdan dolayı ekstra bir bakıma ihtiyaç duymuyorum. Gerçi annemin de bu yaşına kadar aşırı bakım yaptığını görmedim. Şanslıysam ben de anneme çekerim. Onun yaşında onun kadar genç görünsem yeter. Bakımına ciddi zaman harcayan kadınlara sabırlarından dolayı imreniyorum bu arada...
* Güzellik ikonunuz kim? - Audrey Hepburn. * Şimdiye kadar aldığınız en iyi güzellik tüyosu? - Doğallıktan şaşma!
* “Makyaj yaparken asla kullanmam” dediğiniz ürünler var mı? - Yeşil ya da pembe far sürmem gibi geliyor. * En çabuk biten kozmetik ürününüz hangisi? - Parfümüm. Sanırım biraz fazla sıkıyorum...
* Makyajda en seksi bulduğunuz detay nedir? - İnce bir eyeliner ve kırmızı ruj. * Annenizden aldığınız en iyi güzellik önerisi neydi? - Bol bol gülümse.