KRİZDEN KORKMAK APTALLIKTIR

Şamdan Plus, geçen hafta açılan Joke Perestroyka’yı mekanın sahibi İzzet Çapa ve mimarı Ali Türker ile konuştu.

• 09.05.2009 01:34

Çapa yeni mekanı için iddialı: Sermayeyi dans ettiren tek şey yetenek. İzzet Çapa’nın Akaretler’deki yeni mekanı Joke Perestroyka açıldı. Kafe-kulüp tarzında hizmet verecek olan ve ‘yeniden yapılanma’ anlamına gelen mekanı, sahibi İzzet Çapa anlattı...

Yine oldukça iddialı bir mekan ile karşımıza çıkıyorsunuz. Nereden çıktı burayı açma fikri?
Krizden sonra eğlence sektöründe ‘idare eder’ ya da ‘vasat’ diye yapılan şeyler para etmiyor, bunu anladık. İnsanlar artık onları şaşırtan, göz alıcı şeyler istiyor. Zaten yeni ekonomi de sürat pateninden çok artistik patinaja benziyor, artistik performansınıza göre puan alıyorsunuz. Yaşadığımız krizden sonra tüketiciler; çok paraya sahip olmayan ama sevdiği ve istediği tek şey için elindekini son kuruşuna kadar harcayan insanlar içinden çıkacak. Eğer geleceği ucundan yakalamak istiyorsak; ucuz harcama konusunda ‘doktora yapmış’ kişilere değil; bu kişilere yönelmeliyiz.

Ekonomik kriz yaşanırken bir nevi risk almak değil mi sizinki?
Ben ekonomik göstergelere değil, sosyal hayattaki trendlere göre hareket ederim. Benim gibi ekonomiyi göstergelerde değil, yaşamın içindeki sosyal trendlerin iniş çıkışlarında arayan insanlar için ekonomik krizlerden korkmak aptallıktır. Krizin iyi tarafı şu ki; kendimi bulma fırsatları hiç bu kadar büyük olmamıştı benim için. Eğer parmak izlerimiz gibi, özgün kişi olursak kazanırız. Herkes için ‘hiçbir şey’ ifade etmemektense, bazıları için ‘bir şey’ ifade etmek daha iyi bana sorarsan. Bugün para entelektüel sermayedarların cebine akıyor. Sermayeyi dans ettiren tek şey ise yetenek. Biz de bunu kullanıyoruz. Kriz bize şunu öğretti: Sürpriz ol ya da sürprizlere hazır ol! Müşteriye kendinizi tutkun hale getirmenin tek yolu, onları şaşırtmaktır.

KOKOŞLAR AYAKTA KALAMAZ
Açtığınız bütün mekanların ‘in’ olmasının ve tutmasının sebebi nedir?
Rekabetçi strateji çıkmaz yoldur ve en önemlisi de bir adım önde olmaktır. Heyecan verici stratejiler yaratmalıyız. Bunlar müşterinin dikkatini çeker. Çapamarka’da duygu ve hayal gücü bir departman işi değil, bir felsefe ve tavırdır. Bu felsefeyi hayata geçirmek için, sırf insanları etkilemeye çalışmıyoruz, bunun çoktan ötesine geçtik.

İstanbul’da eğlence sektörünün durumunu siz nasıl değerlendiriyorsunuz?
İstanbul gece hayatına bir maraton gibi bakıyorum. Koşanların yarısı şık giyinmiş, altında ince uzun topuklularıyla kokoşlar. Ancak bunlar ayakta kalamayanlar ve kalamayacak olanlar. Şöyle ki; bu piyasada ya kıvrak olup ayakta kalacaksın ya da mefta olup piyasadan çekileceksin. Bu maraton yarışında da genç ve dinamik şirketler ayakta duracak, kokoşlar değil.
(Öykü Yazıcıoğlu/ŞAMDAN)

Çarlık lüksü ve günümüz yaşamı birarada
Joke Perestroyka’nın tarzını nasıl anlatırsınız? Mimarisinde gerek ihtilal evveli gerek ihtilal sonrası karmaşayı anlatan çizgiler yer almakta. Mekanın tümünde Perestroyka sonrası şatafat ve sosyalizm sonrası gerçekleşmiş olan iddialı kapitalist çizgiler ve lüks bulunuyor. Devrim öncesini sade çizgilerle anlatırken, devrim sonrasını da lüks ve iddialı çizgilerle bütünleştirdik. Nitekim casus filmlerinden tanıdık olduğumuz KGB sorgu masası yanındaki büyük projektör, devrim öncesi zamanı anımsatıyor. Kristal Oda’daki dev avize, Çarlık zamanının lüksünü ve altındaki deri koltuklar ise devrim sonrası şatafatı gösteriyor. Joke Perestroyka’nın bahçesindeki 500 kg tank ve mekan içindeki yüzlerce irili ufaklı ampuller arasındaki uçak maketleri sizi militer bir mekan içinde tutmayı başarırken, aniden görebileceğiniz bir ip cambazı ile tebessüm etmeyi başaracaksınız. Kısacası Çarlık lüksü, ihtilal sonrası şatafat ve günümüz yaşamını anlatmaya çalıştık. n Mekanı ne kadar süre içinde tamamladınız? Büyük özveriler ve koşuşturmalarla 25 günde. Müthiş bir heyecandı. Tasarım tarihinde bir ilke imza attık.
Mekanda pek çok oda var... Her odanın tarihsel bir öyküsü, beklenmeyeni yaratacak bir duygusu, ruhu ve senaryosu var. Çarlık Rusyası’ndaki lüks yaşam, kapitalist çizgiler, kavram kargaşaları ve zıtlıklar gibi...