Köpek tartışması bitmiyor!

Fatih Terim’in Alaçatı’daki sokak köpeklerinden rahatsız olduğu, “Bizim eve koku geliyor, mikrop yayar bunlar” diyerek barınağa gönderilmelerini ya da otoyol kenarına atılmalarını istediği iddialarını net bir şekilde yalanlayıp, “Ben barınak yaptıralım dedim” dedi ama tartışmalar bitmiyor.

Köpek tartışması bitmiyor!

Dün Sabah Gazetesi yazarı Hıncal Uluç, bugün de aynı gazetenin yazarı Ayşe Özyılmazel Terim’e destekleyen yazılar kaleme aldılar.

Ama havyan dostları bu kez de Hıncal Uluç’un yazısında köpeklerden “leş” olarak bahsetmesine takıldı ve tartışma alevlendi.

İşte Hıncal Uluç’un yazısı:

Terim’in günahı

Günlerdir dillerine dolamışlar, Fatih Terim'e saldırıyorlar. Saldırırlar.. Haklılar.. Çünkü Fatih Hocamın büyük bir günahı var..

Uygar!

Bu ülkede uygar olmak en büyük suç oysa..

Alaçatı'da kızı Merve'nin evi varmış. Ona misafir olmuş hocam.. Bir gece, iki gece.. Sabahlara kadar köpek ulumasından uyunmuyor.. Gündüz etrafı dolanmış.. Köpek sürüleri.. Hepsi bakımsız, hepsi leş, hepsi bir deri bir kemik..
Hocam komşularla konuşmuş.. "Bu köpekler aç olmasa, sabaha kadar ulumaz.. El birliği, işbirliği yapalım. Bir barınak kuralım. Başına da bir veteriner koyalım. Köpekler de kurtulsun, biz de.."

Vay sen misin bunu söyleyen?

Kıyameti koparıyor, sayısı az ama sesi kuvvetli bir gurup "Gösteriş" hayvanseveri.. Bizim yalaka medya da onların peşine takılıyor..

Ses çıkarmadan izledim günlerce..

Bir Allahın kulu çıkıp da demedi ki, "Yahu, hanımlar, beyler.. Fatih Hoca haklı.. Uygar hiçbir ülkede sokaklarda başı boş köpeklerin dolaşmasına izin verilmez. O köpekler toplanır, barınaklara konur. Böylece hem insanlar, hem hayvanlar korunmuş olur.."

Köpek sadece kuduz değil ki?. Açlıktan çöpleri darmadağın eder.. Sinekler, fareler yığar. Sokaklar köpek pisliğinden yürünmez olur. O pisliklerde hele bir de ölümcül köpek tenyası varsa ve pislik kuruyup havaya karıştığında, nefesimizle ciğerimize gidip yerleşirse, sonu ölüm..

Eee!.. Çocuklar var, köpekten korkan.. Fobisi olanlar var. Uygar ülkede kendi köpeğinizi tasma ile elinize bağlı değilse, sokakta dolaştıramazsınız.

Alaçatı bu ülkenin en turistik yeri. Her yıl yüzbinlerle yabancı geliyor.. Ve o başıboş köpek sürülerini 24 saat görüyorlar. Ülkelerine dönünce ne anlatırlar?

Fatih Hocama saldıranların yeni hedefi olacağımı biliyorum bu satırlarımla..

Olayım, ne yapalım!.

Uygarlık öyle kolay ulaşılacak şey değil.. Cesur Yürekler ister!”

Bu yazının ardından hayvanseverler Hıncal Uluç’a ağır tepki gösterirken, ünlü şarkıcı Yeliz de Hıncal Uluç’u suçlayarak şunları söyledi:

“Seninle yıllarca Ertekin'nin yerinde sohbetler ettik yedik içtik ve birkaç defa da evinde maç izledik kısacası iyi bir arkadaşlığımız vardı ancak ben bu arkadaşlığa yavaş yavaş son verdim. Neden mi?
1) Sen her zaman güçlüden yana oldun asla mazlumun yanında yer almak gibi bir hasletin yok...
2) Asla teşekkür etmeyi bilmiyorsun
3) Ve en önemlisi torunun yaşındaki kızlara karşı zaafın, hayatım boyunca en iğrendiğim bir ahlaki erozyondur benim kitabımda...
Ve şimdi sadece Fatih Terim'e yalakalık olsun diye zavallı ve insanların bakımına muhtaç olan sokak köpeklerine "leş" dedin. Hıncal, sen hayatını gayet güzel ve avanta yaşamış birisi olarak, sokak köpeklerinden hınç almana bizler müsaade etmeyeceğiz, bunu o örümcek bağlamış beynine kazı.”
Bakalım bu tartışmanın sonu nereye varacak?