MUHTEŞEM YÜZYIL'A BİR ELEŞTİRİ DAHA!

Araştırmacı-Yazar Sibel Eraslan, Osmanlı padişahlarından Kanuni Sultan Süleyman ve eşi Hürem Sultan'ın hayatını konu alan "Muhteşem Yüzyıl" dizisini eleştirerek, "Orada o kadar kötü ve fettan bir tablo çiziliyor ki kemiklerim sızlıyor. Çünkü halen İstanbul'da negatif tablosu çizilen sultanın yaptırdığı hastanede şifa buluyoruz. 400 ila 6000 yıldır kötülenen bu kadın sultanların ya darüşşifaları ya da kurdukları okullardan ya da açtıkları aşevleri, çeşmelerden hizmet almaktayız" dedi.

MUHTEŞEM YÜZYIL'A BİR ELEŞTİRİ DAHA!

Çorum Belediyesi tarafından "Osmanlı Sarayı'ndaki Kadın Sultanların Anlatılmayan Tarihleri" konulu bir konferans düzenlendi. Devlet Tiyatro Salonu'nda yapılan konferansı Belediye Başkan Yardımcıları Zeki Gül ve Turhan Candan, Belediye Başkanı Muzaffer Külcü'nün eşi Hatice Külcü ve davetliler izledi. Konferansa konuşmacı olarak katılan Araştırmacı-Yazar Sibel Eraslan, Osmanlı Devleti?nin kuruluş, yükseliş, duraklama ve çöküş dönemlerinden seçilmiş padişah eşlerinin, kızlarının gerçek hikayeleri ve yaşadıkları dönemlerin kayda değer olaylarını katılımcılara aktardı. Dinler tarihi ve siyasal tarihin sadece padişahlardan, şövalyelerden ibaret olmadığını dile getiren Eraslan, kadınlar üzerinden bir tarih yazılmadığını belirtti.

Belirli dönemlerde büyük bir reddi miras yapıldığını dile getiren Eraslan, harf inkılabından sonra kaynaklara ulaşmadaki ciddi engeller nedeniyle bugün insanların Osmanlıca bilmediğine dikkat çekti. Osmanlı sarayındaki sultanlar üzerine araştırmalar yaparken İngilizce metinler okumak zorunda kaldığını açıklayan Eraslan, bunun hicap edilecek bir konu olduğunu belirtti.

Türk insanının Osmanlı hinterlandı içinde Osmanlıca, Farsça ve Arapçayı bilmesi gerektiğini dile getiren Eraslan, "Ancak maalesef araya büyük bir deri miras dönemi girmiş. Osmanlıyı Kızıl sultan olarak tabir etmişiz. Kızıl sultanların yakıp yıktığı dönem olarak görmüşüz. Tarihte kesintili klasörlerden ibaret değildir. Bu dönemlerde birbirini takip eder. Bu süreçler birbirinden kopuk veya aralarında set yoktur. Toplumsal gelecek düşünüyorsak toplumsal günümüzden tarihimizden birtakım hakikatlerin üzerine yaslanarak doğrulabiliriz. Bir ağacın meyvelerini toplamak isteyenler o ağacın dallarına ve gövdelerine bakmak zorundalar. Büyük bir medeniyet kurmak istiyorsanız o medeniyetin kökleri ile de barışık olmak zorundasınız" diye konuştu.

Bugün Türkiye'de bir lise öğrencisinin Shakespeare?nin eserlerini İngilizce olarak rahatlıkla okurken kendi medeniyet ve dilini kuran şairler ve ilim adamlarının eserlerini okuyamadığını vurgulayan Eraslan, gençlerin kendi tarihini okuyamadığında, tarihe karşı bir bilinçsizlik içerisinde olacağının altını çizdi.

Eraslan, sosyal ve siyasal politikalarda nasıl reddi inkar sınırları, bugüne kadar örülmüş sanal setler aşılıyorsa tarih ve edebiyattaki setlerin yanı sıra Osmanlı devletindeki kadın sultanlar ile ilgili negatif düşüncelerin aşılması gerektiğine vurgu yaptı.

Kanuni Sultan Süleyman ve eşi Hürem Sultan'ın hayatını konu alan "Muhteşem Yüzyıl" dizisini eleştiren Eraslan, "Meşhur bir televizyon dizisi var. Kanuni Sultan Süleyman ve eşi Hürrem Sultan'dan bahsediyor. Orada o kadar kötü ve fettan bir tablo çiziliyor ki kemiklerim sızlıyor. Çünkü halen İstanbul?da negatif tablosu çizilen sultanın yaptırdığı hastanede şifa buluyoruz. Kötülenen bu kadın sultanların ya darüşşifaları ya da kurdukları okullardan ya da açtıkları aşevleri, çeşmelerden hizmet almaktayız. Yurt içinde veya yurt dışında nereye giderseniz gidin bu kadın sultanların anlatılmayan hikayelerini görürsünüz" dedi.

Hürrem Sultan'ın yaptırdığı eserler hakkında bilgi veren Yazar Eraslan, "Arafat dağı yanında Cebeli rahme adında orta düzeyde bir tepe var. Etrafında mazgallar şeklinde küçük küçük kurnaları koparılmış çeşmeler var. Oyuktan su akıyor. Onu yaptıran Hürrem sultandır. Bugün Türkiye?de acaba bu hafta hangi cinayeti işleyecek, acaba bu hafta hangi hainliği yapacak diye herkesin kalp çarpıntısı ile beklediği Hürrem Sultanın Mekke ile Medine arasında yaptırdığı su yolları vardır. Ayrıca Hürrem Sultan Arafat'a su taşıyan bir sultandır. Bu kadar kötü olsa bu kadar hıyanet içerisinde olsa heralde bu işlerle uğraşmaz ve bunları yaptırmazdı. 1969 yılına kadar Kudüs?te Hürrem sultanın yaptırdığı bir vakıf günde 3 öğün yoksul ve yolculara sıcak çorba verirdi. Yahudi işgalinden sonra bu kesildi. Bosna'dan Üsküp'e, Selimiye'den İstanbul'a, Bursa?dan tüm Anadolu'ya, Mezopotamya'dan Filistin'e Kıbrıs'a Osmanlı kadın sultanlarının mühürlerini görürsünüz" ifadelerini kullandı.

Kadınların Osmanlının halkla ilişkilerini yürüttüklerini dile getiren Eraslan, sultanların sarayın gülen yüzünü halka gösterdiklerini söyledi. Halkın Hürrem sultanın eşinin işlerine çok karıştığına dair söylemlerinin olduğunu anlatan Eraslan, "Hürrem Sultan okuyan, yazan adeta bir danışman gibi bilgiler veren birikime sahiptir. Aynısını Mihrimah Sultan?da görürüz. Bu iki sultan gibi eşine siyasi rapor hazırlayan sultanlar yoktur. Bu yönleri onları farklı kılmaktadır" diye konuştu.

Hafsa Sultan ise Manisa Bimarhanesi'ni yaptırdığını hatırlatan Eraslan, "Bu hastanede dünyada üçüncü büyük akıl hastanesi olarak kayıtlara geçmiştir. Tedavi yöntemleri arasında musiki ve su terapileriyle dünyada eşi olmayan bir tıp ekolünü oluşturmuştur. O dizide bundan da bahsediliyor mu?" dedi.

Osmanlı tarihinin revaçta olduğunu ve gençlerin severek okuduğunu dile getiren Eraslan, Osmanlı tarihinin toplu aktarnBüyük bir medeniyet kurmak istiyorsanız o medeniyetinılmasında üniversitelerin tarih bölümleri, sivil toplum kuruluşlarına büyük görevler düştüğünü belirtti.

Eraslan, asırlarca yedi iklime, adaleti, barışı, insana saygıyı, onuru, refahı ve dayanışmayı götüren Osmanlı?yı bir medeniyet mührü kılan ruhun kadın sultanların tezgahında dokunduğunu sözlerine ekledi.
Konferansın ardından Belediye Başkanı Zeki Gül, Yazar Eraslan?a plaket verirken, Belediye Başkanı Muzaffer Külcü?nün eşi Hatice Külcü de çiçek hediye etti.

Yazar Eraslan, program sonunda DTS fuayesinde okurlarıyla bir araya gelerek kitaplarını imzaladı.