'Kuruluş Osman'ın Lena Hatun'u Seray Kaya: "Sette aile gibiyiz"

Yapımını Bozdağ Film’in gerçekleştirdiği, atv ekranındaki ikinci sezonda da reytinglerin zirvesinden inmeyen ‘Kuruluş Osman’ın sevilen oyuncusu Seray Kaya, canlandırdığı Lena Hatun karakteri ve diziyle ilgili Bozdağ Film Youtube kanalına açıklamalarda bulundu.

'Kuruluş Osman'ın Lena Hatun'u Seray Kaya: "Sette aile gibiyiz"

“BOZDAĞ FİLM PLATOSU’NA İLK GİRDİĞİMDE HAYRANLIK DUYDUM”

‘Kuruluş Osman’da Lena karakterine hayat veren Seray Kaya, Bozdağ Film Platosu hakkındaki düşüncelerini ve rol arkadaşlarıyla ilişkisini “Kesinlikle her oyuncunun deneyimlemesi gereken bir set olduğunu düşünüyorum. Bu prodüksiyon oyunculara çok şey kazandırıyor. Bana çok şey kazandırdı. Sadece gelip rolümüzü yapmıyoruz. Burada aldığımız eğitimler, bu dönemin yaşattığı ruh, bize kattığı şeyler, karakterlerimizin hikayeleri bizi çok etkiliyor ve zaten o yüzden buradayız. Çok deneyim kazandığım, hayatımdaki en kıymetli setlerden biridir. Kendi adıma mutluyum bu anlamda. Burası büyülü bir yer. Bozdağ Film Platosu’na ilk girdiğimde karşılaştığım manzara karşısında hayranlık duydum. Şahane bir setteyiz, rollerin üstesinden gelmeye çalışıyoruz. Burası çok enteresan bir set. Ben daha önceki setlerimde de çok güzel ilişkiler kurdum ama burada gerçek bir aile olunduğunu hissettim. Gidersem bu aileden kopacağım için çok üzüleceğim. Sırf bu yüzden bile böyle bir işin parçası olduğum için çok mutluyum” şeklinde anlattı.

“LENA, SAVCI BEY İLE YENİDEN DOĞDU”

Hayat verdiği Lena karakteri ile ilgili ise “Lena güçlü bir kadın. Geldiği hayat zalimlerin olduğu bir yer. Kötü bir dünyanın içinden çıkıp Savcı Bey ile buluştu ve yeniden doğdu. Hayat hikayesi beni çok etkiliyor. Çünkü babası gözlerinin önünde öldürüldü. Birçok acıya şahit oldu ama günün sonunda Savcı onun kahramanı oldu. Kimsesizliğin içinde Savcı Bey’e sığınmış bir kadın. Savcı ile olan çocuklarından ikisini de kaybetti. İki defa evlat acısı yaşayıp, eşini kaybetme korkusuyla yaşayıp, bu dünyanın içinde güçlü kalmaya çalışıyor. Ben diğer karakterlere göre Lena’yı daha soğukkanlı buluyorum. Birçok şeyi yaşayıp gördüğü için daha soğukkanlı, daha yaralı ama bunu göstermiyor da. O yüzden belki de seyirci yer yer onun kötü bir insan olduğunu düşünüyor. Ancak öyle bir dünyadan çıkıp geldi ki Savcı Bey’i kaybetmek onun için imkansız bir şey. Savcı yoksa Lena yok. O yüzden bütün savaşı Savcı’nın hayatta kalması için. Bu yüzden Lena’yı oynadığım için mutluyum” dedi.

“HAYATIMDA İLK KEZ ÇENEMİN TİTREDİĞİNE ŞAHİT OLDUM”

Seray Kaya, ilk sahnesinde yaşadığı heyecanı anlattı: “Ben hayatımda ilk kez çenemin titrediğine şahit oldum. İlk sahnem, hemşirem, canım Yeşim’leydi (Hazal Hatun) ve iyi ki onunlaydı. İyi ki ilk sahnemde çok kalabalık bir sahneye dahil olmadım. Çok daha zorlanabilirdim. Çadırda karşılıklı oynarken zaten muazzam bir oyuncuyla karşılıklı sahnem var, o ayrı bir durum. Ne yapacağımı hiç bilmediğim bir yerdeyim. En son oynarken çenemin titrediğini hissedip ‘Ben oynayamıyorum’ dedim. O an Yeşim geldi sarıldı ‘Bunu yapabiliriz. Bu sende var, bunu yapacaksın’ dedi. Sakinleştirdi beni. Sanki ilk projem, ilk kez kamera karşısına geçmişim gibi bir duygu oluştu bende. Çok güzel bir deneyimdi.”

“VEDA EDEN ARKADAŞLARIMIZ İÇİN GÖZYAŞI DÖKÜYORUZ”

Ekip arkadaşlarıyla bir aile gibi olduğunu söylerken ise “Herkesi çok seviyorum. Burada bir aile olduk. Veda eden arkadaşlarımız için gözyaşı döküyoruz. Bu yüzden kimseyi ayıramam ama herkesin ‘en’ dediği bir yer var. Benim için Yeşim Ceren Bozoğlu’dur. O çok kıymetli benim için. Yeşim Ceren Bozoğlu ve Buse Arslan diyebilirim” şeklinde konuştu


“SÜRPRİZLERLE DOLU BİR PROJE!”

Seray Kaya, ‘Kuruluş Osman’ izleyicilerini bekleyen sürprizlerle ilgili tüyo verdi: “Bir gün buradan ben de ayrılacağım. Karakterim Lena’ya veda edeceğim. Ama çok güzel şeyler biriktirerek veda edeceğim. Bu yüzden içim çok rahat. Umarım bunun üstesinden gelmiş, gurur duyulmuş bir şekilde veda etme şansım olur. Bana bu şansı veren yapımcımız ve proje tasarımcımız Mehmet Bozdağ Bey’e çok teşekkür ediyorum. Bizi izlemeye devam etsinler. Sürprizlerle dolu bir proje, her an her şey olabiliyor.”