MÜJDE UZMAN'DAN SAMİMİ AÇIKLAMALAR!

2001 Elite Model Look Yarışması’nda birincilik kazandı. Bu unvanını hiçbir zaman, kariyeri için altın bir bilet olarak görmedi. Müjde Uzman, ‘Bir Çocuk Sevdim’de, gözü kara ve hırslı ‘Derin’ karakteriyle karşınızda...

MÜJDE UZMAN'DAN SAMİMİ AÇIKLAMALAR!

Günümüzde genel bir yargı var; modellik ve sunuculuk, oyunculuk, özellikle de televizyon için bir basamak görevi görür. Bu görüşe tamamen karşı Müjde Uzman. Genç oyuncu, kendi çabasıyla başarılı işlerde yer alarak adından söz ettiriyor. ‘Bir Çocuk Sevdim’de, konu aşk olunca gözü hiçbir şeyi görmeyen Derin’i canlandıran Uzman, gerçek hayatında böyle bir insan değil. Oyuncu, birtakım yaşanmışlıkların kendisini daha olgun, kırgın ve yorgun hale getirdiğini dile getirirken, içinde aşk olmayan hiçbir hissin sürmeyeceğini söylüyor. İdealist ve inatçı bir kişiliğe sahip olduğunu belirten Uzman, isminin duyulması için çaba sarf eden biri değil. Hatta o, insanların gözünde, popüler bir işle ‘var olur’ hale gelmekten de şikayetçi.

‘Bir Çocuk Sevdim’de ‘Derin’ karakterini canlandırıyorsunuz. Diziye nasıl dahil oldunuz?

‘Muhteşem Yüzyıl’daki son günlerimdi. Bir cuma günü ‘Bir Çocuk Sevdim’ için görüşmeye gittim. Ertesi gün ‘Muhteşem Yüzyıl’daki son sahnelerimi çektim ve pazar günü de ‘Bir Çocuk Sevdim’in setindeydim. Beni ‘Muhteşem Yüzyıl’da görmüş ve beğenmişler. Canlandırdığım karakterin öleceğini ve diziden ayrılacağını Gaye Sökmen’den öğrenince de görüşmeye çağırmışlar.

Bu dizilerde canlandırdığınız iki karakter arasındaki fark sizi nasıl etkiledi?

‘Muhteşem Yüzyıl’a zaten belli bir süre için girmiştim. Dizide rolüm bittiğinde çıkacaktım. ‘Muhteşem Yüzyıl’, benim için çok başka ve özel bir yerde. Setteki son günümde çok hüzünlüydüm; ama onun dışında harika bir ekiple, harika bir işte çalışmanın mutluluğunu yaşıyordum. Geçiş sırasında çok zorlanmadım. Bunda iki faktör çok önemliydi. Birincisi, zaten o hız sizde bir şok etkisi yaratıyor (gülüyor). İkincisi, günümüze geçmem ve Derin karakterinin, benim karakterime biraz yakın olması işimi kolaylaştırdı. Yine de ilginç bir süreçti.

Karakterden biraz bahsedebilir misiniz?

‘Derin’ hırslı, kararlı, ne istediğini bilen ve gözü kara bir kız. Ama tabiri caizse bazı defoları var. Geçmişindeki aile sorunları onu çok etkilemiş. Yalnız büyümüş, hep kendini korumak ve kendi ayakları üstünde durmak zorunda kalmış. Böyle bir karakter olarak bu defoları anlayışla karşılamak gerek. Ama açıkçası bu kızın sınırları, ne kadar ileri gidebileceği veya ne zaman hırslanıp, ne zaman savunmasız biri olacağı pek kestirilemiyor.

“Biraz Derin gibiydim, değiştim”

‘Derin’, sanki konu aşk olunca gözü hiçbir şeyi görmeyen bir karakter. Peki, sizin aşka karşı tavrınız nasıl?
Eski Müjde, biraz ‘Derin’ gibiydi. Sonradan birtakım yaşanmışlıklar, onu daha sakin; ama daha kırgın, olgun ve yorgun hale getirdi. Olumsuz gözükse de, ne istediğini daha iyi bilen, mutlu olmaya ve etmeye odaklı, gereksiz konularda kırılıp, kıracağına; esas olanı aramaya ve onunla ilgilenmeye başladı. Artık sevgiye, anlayışa, güzel bir dostluğa ve yoldaşlığa inanıyor. Ama içinde aşk motivasyonu olmayan hiçbir hissin de sürmeyeceğini düşünüyor.

Bir yanda Çetin Tekindor gibi usta, Bülent İnal gibi başarılı bir oyuncu; diğer yandaysa Gülcan Arslan ve Hakan Kurtaş gibi genç oyuncular. Onlarla çalışmak nasıl?

Harika! Ne kadar şanslıyım, değil mi? Neredeyse her gün o tecrübeleri, yorumları izlemek, öğrenmek ve gözlemlemek çok güzel. Çetin Tekindor, benim için hem bir okul, hem bir beyefendi, hem de sohbeti çok hoş, harika bir insan. Bülent İnal, çok tecrübeli ve inanılmaz komik. Gülcan’a, dizinin ilk fragmanını gördüğüm günden beri bayılıyorum ve tanıştığımız anda da birbirimizi çok sevdik. Hakan’la çok iyi anlaşıyoruz. Onunla sahnelerimiz daha fazla olduğu için beraber çok vakit geçiriyoruz ve çok şey öğreniyorum. Aynı şekilde yönetmenlerimiz ve ekip çok şeker.

Uzun süre Dream TV ve MTV Türkiye’de VJ’lik yaptınız. Fakat pek çok kişi Müjde Uzman adını ‘Muhteşem Yüzyıl’la duydu. Bunu nasıl yorumluyorsunuz?

Sunuculuk, benim kendi çabalarımla bulup başladığım bir işti. Onun dışında tanınmak, bilinmek gibi bir derdim asla olmadı; hâlâ yok ve hatta fobim var bile diyebilirim. İsmimin duyulması, benim için önemli bir şey değil. Bazı insanlar sizi tanıdıktan sonra, sanki daha önce bir hayatınız yokmuş ve o andan itibaren var olmuşsunuz gibi davranıyor. Bu da beni çok rahatsız ediyor. Bu sektörde buna maruz kalmak maalesef kaçınılmaz.

Milliyet