Melekler Korusun'un genç oyuncusu Özge Özpirinçci Hafta Sonu'na konuştu...
Daha 23 yaşında... Daha önce ‘Cesaretin Var mı Aşka’ ve ‘Kavak Yelleri’nde rol aldı. Şimdilerde çok daha büyük bir kitle tarafından tanınmasına sebep olan ‘Melekler Korusun’ dizisinde, idealleri peşinde koşan bir kızı canlandırıyor. Hümeyra ile birlikte... Özge Özpirinçci ile rolü ve hayalleri üzerine konuştuk...
Henüz 23 yaşındasınız ve bir dizinin başrol oyuncularındansınız. Neler hissediyorsunuz?
Benim için önemli olan başrol oyuncusu olmaktan çok nasıl bir ortamda, hangi oyuncularla, nasıl bir iş ortaya çıkarttığımdır. Başrol benim takıldığım bir sıfat değil. Ben ortaya çıkan işten çok mutluyum. Bu zaten benim ikinci başrolüm, bundan önce de çok değerli ve güçlü isimlerle yer almıştım. Her gün yeni bir şey öğreniyorum sayelerinde. Başrol olmanın üstümde yaptığı tek etki; daha çok çalışmak ve daha çok öğrenmek. Ayrıca kendimi sürekli geliştirmem gerektiğinin farkına varmak.
Oyunculuk kariyerinizin daha çok başındayken, neler hayal ediyordunuz?
Hayaller tabii ki vardı kafamda ama hiçbir zaman hiçbirine tutulmadım. Kendime güveniyordum ve şansımın da yaver gitmesiyle güzel projelerde yer aldım. Ben oyunculuk kariyerinin zaten çok başındayım. Hayal kurmaktan hayatımın hiçbir alanında vazgeçmedim ama sadece hayal kurmanın yeterli olmadığını bildiğim için de çok çalıştım ve çalışmaya devam edeceğim.
Türkiye’nin en güçlü isimlerinden olan Hümeyra ile birlikte rol alıyorsunuz. Hümeyra nasıl bir oyuncu?
Hümeyra Hanım’ın oyunculuğunun nasıl olduğunu anlatmak bana düşmez. Fakat onunla birlikte oynamak, her sahnede ayrı bir tat veriyor. Bu çok büyük bir eğitim benim için ve her saniyesini doğru değerlendirmeye çalışıyorum.
‘Melekler Korusun’a başlamanız nasıl oldu?
Yine Tims Production’ın yapımını gerçekleştirdiği ‘Kavak Yelleri’ dizisindeki Ada rolü için görüşmeye gittiğimde ‘Melekler Korusun’ dizisinin yönetmeni Cevriye Demir beni gördü. Ve bu işi de teklif etti.
Dizideki karakter İpek, bir yandan annesinin sözünden çıkamayan, diğer taraftan da idealleri uğruna annesine baş kaldıran bir karakter. Benzer yönleriniz var mı?
Aslında İpek’le o konuda birazcık benziyoruz. Ben de ailemin sözünden çıkmadan büyüdüm. Zaten hiçbir zaman baskıcı bir ailem olmadı. Aramızda sağladığımız güven sayesinde güzel bir çocukluk geçirdim. İpek’in yaşlarındayken benzer ailevi problemlerim olmadı ama akademik olarak ailemi mutlu etmek istedim. Sabancı Üniversitesi Yönetim Bilimleri Bölümü’nü bitirdim ve küçüklüğümden beri isteğim olan oyunculuğa başladım.
Kısa sürede iyi oyuncularla, iyi yapımlarda oynama şansını yakaladınız. Ne kadarı tesadüf, ne kadarı azmin zaferi?
Azmin zaferi şu ana kadar almış olduğum yolda büyük bir yer kaplıyor. Bu konuda tevazu göstermem, kendime haksızlık olur. Fakat öbür taraftan şansımın da lehime işlediğinin farkındayım.
İnternette sizinle ilgili yapılan yorumlardan birinde “Alnındaki o boydan boya kocaman yara izinden tahmin ettiğimiz kadarıyla son derece yaramaz bir çocukmuş ufakken” deniliyor. O yara nasıl oldu? Ve neden kapatma gereği duymuyorsunuz?
Evet bu yara izi ben iki, üç yaşlarındayken olmuş. Aslında çok da komik bir hikayesi var: Ben ağabeyime aşıkmışım küçükken. Aramızda yedi yaş olduğu için o ilkokula giderken ben evde annemle kalırmışım. Her gün okuldan geldiğinde benim evde delirme zamanımmış. Bir gün yine okuldan eve gelmiş ve direkt odasına gitmiş. Ben de onun odasına doğru koşarken dengemi kaybetmişim ve eski petek tarzındaki kaloriferlere kafamı çarpmışım. Hâlâ daha gülmeye devam ettiğim için ağabeyim gelip bana bakmamış. Annem bir süre sonra odaya gelmiş ve kafamın içindeki kaloriferi ve yüzümdeki kanı görmüş. Çığlık çığlığa, yalınayak beni hastaneye götürmüş ve ağabeyim bu sahnenin etkisiyle babamı aramış ve aynen şu cümleyi kurmuş: “Baba ben Özge’yi öldürdüm!”. Ağabeyim evden kaçmış bir günlüğüne ve ben ölümden dönmüşüm. Bu yaraya estetik yaptırmam konusunda birçok kişi fikir veriyor ama ben bu yarayı kapatamam. Çünkü şu anda bu yaram olmazsa hatırlanacak anılardan biri daha gitmiş olur… Yara izimi çok seviyorum.
Birçok oyuncuya göre estetik yaptırmak mimikleri yok ediyor, inandırıcılığı ortadan kaldırıyor. Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda?
Ben hiç estetik yaptırmadım. Yaptıranlara da karşı değilim kesinlikle. Kimbilir gün gelir belki ben de yaptırma ihtiyacı duyarım. Ama her şeyin bir ölçüsü ve zamanı olduğunu düşünüyorum.
Sizce güzellik, kariyer yolunda ne kadar önemli?
Güzellikten çok, estetik olmak daha önemli bence. Güzellik gerçekten de gelip geçici. Önemli olan estetik bir yapıya sahip olabilmek ve hayatta mutlu olmayı başarabilmek.
Bir anda herkesin tanıdığı bir yüz olmak nasıl bir duygu?
Neyse ki daha herkes tanımıyor. Sanırım televizyonda gerçek hayatta olduğumdan daha farklı gözüküyorum. İnsanlar baktıkları anda anlamıyorlar ben olduğumu. Kimilerinin aralarında konuşmalarına kulak misafiri oluyorum. Güzel tepkiler aldığım için şimdilik hoş bir duygu. Ayrıca bu ‘Melekler Korusun’un izlendiğini de gösterir.
Sokağa çıktığınızda nasıl tepkiler alıyorsunuz?
Şimdilik güzel tepkiler alıyorum. Sokaktaki insanlardan, yakın çevremden, ailemden ve arkadaşlarımdan yapıcı eleştiriler alıyorum. Daha yolun çok başındayım, o yüzden fikrine güvendiğim insanların eleştirileri, düşünceleri benim için çok önemli.
Kariyeriniz adına yapmak istediğiniz neler var? Kendinizi beş yıl içinde nerede görmek istiyorsunuz?
Bir sinema afişinde... Kimbilir belki Türk-yabancı ortak yapımı olur.
Türkiye’de beğendiğiniz oyuncular kimler?
Tek tek isim vermek yanlış bence. Tek söyleyebileceğim, ileride beraber oynamak istediğim birçok oyuncu var.
Peki örnek aldığınız isimler var mı?
Örnek aldığım yok ama keyifle izlediğim birçok oyuncu var.
Her oyuncuya sorulur: Nasıl bir rol ve kiminle oynamak isterdiniz?
Şartları ve olanakları düşünmezsek ya bir kötü kadını ya da süper güçleri olan bir hayali süper kahramanı oynamak isterim. Kiminle oynadığım isim olarak önemli değil ama enerjimin tuttuğu biri olmasını tercih ederim.
Sizinle birlikte olacak bir erkek nasıl olmalı?
Kendine güvenen, komik, anlayışlı, dürüst, sıkboğaz etmeyen ve bana olan sevgisini gösterebilecek kadar cesur bir erkek.