Medcezir dizisinin Orkun'u Metin Akdülger, Elle dergisine konuştu... İşte o röportaj...
Fotoğraf çekimi bitince Metin Akdülger’den ELLE iPad versiyonu için bir video çekimi yapmasını istiyoruz. Birkaç satır bir şeyler söylemesini... O, “kayıt” dediğimizde hepimizi şaşırtıp bir anda şarkı söylemeye başlıyor. Tabii ki orkestra yok, fonda müzik yok, öylece, olduğu gibi. Elbette sohbete bunu sorarak başlıyoruz.
Sesiniz güzelmiş. Bu bilinen bir şey mi? Yok, bilinmiyor. Ben de herkes gibi sadece duşta şarkı söylüyorum.
Uluslararası ilişkiler okudunuz ama oyuncu oldunuz. Diplomat olma ihtimaliniz var mıydı? Lisede siyaset bilimlerine çok ilgi duyuyordum. Öyle bir tercihte bulundum ama diplomat olmak gibi bir düşüncem yoktu. Evde, oğlumuz diplomat mı olacak acaba, gibi mevzular oldu ama ben daha okulun ilk yılında tiyatro serüvenine başladığım için her şey değişti, hayatım güzelleşti.
Oyuncu olmak planlı mıydı? Yani hep aklınızın ucunda olan bir şey miydi? İlk workshop’larda bize oyunculuk egzersizleri yaptırıldı. Bize çalıştırılanları aslında küçüklüğümden beri denediğimi fark ettim. Çocukken odamda, tek başıma çok fazla vakit geçiriyordum. Beş-altı saat hiç sıkılmadan odamda oyun oynuyordum. Oyuncu olmam bence çok tesadüf değil. Şu anda oyunculuk yaptığım için çok mutluyum.
Oyunculuk tahmin ettiğiniz gibi mi çıktı? Bir öngörüm ve beklentim yoktu ama şunu söyleyebilirim ki oyunculukla ilgili şikayet ettiğim bir şey yok. Yorucu, belirsiz, setler uzun, hiçbiri bana batmıyor. Mesleğimi çok seviyorum.
Kendinizi izlerken ne hissediyorsunuz? Ben de pek çok oyuncu gibi kendimi izlemeyi pek sevmiyorum. Ama teknik açıdan izliyorum, o manada bana faydası oluyor. Kadraj, ışık, duygu devamlılığı; bunları görmek açısından izlemek iyi fikir. Kendini izlemek kesinlikle iyi bir ders oluyor. Ama doğrusu kendimi izlemeye bayılmam.
Evinizde televizyon olmadığını duyduk. Bu, yaptığınız işle çelişkili bir durum değil mi? Evimde televizyon olması fikri hoşuma gitmiyor, çünkü gerçekten çok az zamanım var. Çok çalışıyorum ve geri kalan sürede aktif ve hızlı yaşamayı seviyorum.
Sakın televizyon izlemeyin gibi bir mesajım yok, bu benim tercihim. Benim evimde yok ama ailemin, arkadaşlarımın evine gidince izliyorum.
Sinema dünyasında hep bir yeni jön aranıyor. Sizin için de öyle yorumlar yapıldığını okudum... Kim demiş? (Gülüyor) Bu, ekrana yeni çıkan pek çok insan için yapılan bir yorum. Ancak, ben yeni jönüm, gibi bir iddiam yok. Jön tam olarak kim, onu da bilmiyorum.
Diziye başladığınızdan beri hayatınızda ne değişti? Hayatıma bir nevi düzen geldi. Tiyatro, sinema yapıyordum, arkadaşlarımla kısa filmler çekiyordum ama dizi disiplin isteyen, sürekliliği olan çok güzel bir şey.
Günlük hayatıma gelince, insanlar beni tanımaya başladı. İlk başlarda çok garipsiyordum, üstelik sevilmeyen bir karakteri canlandırmama rağmen kötü yorum yapan, kötü enerjiyle yaklaşan kimse olmadı. Tanınmak hayatımı zorlaştırdı, ben çok bohem yaşıyorum gibi şeyler söyleyemem.
Ailenizde oyuncu olmanıza şaşıran biri oldu mu? Beni tanıdıkları için şaşıran olmadı. Ben genel olarak tutkularının peşinden giden biriyim.
Okul döneminde tutturdum Amerikan futbolu oynayacağım diye, babam “oğlum yapma etme, çok tehlikeli, sakatlanırsın” dedi ama ben “bunu gerçekten çok istiyorum” diye ısrar edince kabul etti. Ve beni sonuna kadar destekledi. Oyuncu olmamı da destekledi. Bizim ailede biz birbirimize güveniriz.
Keşke bende olsa dediğiniz bir yetenek var mı?
Ben yetenek lafına çok inanmıyorum. Bence her şey tutku ve hayatınızdaki ilgi alanlarıyla alakalı. Bir şeyi tutkuyla yaptığınızda ister istemez ona yöneliyor, ona odaklanıyorsunuz. Bence asıl yetenek bu. Bir şeye emek sarf ettiğinde adeta kendi yeteneğini oluşturuyorsun. Ben bir şeye büyük bir tutku duysam, illa onu yaparım. Bu herkes için geçerli. Piyano çalmayı çok isterim.
Beğendiğiniz oyuncular kimler? Klaus Kinski’yi çok severim. Bir de Marlon Brando’yu ama onu beğenmeyen mi var, oyunculuğu değiştiren adam! Matthew McConaughey’nin son işlerini çok beğeniyorum...
Türk oyuncular? İlker Kaleli. Can Gürzap. Tabii ki Haluk Bilginer ve Şener Şen’i de çok seviyorum; onları herkes seviyor.
Onlarla aynı projede yer almak ister miydiniz? Türkiye’de oyunculuk yapıp da Şener Şen’le oynamak istemeyen biri var mı?
Bir kadında size neler çekici gelir? Dürüstlük. Dürüstlük derken, patavatsızlıktan bahsetmiyorum. Hayattaki duruşu net olan kadınlar çekici gelir. Ne istediğini bilen, tutkulu insanlar bana çekici geliyor. Sahte olandan hoşlanmam, sahte olan her şey kötü koku gibidir...
Sizce insan hayatta kaç defa aşık olur? İnsan hayatında kaç defa nefret eder? Veya acı hisseder?
Aşkı kategorize ettiğimiz için bu soruya takılıyoruz, yoksa duygunun sayısı olmaz. Yaşadığın bir şey için, bu yaşadığım aşktı, diğerleri değildi demek bence haksızlık. Yaşadığın her çok yakın ilişki aşk zaten.
Şu anda sizin hayatınızda aşk var mı? Var ve olmasını da isterim. Aşk sadece karşı cinsle ilgili bir duygu değil, dünyaya yaklaşımımızla alakalı.