"Kurt Seyit Ve Şura" başlıyor!
Ay Yapım’ın yapımcılığında gerçekleşen, başrollerini Kıvanç Tatlıtuğ ve Farah Zeynep Abdullah’ın paylaştığı Kurt Seyit ve Şura, Rusya’dan işgal altındaki İstanbul’a uzanan büyük bir aşkı anlatıyor.
Nermin Bezmen'in “Kurt Seyt ve Shura” adlı kitabından uyarlanan dizinin yönetmenliğini Hilal Saral, senaryosunu Ece Yörenç üstleniyor. Dizinin müzikleri ise Toygar Işıklı imzası taşıyor.
Dizinin 1915-1918 yıllarını konu alan ve devrim öncesi ihtişamlı yaşamların ekrana yansıyacağı bölümleri için çekimler St. Petersburg’da tamamlandı.
Kurt Seyit ve Şura’nın 1920’lerin işgal altındaki İstanbul’unda geçecek çarpıcı hikayesi için de çekimlere İstanbul’da devam edilecek.
Kıvanç Tatlıtuğ’un muhafız alayının cesur subayı, Kırım Türk’ü Kurt Seyit karakterini canlandırdığı dizide; Kurt Seyit’in ilk görüşte aşık olduğu, soylu bir Rus ailesinin asil ve güzel kızı Şura karakterini ise Farah Zeynep Abdullah canlandırıyor.
Konusu; Kurt Seyit, geleneklerine sıkı sıkıya bağlı Kırımlı Türk bir ailenin en büyük oğludur. Babasına derin bir hayranlık ve saygı besleyerek büyüyen Kurt Seyit, tıpkı babası gibi Rus ordusunun en değerli subaylarından biri olmuştur. Zamanı geldiğinde de kendisine nasihat edildiği gibi Türk bir ailenin kızıyla evlenecektir.
Asil bir Rus ailenin en küçük kızı olan güzeller güzeli Şura’nın mutlu hayatı ise babasının ağır bir hastalığa yakalanmasıyla sarsılır. Ablası Valentina ile birlikte babasının tedavisi için Petrograd’a (St. Petersburg) geldiklerinde, Kurt Seyit’in eski silah arkadaşı Petro ve ailesi kapılarını onlara açar.
Savaş alanında yaptığı bir hatadan ötürü üniformasıyla şerefi arasında bir tercih yaparak yeni bir hayata adım atan Petro, Kurt Seyit ile Şura arasında köprü olur. Ancak Petro’nun gizliden gizliye Kurt Seyit’e beslediği düşmanlık, iki sevgili arasında aşılmaz bir engel haline gelecektir.
Katıldıkları bir davette Kurt Seyit ile Şura’nın gözleri ilk kez birbirine değdiğinde, kaderleri de baştan yazılır. Yaşayacakları büyük aşk, zaman içerisinde onların vatanı, ailesi, hayattaki tek yaşama sebebi olacaktır.
Kurt Seyit ve Şura’nın; saltanat günlerinden Karpatlar cephesine, isyan kıpırtılarından ihtilalin yangınına, Aluşta’dan işgal altındaki İstanbul'a, 1920'lerin Pera'sına kadar uzanan macera dolu yolculukları bir anlamda aşkın da yolculuğu olacak.