Ünlü basketbolcu İbrahim Kutluay 'Bugs Bunny ile Basket Show' gösterisinde sahaya çıkmaya hazırlanıyor.
Kutluay, kızı İrem'in Bugs Bunny'i en yakın arkadaşları olarak gördüğünü anlattı: Şovda kendisinin de yer alacağını sanıyor. Nasıl tutarım İrem'i bilemiyorum
Çocukların sevgilisi 'Bugs Bunny ile Basket Show' gösterisi şubatın ilk haftası İçim Smartt ana sponsorluğunda ve BKM işbirliği ile Türkiye'de olacak. Çocukların yarıyıl tatilini renklendirmek için Türkiye'ye gelen Bugs Bunny ve arkadaşlarının yanında, basketbol sihirbazı Face Team ekibi de yer aldı. Üstelik onlara Türkiye'de, İbrahim Kutluay ve öğrencileri eşlik ediyor...
ŞOVDA OLACAK SANIYOR
Bu projenin içine nasıl dahil oldunuz?
İçim Smart'tan, çocuklara yönelik çalışmalarımdan dolayı bu teklif geldi. 2001 yılından beri okulum, İbrahim Kutluay Basketbol Akademi ile çocuklara yönelik ciddi çalışmalar içindeyim. Çocuklar üzerinde Looney Tunnes karakterleri sayesinde ciddi bir etkide bulunulabildiğini kendi kızımdan dolayı çok iyi biliyorum. Çünkü kızım İrem'in de en çok sevdiği karakter, Bugs Bunny.
İrem, bu projede babasının olmasından da etkilendi mi?
Tabii, zaten bu şovdan önce de Bugs Bunny ile yatıp kalkıyorduk. Bu şovun ilanları çıktığından beri 'Bugs Bunny benim ve babamın en yakın arkadaşı' durumundayız. Okulunda da bunu söylüyormuş herkese. Arkadaşlarına, Bugs Bunny ile birlikte resim çektirdiğini filan anlatıyor. Şovda kendisinin de yer alacağını sanıyor. Nasıl tutacağım İrem'i bilemiyorum...
Çocuklarla aranız normalde de iyi midir?
Her zaman çocuklara sempati ile yaklaşırım. Okulumda onlara tecrübe ve birikimlerimi anlatmaktan çok büyük mutluluk duyuyorum. Zaten bu şovu da çocuklara yönelik bir proje olduğu için kabul ettim. Bir projede olmak için kendinizi içtenlikle orada hissedebileceğiniz şartların da uygun olması gerekiyor. Bu projenin içine kendimi koyduğumda severek yapabileceğim, eğlenebileceğim ve çocukları da eğlendirebileceğimi gördüm. Ayrıca, öğrencilerim de takımda yer alacak ve Face Team'e karşı oynayacak.
Face Team canavar gibi, sizin ekibi dağıtır mı sahada? O akrobatik hareketlerle nasıl başa çıkacaksınız?
Biz de antrenmanlara başladık. (gülüyor) Neticede bu bir şov ve amaç da eğlendirmek. Oradaki aileleri de işin içine sokup bir interaktivite yaratmak. Sadece basketbol olarak bakmamak lazım, işin içinde oyunculuk ve kurgu da var.
JİMNASTİĞE YOLLAYACAĞIM
Bu tür aktivitelerin çocukla spor arasında bir bağ kurulması açısından da etkisi var, değil mi?
Mutlaka. Çocukların küçük yaşta spor alışkanlığını, disiplinini edinmeleri gerektiğini düşünüyorum çünkü hayatlarının her aşamasında bu onlara artı olarak geri dönecektir. Bunun için aileleri de bilinçlendirmek gerekiyor. Bu yüzden biz, okulumuzda aile seminerleri de düzenliyoruz.
Siz, kendi çocuklarınıza karşı nasıl bir yol izliyorsunuz?
Çok küçükler daha ama demin saydığım erdemlerden dolayı tabii ki onların da sporcu olmalarını isterim. Tecrübelerimi aktaracağım onlara. İrem daha 3.5 yaşında. Önümüzdeki yazdan itibaren jimnastiğe yollayacağım. Vücut şekli güzel ama vücut duruşu, koordinasyon, esneklik açısından belli bir dönem bu sporu yapmasını istiyorum. Hafta sonları da yüzmeye gidiyor zaten. Sonrası da kendi tercihi...
Profesyonel oyunculuğu bıraktınız. Bundan sonra neler yapacaksınız?
Artık basketbol okuluma daha çok vakit ayırabiliyorum. İstanbul dışındaki illerde de okulumu yayacağım. Bir de televizyon programı yapacağım. Çocuklara, bir sporcunun geçtiği aşamaları, eğitimle sporun aynı anda nasıl ilerleyebileceğini anlatacağız. Nasıl beslenmeli, nasıl antrenman yapmalı, aile ilişkileri, okul ve spor arasındaki dengenin konuşulacağı, konuklu bir program olacak.
SPOR HER KAPIYI AÇAR
Çocuklara sporu sevdirmeyi kendinize hedef koymuş gibisiniz?
Sevdirmek zorundayız çünkü spor ve sanatın, açamayacağı kapı yok. Ülke tanıtımına milyonlarca dolar harcarken spor ve sanata yatırım yapsak, inanın daha çok ve etkili tanıtım yapmış olacağız. Ben, Yunanistan gibi yıllarca problem yaşadığımız bir ülkede profesyonel olarak basketbol oynadım. Ve gerçekten halktan çok büyük ilgi gördüm. Benim Yunanistan'da oynamam ülkemde de sansasyon yarattı. Yunanistan ile aramızdaki dostluğun gelişmesine katkım olduğunu düşünüyorum. Yunanistan'da oynayan ilk Türk sporcuyum. Dünyanın her yerinde spor ya da sanat ile ilgileniyorsanız çok geniş kesimlere hitap ediyorsunuz. Yunanlılar, bir Türk oyuncuyu alkışlayabiliyor ve Türk bayrağı açıyorlarsa bu, sporun çok kuvvetli bir ortak dil olduğunu gösterir.
Sahada olmayı çok özlüyor musunuz?
Spordan kopmuş değilim, hâlâ içindeyim. O yüzden sahada olmayı çok özlemiyorum. Her şeyin bir zamanı var. Spor hayatımda yaşayabileceğim en güzel başarıları yaşadım. Gerek ferdi gerek takım anlamında... Dönüp baktığımda, 'keşke şunu da yapsaydım' diyebileceğim bir şey yok. Şimdi sporun farklı alanlarında hedeflerimi gerçekleştirmem gerekiyor.