'MODAYLA KENDİMİ DEĞİŞİK İFADE ETMEYİ SEVİYORUM'

Hadise giyim ve moda üzerine konuştu

'MODAYLA KENDİMİ DEĞİŞİK İFADE ETMEYİ SEVİYORUM'

Hadise Açıkgöz olarak Belçika’da nasıl bir yaşamın içine doğdunuz?

22 Ekim 1985’te Mol diye küçük bir semtte oturan; çalışan bir ailenin ikinci kızı oldum...

İsminizin bir hikayesi var mı; doğumunuz hadise olarak mı görülmüş?

Annem, ablama hamileyken dedem bir mektup yazmış. “Kız olursa ismi Hadise olsun” demiş; çünkü köyde çok tatlı bir kız varmış ismi de Hadise’ymiş. Bu mektup hiç ulaşmamış ve ablam doğmuş. Halam onun ismini koymuş. Annemler dedemle telefonda konuşunca öğrenmişler. Ve “İkinci kızımızın ismi Hadise olur, söz” demişler.

Belçika’da doğup büyüdünüz, aileniz orada çalışan bir Türk ailesi. İki kültür arasında mutsuz oldunuz mu?

Hayır, hiç olmadım. Ben hiç kültür çatışması yaşamadım. Sonuçta hepimiz insanız. Birbirimize, birbirimizin kültürüne ve geleneklerine saygı duyduktan sonra her şey güzel olur.

Bizde yarattığınız izlenim; seksi, çekici bir kadın. Bunun için bir çaba gösteriyor musunuz?

Sizi tanıyanlar sade, masum, çıtı pıtı bir genç kızdan bahsediyor... Hangisi siz? Benim içimde zaten değişik hadiseler var. Sahneye çıkınca bambaşka bir insan oluyorum; içimden gelen şeyler, hareketler, duygular bunlar... Gerçekçiyim sahnede, yaptığım işlerde... Ve aynı anda tabii duygusal, hayatı öğrenen genç bir kızım...

Bacaklarınıza ve kendinize özel bakım uygular mısınız?

Pilates yapıyorum. Bacaklar için süper bir spor!

Kendinizi formda tutmak için neler yaparsınız?

Pilates ve kardiyo yaparım. Spor benim hayatımda çok önemli. Enerjimi spor salonunda tazeliyorum her sefer; bu çok güzel bir his! Bütün kadınlara tavsiye ederim.

Bir kadın olarak giyime düşkün müsünüz? Modayı takip eder misiniz?

Tabii ki takip ederim. Giyim benim için önemlidir. Konserlerime gelenler zaten hep Hadise bu sefer ne giyerek şaşırtacak bizi diye geliyorlar. Bu çok güzel bir şey. Modayla kendimi değişik ifade etmeyi çok seviyorum..

Giyim konusunda tercihiniz ne?

En çok sevdiğim kıyafet; deri ceketim, Seven Jeans’im ve altına Alexander Wang ayakkabılarım.

Gardrobunuzun vazgeçilmezleri neler?

Burberry trençkotum, Balenciaga çantam ve Balmain ceketlerim.

Kıyafetlerinizi kendiniz mi seçersiniz?

Bazen; ama yanlış şeyler almamak için stilistim Mahmut’la seçmeyi tercih ediyorum. Modayı benden iyi biliyor.

Giyime ne kadar harcarsınız?

Bazen çok özel bir şey lazımsa ona çok para harcarım. Ama çok özel bir kıyafet için; her zaman değil tabiiki. Mesela Zara’yı da çok severim, orada kıyafetlerin fiyatları çok yüksek değil.

Daha çok Belçika’dan mı, yoksa Türkiye’den mi giyinirsiniz?

Hiç fark etmez açıkçası. Amsterdam, Paris; kıyafetleri nereden aldığın önemli değil zaten.

Peki ya müzik çalışmalarınız nasıl gidiyor; Japonya’da albüm çıkarma fikri nasıl çıktı ortaya?

Japonya’daki bir plak şirketinden böyle bir istek geldi. ‘Düm Tek Tek’ şarkımız çok sevildi orada. Bu beni çok mutlu etti. Tokyo’ya gittim, gördüm, gezdim. Çok güzel ve ilginç bir yer. İngilizce albümüm orada çıktı ve her şey süper yolunda gidiyor. Çok mutluyum.

Eurovision Şarkı Yarışması’na Belçika’dan katılma teklifine cevabınız ne olacak?

Böyle resmi bir teklif gelmedi daha. Ama ben ‘asla asla demem’. Yarın ne olacak hiç birimiz bilemeyiz. Hayırlısı neyse o olur!

Gelecek için planlarınız neler?

Çok güzel planlarımız var. İki albümümün, yani Fastlife ve Kahraman’da yer alan şarkılarıma klip çekmeye devam ediyoruz. Konserlerimiz de devam ediyor. En çok sevdiğim şey zaten sahnede olmak; sevenlerimin karşısında şarkılarımı söylemek. Çok seviyorum bunu! Bunun dışında birkaç proje daha var ama çok erken bunu konuşmak için. Her şey yolunda ve müzik anlamında kendimi geliştirmek istiyorum. Şimdiden yeni albümler için şarkı sözleri yazmaya başladım.