Maral Büyüksaraç’tan mektup
Change.org sitesinde, Cudi dağında çıkan yangınla ilgili bir kampanya adeta bir açık çağrıya dönüştü.
Özge Özpirinçci, Meltem Cumbul, Maral Büyüksaraç, Janset gibi ünlü isimler de destek verdiği kampanyaya sosyal medyada büyük yankı uyandırdı. Greenpeace eylemlerinde daha önce gözaltına alınıp serbest bırakılan ünlü oyuncu Maral Büyüksaraç; Cudi dağında çıkan yangın ve yeşil yol projesiyle ilgili hükümete açık mektup yazdı. Yazdığı uzun mektubu instagram ve twitter sayfasından paylaşan Büyüksaraç'ın mektubu sosyal medyada takipçilerinden büyük ilgi gördü.
İşte o mektup
"Sayın Cumhurbaşkanım, Sayın Orman ve Su işleri Bakanım ve tüm yetkililer… Size bu mektubu tiyatro oyunu için turneye gittiğim Muğla'dan yazıyorum. Bir vatandaş olarak ve bu ülkede tiyatro yapan bir genç olarak vicdanen artık taşımaktan yorulduğum düşüncelerimi paylaşmak istedim. Ben bir oyuncuyum, doğal olarak karekter psikolojisi ve olayların analizini çıkarabiliyorum. Farklı yaşam tarzları korku ve tehdit altında kalırsa bu çok sağlıksız bir alt yapı olur. Halk yaşadıklarını ve ülkede yaşanan sorunların çoğunu dile getiremiyor. Çevremde gözlemlediklerimdir bunlar...
21.ci yüzyıldayız, özgür bir dünyadayız... Halk var olsun, yürümek istiyorsa yürüsün, eylem yapmak istiyorsa yapsın. Ne tiyatrocuyum, ne sanatçıyım herşeyden önce vatandaşım. Demokratik bir ülkede yaşıyorum. Bu ülkede oy kullanıyorsam düşüncelerimi dile getirmeliyim. Bazen kendimi dışlanmış biri gibi hissediyorum. Herşey o kadar hızlı değişiyor ki! Çocukken oynadığım bahçelere bombalar atıldı. Yangınlar çıktı, betonlaştı. Eskiye dair fotoğraflardan başka birşey kalmadı. Haydarpaşa gitti, ‘yangın çıktı’ dediler. Memleketim Muğla'da halep cami ve kızıl çamı ormanı kül oldu. Güvercinlik koyunda bin yatak kapasiteli ikinci otel yapıldı. Ve hiç bir yetkili tarafımıza bir cevap vermedi. Gün geçmiyor ki; Çanakkale, Marmaris, Antalya, Kahramanmaraş, Alanya ve son bulmuyor. Bence bir ülke bunlara bir önlem alabilir ve çözüm üretebilir. Yakarak, keserek, imara açarak, kaçak yapılaşarak, taş ocağı kurarak, yol geçirerek, HES’ler kurarak yok edilen ormanların yerine aynı oranla ağaçlandırma yapıldığını asla düşünmüyorum.
Bir yangın üç gündür nasıl söndürelemiyor. Bu ekolojik bir katliamdır. Buna ses çıkarmayan herkes bundan sorumludur. Türkiye bir değerin yok edilişini seyrediyor. Uzungöl bir beton yığını oldu. Gezi parkı sürecinde çok seviyoruz dedik, kitaplarımızı okuduk, çadırlarımızı kurduk, özgürce müziğimizi yaptık. Marjinalsiniz dediler… Biz sadece huzur istiyoruz. Şarkılarımızda, müziklerimizde, kitaplarımızda, eylemlerimizde özgürlüğümüzü istiyoruz. Sadece fikirlerimizle kıymet görmek istiyoruz. Şimdi de bu mektubumdan sonra solcu, kominist, çapulcu gibi etiketlere maruz kalacağımı biliyorum.
Sayın Cumhurbaşkanım… Size daha önce de Özgecan yasası için mektup yazmıştım.Teyzem Kadıköy mitinglerini düzenliyor diye büyükbabam milyon dolarların hortumcusu olarak yazıldı. Sahafları gezip olaylarla ilgili kitapları ve fotoğrafları inceledim. Sesimizi duyurabilmek için eylemler yaptık ve bu basının dikkatini çeksin diye eylemde yükseklik korkum olmadığı için Karadenizde 8’nci kattan atladık. Betonlaşmaya karşı olduğumuzu belirtmek için oteller, AVM'ler yapmayın istedik. Benim adım Maral! Ne sağcıyım, ne solcu... Çapulcuyum çapulcu...”