KENDİ SAFLIKLARIMA ÇOK GÜLERİM

Sahnelerin, beyazperdenin ve ekranların samimi yüzü, sıcak sesi Yetkin Dikinciler Arena dergisine samimi bir itirafta bulundu: En son kendime kahkahalarla güldüm, ben saflıklara çok gülerim de...

KENDİ SAFLIKLARIMA ÇOK GÜLERİM

Son filmi 'Usta' ile hayranlarıyla buluşan Yetkin Dikinciler, Arena dergisine samimi bir röportaj verdi. Usta filminde canlandırdığı Doğan rolü için "Hayallerinden asla vazgeçmeyen bir oyuncu olarak, hayallerinden vazgeçmeyen bir adamı oynama fikri, beni çeken ilk özellik oldu" diyen başarılı oyuncu, filmin gördüğü ilgiden de memnun. İşte Dikinciler'in anlattıkları: Kendinizi özdeşleştirdiğiniz bir karakter söylemeniz istense aklınıza ilk hangi isim gelir? Tiyatroda oynadığım Kaygusuz Abdal'ı çok yakın bulurum kendime... Son zamanlarda sıkça kullandığınız bir laf, deyiş var mı? Hayatın kısa olduğunu düşünecek kadar uzun bir ömrümüz yok! Huzur deyince aklınıza gelen ilk yer? Dağlar. Karlı dağlar. Karlar erirken, derelerin denizlere kavuştuğu yerler. Ve her daim, ışığı içimi aydınlatan Ege kıyıları... Mesleğinizle ilgili olarak son günlerde üzerine kafa yorduğunuz bir mesele? Mesele mi? Olmak ya da olmamak, işte; bütün mesele bu... Oyuncunun meselesi, her insanın meselesi olan hayat değildir de nedir...

SLUMDOG MILLIONAIRE BAŞARILI
İnsan ilişkilerinde sizi hayal kırıklığına uğratan ilk tavır? İstediğini alamayanların gösterdiği kabalık... Usta filminde oynadığınız karakterle veya filmin kendisiyle ilgili sizi çeken ilk özellik? Hayallerinden asla vazgeçmeyen bir oyuncu olarak, hayallerinden vazgeçmeyen bir adamı oynama fikri, beni çeken ilk özellik oldu. Sizce son dönemlerin en başarılı yabancı sinema projesi? Sanırım 'Slumdog Millionaire'... Tiyatroyla ilgili sizi heyecanlandıran ilk fikir? Antalya Devlet Tiyatrosu'ndayken oynadığım, Murathan Mungan'ın yazdığı, Mustafa Avkıran'ın yönettiği, yaklaşık on bir buçuk saat süren Mezopotamya Üçlemesi... Böylesi birçoğumuz için bir ilkti. Sanat adına içinize umut serpen son gelişme nedir? Hayatın, olanca karmaşıklığı ve dertleriyle sürüp gitmesi. Özellikle de, daha bu sabah izlediğim, 'bu kadar da olmaz' dedirten haberler. Yani, daha anlatılacak çok hikayenin olması, bunun da en çok ihtiyaç duyduğu şeyin 'sanat' olması. En son neye kahkahalarla güldünüz? Kendime. Ben saflıklara çok gülerim. Kendinizi çok keyifli ve sosyal hissettiğiniz bir gününüzde kafanızda canlanan ilk sahne nedir? Sevdiklerimle, uzun uzun kahvaltı, mümkünse gün boyu sürsün, sonra günbatımında denize bakan bir çilingir sofrası. İncesaz da cabası...