12. Fanta Gençlik Festivali devam ediyor; izleyiciler Emre Aydın, Şebnem Ferah ve Kenan Doğulu şarkılarıyla coşuyor. Biz de 16 duraklık bu festivalin parçası olmak istedik, 1,5 saat yol alıp İzmit’e vardık, oyunlar oynadık, en sonunda da Kenan Doğulu kulisine sızdık. Sonuç; langırt masası başında kahkaha dolu dakikalar, magazin sorularına kaçamak yanıtlar ve müzik dolu bir röportaj...
* Fanta Gençlik Festivali’nde üçüncü yılınızmış. Nasıl bir bağlılıktır bu? - Evet, ilk kez 1995’te Coca Cola Türkiye turnesinde markayla birlikte çalışmıştık. Birlikte pek çok proje yaptık.
* Gezi Parkı olaylarıydı, ramazan ayıydı derken sosyal hayat durgunlaşmıştı. Şimdi konser maratonu başladı. Şu son dört konserde, seyircinin ruh halinde bir değişim gözlemlediniz mi?
- Çok zorlu bir dönemden geçiyoruz. Reyhanlı olayı, ardından Gezi Parkı, Suriye, sonra Mısır... Hepimiz çok endişelendik, çok üzüldük. Doğal olarak birçok konser ertelendi. Ama bütün o negatif birikim, kırgınlık, dargınlık ve yorgunluk hissi, yerini deşarj olarak kendini kışa hazırlama psikolojisine bırakmış durumda bence... Çünkü insanların rahatlamaya ihtiyacı var.
* Peki sizce konser iptalleri doğru bir adım mıydı? - Reyhanlı olaylarından beri birçok organizasyon ve yüzlerce konser iptal oldu. Bu da konserlerle geçimini sağlayanlara zor günler yaşattı. TIR şoförlerimizden tut da ışıkçısına, biletçisine kadar herkes etkilendi. Konser iptallerine “Olacak tabii” gözüyle baksak da bu işten geçimini sağlayanlar açısından ekstra zor bir yıl oldu ne yazık ki...
* Konser iptalleri zorunluluk muydu, yoksa sanatçılar tepkilerini bu şekilde mi gösterdi? - Tepki tabii ki... Sanatçıysan kalbinin içinde bir bomba var ve gerek toplumsal gerekse bireysel olaylar seni daha da derinden etkiliyor. Duyarsız kalmak imkansız.
* Sizin kaç konseriniz iptal oldu? - 20 civarı. Mayıstan bu yana saydıklarımız bunlar. Geçtiğimiz senelerde de terör yüzünden konserlerimizi çok iptal ettik. Konser dediğin coşkusuz yaşanabilen bir şey değil. Onun için iptal ya da ertelemeler kaçınılmaz oluyor. Çalışanlarımız zor durumda kalsa dahi doğru olanı yaptığımızı düşünüyorum.
* En son abiniz Ozan Doğulu ile “Kız Sana Hayran”ı yaptınız. “Kız sana hayran olsunlar, öpüp de başlara koysunlar” gibi sözler nasıl çıkıyor? - Pop müzik dediğin şey aşk üzerine kurulu. Güzellik, aşk, güzel kızlar şarkılarda çoğunlukla kullanılan temalar. Doğa, barış veya başka temalarda şarkılar da yazdığım oluyor ama onlar genelde pek tutmuyor (gülüyor). Pop müzikte çok fazla düşündürmeden eğlendirme gayreti var.
* Aslında düşündürmek istedikleriniz de var gibi... Yanılıyor muyum? - Zaten onları da yapıyoruz ama ön plana hep aşkla ilgili olan şarkılar çıkıyor. Bir de insanlar artık klibi olmayan şarkıyla duygusal bir bağ kurmuyorlar. Klibi olmadığı için radyolar fazla çalmıyor, fazla çalınmayınca ilgi çekmiyor, ilgi çekmeyince internette indirme içgüdüsü oluşmuyor. Böyle bir kısır döngü...
Eskiden albüm alır, bütün şarkıları ezberler, kartonete bakıp kim ne çalmış, sözleri kim yazmış bakardık. Maalesef bunlar eski alışkanlıklar oldu. Genel çoğunluk müziği indirme, kalitesiz de olsa sıkıştırılmış müziği telefonlarından dinleme alışkanlığı edindi. Bu durum albümdeki diğer şarkıların harcanmasına yol açıyor.
* Bundan sonra tek yol single mı? - Aksi akıl kârı gibi gözükmüyor. Çünkü albüme harcadığın onca emek yerini bulmuyor.
* Bu kaos; sahte tıklanma oranları, albümün satmaması insanı demoralize etmiyor mu? “Ben böyle müzik sektörünün...” dedirtmiyor mu? - Dedirtiyor işte. Bu bir sitem değil ama sadece bir serzeniş.
* “Bırakıp gidiyorum” demediniz hiç peki? - Hayır yapamam, çünkü bu işi çok seviyorum. Müzik için doğdum, müzik için yaşadım, müzikle öleceğim.
* Sevdiğinizi söylediğiniz tüm şarkılarınız slow... - Hızlı şarkılar kendini çabuk tüketiyor. Ama yavaş şarkılar öyle değil, insanların kalbine dokunuyor.
* Özel şarkılar söz konusuysa, ‘kime yazdın’ diye sormadan geçilmez. - Şarkı yazmaya başladığın zaman kendin olmaktan çıkıyorsun. Boş bir kanal gibi oluyor, ne yazdığını fark etmeden yazıyorsun. Sonra “bunu ona mı yazdın, bunu şuna mı yazdın” deniyor, yakıştırma yapıyorlar.
* Hakkınızda çıkan haberlere bakarsak herkese bir şarkı yazmış olmanız lazım. - Hakkımda çıkan komik haberlere hiçbir zaman cevap vermedim, vermem de... Ne hissediyorsam onu şarkı formunda yazıyorum, rahatlıyorum.
* Yakın dönemde başka projeler olacak mı? - Bir filme müzik yapmayı düşünüyorum. Onun dışında bazı sanatçı arkadaşlarıma şarkılar hazırlıyorum. 3-4 önemli şarkıcıyla paylaşacağım.
* Peki son haberler? Müzmin bekâr Kenan Doğulu evleniyor mu gerçekten? - Belki farkında değilsiniz ama magazinle iç içe yaşayan biri gibi gözüksem de 10-15 senedir özel hayatımla ilgili ne bir yorum yaptım ne açıklama... Bu işe ilk girdiğimiz günlerde evimizi açtık, her dakika röportaj verdik, magazin programları bile sunduk şakasına... Ama biz sıramızı savdık, artık başkaları yapsın onları... Diyorum ki, resmi bir açıklama gerektiği zaman yapılır.
* Los Angeles’a gidip gelmeye devam mı? - Devam. Orada kurulu bir düzenim, evim, arabam, dostlarım var. * Tatil yapabildiniz mi bu sene? - Yaptık. Beren (Saat) ile bir ay Los Angeles’taydık. Enerji dolup geldik.
* Bu kez yakalanmamışsınız. - Yakalanmayacak şekilde gezdik.
* Meksika tatilinden görüntülerinizi düşünüyorum da, bu durum sizde paranoya oluşturmadı mı? Sürekli geri dönüp izleniyor muyuz diye bakmaya başladınız mı? - Paranoya oluştu gerçekten. Sürekli gözetleniyormuşsun hissi çok fena. Herkesin seni görüntüleyebiliyor olması ve iletişim araçlarının fuzuli işler için kullanılması garip.
Gün batımında keyif yaparken biri arka şezlonguna geçiyor, güneşin batışını seyretmek yerine seni çekmekle uğraşıyor mesela. Bunlar bana saçma ve üzücü geliyor. O yüzden de sürekli bir tedirginlik ve diken üzerinde olma durma var.
* Amcalık nasıl gidiyor? Birdi, iki oldular. - Muhteşemler! Hakikaten anlatacak kelime bulamıyorum. Zaten Arya ile aramızda çok büyük bir aşk var. Lila ile şu anda birbirimize alışma aşamasındayız, onunla çok fazla vakit geçiremedik. Arya ilk doğduğu zamanlarda Amerika’da uzun süre aynı evde kaldık, çok samimiydik. O yüzden aramızda çok samimi bir bağ var. Şimdi Lila ile uzaktan kesişiyoruz.
* Arya ne diyor Lila ile kesişmenize? - O kadar tatlı ve olgun bir ufaklık ki, kız kardeşine sahip çıkıyor, onu kolluyor.
* Festivalde Emre Aydın ve Şebnem Ferah’la aynı sahneyi paylaşıyorsunuz. Aranız nasıl? - Şebo’yla zaten neredeyse çocukluk arkadaşıyız. 20 senedir tanışıyor ve yıllardır görüşüyoruz. O kadar tatlıdır ki o...
Zaten bugüne kadar birçok projede yer aldık, birlikte çalışması çok zevkli biridir. Titizdir, detaycıdır, saygılıdır, disiplinlidir. Emre’yle ise yeni tanıştık ama çok sevdim. Eli gitarında, ruhu şarkılarında çok başarılı bir genç müzisyen. Uyumlu bir ekip olduk.
* Oyun odaklı bir festival alanına sahipsiniz. Hiç alandaki oyunları denediniz mi? - Konser öncesi öyle bir imkânımız olmuyor ama reklam çekimlerinde bol bol kullandık hepsini.
* Hangisinde iyisiniz? - Balyoz’da iyiyim. Kolay bir sistemi var aslında. İndirmeyi bileceksin (gülüyor). Bir de langırt seviyorum.
* Bu bilgi birikimi gençlik yıllarındaki lunapark tecrübelerinden mi geliyor? - Yanlış sayılmaz... Küçükçiftlik Parkı’nda çok eğlendiğim günler oldu. Çarpışan otomobiller, balerinalar, dönen salıncaklar, balyozlar falan... Çocukluğumdan bu yana lunapark oyuncakları ilgimi çeker. 15 gün önce de Los Angeles Six Flags’teki roller coaster’ların hepsine bindim mesela.
- Kenan Doğulu, gittikleri her ile göre bir türkü seçip cover’lıyor. İyi de ediyor, millet hemen coşuyor.
- Şebnem Ferah’ın “Eski” şarkısına hep usta sanatçıların barkovizyon görüntüleri eşlik ediyor. Kemal Sunal ve Adile Naşit ile videonun sonundaki Atatürk’ün sanat hakkındaki vecizi hâlâ avuçlar patlayıncaya kadar alkışlanıyor.
- Hayranlar aralarında centilmenlik anlaşması yapmış gibi en sevdikleri ismi en önden izliyor, bir sonraki isme sıra geldiğinde arkaya geçiyor ve onun hayranlarına yer açıyorlar.
- Kulis de resmen küçük bir festival alanı... Play Station oynanıyor, muhabbetin alası yapılıyor.
- Sahne Staras imzası taşıyor. Dünya standartlarına göre hazırlanan sahnede, iki sanatçı arası sadece 3 dakika ve sahne o kadarcık zamanda diğer sanatçıya hazır ediliyor. Sahne kenarına hazırlanan iki cepte bekleyen enstrümanlar tekerlekli sistemle taşınıp anında kuruluyor.
- Festivalin ilk dört ayağında toplam seyirci sayısı 250 bine ulaştı...
- Festival bu yıl yurtdışına da açıldı ve Azerbaycan Fanta Festivali’nde ilk Emre Aydın sahne aldı. Seneye Kazakistan’a da gidilecek. Festivali ihraç ederlerse şaşırmayın!