Kayahan’ın ardından ilk kez Nilüfer!

Kayahan’ın ardından ilk kez Nilüfer!

Nilüfer'in Hürriyet'ten Ali Tufan Koç ile röportajı...

Kayahan’ın ardından ilk kez Nilüfer!

Nilüfer, mahkeme kararıyla 15 yıl şarkılarını söyleyemediği Kayahan’ın kalbindeki yerini ve 43 yıllık sanat hayatını anlattı: Bizim küsmelerimiz de hep birbirimize olan düşkünlüğümüzdendi. İkimiz de inatlaştık. Neyse ki o son konseri de yaptık. Hayatımda en büyük etkiyi o bırakmış, onu fark ettim. Müziği, sesi, duruşu, lafı hiç değişmedi. Devlete de medyaya da hatta yakın dostlarına bile mesafesini hep korudu.

Kayahan’ın ardından ilk kez Nilüfer!

“Sizli bizli” halinden 43 yıl boyunca gram ödün vermedi. Hep dokunaklı söyledi, hep korunaklı yaşadı.Kırılmasın diye ördüğü duvarların arasından son birkaç senede çok acı sızdı. Kanser oldu, atlattı. Sırasıyla annesini ve Kayahan’ı kaybetti. Kayahan acısı çok derin, çok taze. Yarası sandığından, sandığımızdan daha derin. “Annemin cenazesinde bile bu kadar ağlamadım” derken hani bıraksanız dipsiz bir kuyuya doğru yuvarlanacak.

Kayahan’ın ardından ilk kez Nilüfer!

Mahkeme kararıyla 15 yıl söylemesinin yasak olduğu o şarkılar, şimdi en büyük tesellisi. “Sen beni bırakıp böyle gitmezdin hiç yapmazdın...” ile başlayan ‘Esmer Günler’ dahil. Şimdi, Acarkent’teki süssüz evinde iki köpeği, yedi kedisi ve 15’ine basan kızı Ayşe Nazlı’yla her şeye rağmen sakin ve huzurlu yeni albüm ‘Haziran Vakti’ heyecanında. Sakınarak başlıyor anlatmaya. Anlattıkça rahatlıyor.

Kayahan’ın ardından ilk kez Nilüfer!

Cihangir’deki çocukluğundan başlıyor, Sezen Aksu’yla tatlı rekabetini ve o dönemin neden özel olduğunu hatırlıyor. ‘Mesafeli’, ‘soğuk’ gibi eleştirilerini tek tek izah ediyor. Nasıl da sakince bir döneme damga vurduğunuı bir kez daha hatırlatıyor. Küçük harflerle. Yeni albüm ‘Haziran Vakti’, son yıllarda yaşadıklarınızın tam tersine çok hareketli, çok sıcak...

Kayahan’ın ardından ilk kez Nilüfer!

- Dört mevsimlik, iç açıcı bir iş oldu. Hem yazlık hem kışlık, her daim kullanmalık. Hiç olmadığı kadar hızlı şarkılara yer verdim. İyi geldi böyle bir çalışma... Aynı zamanda ilklerin albümü... İlk kez Nazan Öncel, Sezen Aksu şarkıları söylüyorsunuz, hayranlarınızdan gelen bestelere yer veriyorsunuz.

Kayahan’ın ardından ilk kez Nilüfer!

- Evet, birkaç sene evvel internet sitemden beste çağrısında bulunmuştuk. Onlarca, yüzlerce şarkı geldi. Bunlardan iki tanesine de albümde yer verdik. Çok sevileceğine inanıyorum. Belki size de iyi gelmiştir böyle bir iletişim kurmak... - Aynen öyle. Düzenden ötürü doğru insana ulaşamayan çok fazla iyi besteci var. İyi de yapmışım. İleride böyle bir havuz olsun. Sadece ben değil, herkes kullansın.

Kayahan’ın ardından ilk kez Nilüfer!

70’lerden bugüne şarkılarınızı dinliyorum peş peşe. Kişisel serüveninizden izler neredeyse yok. Sanki profesyonel yaşamınızı ayrı tutmak adına bilinçli bir gayret var. - Elbette ki. Bu, bir tercihtir. İnanmadığım, içime sinmeyen bir şarkıyı söylemem tabii. Kendi şarkılarını kendisi yazmayan biri olarak işin kolay değil. Sadece kendi şarkılarıma bağlı olsam daha farklı olacaktı belki de...

Kayahan’ın ardından ilk kez Nilüfer!

Biz de hayatınıza dair fazla fikir sahibi olabilirdik... - Olabilir. İnsanın yazdığı her söz, kendi yaşamından bir mesaj tabii. Genelde anlatan, paylaşan biri de değilim. Ama seçtiğim şarkılar, karakterimle ilgili ipucu verir. Beni anlatmayan bir şarkıyı hiç söylemem zaten. Mesela, son albümde Sezen’in ‘Hadi Kızlar’ diye şarkısı var. Sözlerini okuyunca “Hiç Nilüfer’lik değil” dersin. Ama bir yandan var öyle bir tarafım “Hadi kızlar Beyoğlu’na” diyen.

Kayahan’ın ardından ilk kez Nilüfer!

Alınganlığım had safhada Var mı hakikaten? - Uçan kaçan bir ruh halim de var. Çıkmıyorum tabii Beyoğlu’na. Ama ruhen müsaitim. Madem ruhunuzda da var, çıksanıza arada sokağa.... - E sevmiyorum çünkü. Şarkısını eğlenerek, hissederek söylerim. Ama gece hayatını hiç sevmem. Sıkılırım. Eskiden beri böyleydi. Kızımla, kedilerimle evimde vakit geçirmeye bayılıyorum.

Kayahan’ın ardından ilk kez Nilüfer!

Bir yandan çizginizi bozmamak adına müthiş bir kendini korumaya alma hali var; kalkanlar, duvarlar... - Doğrudur. Sebebi de şu: Çok kırılgan, hassas bir insanım. Her ne kadar arada alınganlığımı kabullenmesem de çok çabuk alınırım. Had safhada. Etrafımdaki duvarları örmem biraz da bu yüzden.

Kayahan’ın ardından ilk kez Nilüfer!

70’lerden bugüne Türkiye’nin farklı dönemlerine tanıklık ettiniz. Toplum olarak bir o yana bir bu yana savrulduk. Hiç “Burama kadar geldi” deyip gündemle ilgili iki kalem etme ihtiyacı hissetmediniz mi? - Siyasetle ilgili hayatım boyunca konuşmadım. Konuşmak da istemiyorum. Ben bir sanatçının siyasi konulardan konuşmasından şahsen rahatsız oluyorum. Olmaması gerektiğini düşünüyorum. Siyasetle aranız, devletle ilişkiniz...

Kayahan’ın ardından ilk kez Nilüfer!

- Vergisini ödeyen, seçim zamanı gidip oyunu kullanan bir vatandaşım. O kadar. Zaten devlet bana ya da benim gibi sanatçılara bugüne kadar bir sigorta ya da güvence vermedi. Şimdi Bağkur emeklisi oldum. Aylık 900 lira maaş alıyorum. Devletle tek yakınlığım budur.

Kayahan’ın ardından ilk kez Nilüfer!

80’lerde, darbe dönemi, sansür zamanı hiç zorluk yaşadınız mı? Sizi sağa sola çekmeye çalışan oldu mu? - Mümkün olduğu kadar bu konuda da kendimi korudum. İzin vermedim ve hiç olmadı. Benim zaten duruşumdan fikrim bellidir. Ben, Atatürk ilkelerine ve inkılaplarına inanan bir insanım. Bu kadar. Öyle büyüdüm, böyle gördüm.

Kayahan’ın ardından ilk kez Nilüfer!

Nasıl büyüdünüz? Ne gördünüz? - Cihangir mahallesinde, tüm komşularımızın Rum olduğu bir apartmanda doğdum, büyüdüm. Mahallemizden geceleri bozacı, pişmaniyeci geçerdi. Beşinci katta otururduk. Annem sepetini indirip atlı arabasıyla gelen Mustafa Bey’den meyve- sebze alışverişi yapardı.

Kayahan’ın ardından ilk kez Nilüfer!

Arada Cihangir’e gidiyor musunuz? - Uzun süre rüyalarıma girdi o ev. Tarihi bir binaydı. Yüksek tavanlı, Boğaz manzaralı, babamla da özdeşleşmiş, çok değerli bir yerdi. Bir gün, bir cesaret gittim apartman görevlisinin kapısını çaldım. O evi görmem lazımdı. Gittim. O merdivenleri çıktım. Eve girdim. Hiçbir şeyden eser kalmamış tabii. Çocukluğumdan bir iz bulamadım. Bir daha da rüyamda görmedim.

Kayahan’ın ardından ilk kez Nilüfer!

Anne de otoriter, dominant ve korumacı bir figür sanırım... - Kesinlikle. Birlikte yaşamamız teknik olarak mümkün değil. Her şeye karışan, müdahale eden. Özel konularımı paylaşamadım. Anlattığımda hep sonradan kafama kaktı. Ben de zamanla ağzımı sıkı tutmayı o zamandan öğrendim. Kapadım ağzımı, anlatmamaya başladım. Annem sağ olsun! Belki de bu yüzden ‘halkla ilişkiler’inizi, seyirciyle iletişiminizi zayıf bulan çok...

Kayahan’ın ardından ilk kez Nilüfer!

- Zamanında gazinodan seyirciyle iletişim kuramadığım için kovulmuşluğum var ama genelde dinleyicilerimle bir sıkıntım yok. Yaş aldıkça daha da rahatlıyoruz. Birbirimizi tanıyan, halden anlayan iki eski dost olduk. Ruhunuzu, sesinizi, halinizi en iyi anlayan kimdi?

Kayahan’ın ardından ilk kez Nilüfer!

- Kayahan. Bir şarkı bestelediği zaman ilk benim sesimden duymak isterdi. Her şarkısı için çok uğraşan bir besteciydi. Aylar, yıllar uğraşırdı. Durmadan oynar, değiştirirdi. Müziğe olan sevgisi her şeyden, herkesten üstündü. Belki de bu yüzden idare etmesi zor bir insandı sanki... - Öyle şarkılar yazan bir insanın tabii ki bazı zorlu tarafları olacak. Hâlâ inanamıyorum gittiğine. Anlamıyorum.

Kayahan’ın ardından ilk kez Nilüfer!

O kadar sağlam durdu ki o son 18 ay.... Hiç kimse onun kadar dik duramazdı kansere karşı. Biz inanıyorduk, “Bunu aşacak Kayahan” diyorduk. Neler yaşadınız o son dönemde? - Hep görüştük, hiç ayrılmadık. Kanser umurunda değildi. Durmadan çalıştı. Eşi İpek, canım İpek, dünyanın en sabırlı insanı, sonsuz bir destekle yanındaydı.

Kayahan’ın ardından ilk kez Nilüfer!

Şimdi anlıyorum: Bizim küsmelerimiz de hep birbirimize olan düşkünlüğümüzdendi. İkimiz de inatlaştık. Neyse ki o son konseri de yaptık. Çok istiyordu o konseri. Hayatınızın en zor konseri olmalı...

Kayahan’ın ardından ilk kez Nilüfer!

- Kendimi zor tuttum. Üzgündüm. Heyecanlıydım. Seyircisiyle helalleşmek istedi. O son ay hali gerçekten kötüydü... (Duraksıyor, gözleri doluyor, gözleri büyüyor, uzaklara dalıyor)... Ben bu acıyla nasıl başa çıkacağım, inan bilmiyorum.

Kayahan’ın ardından ilk kez Nilüfer!

Vefatından sonra ilk defa geçen hafta Kıbrıs’ta şarkılarını söylediniz sahnede... - ‘Esmer Günler’i söylerken tüylerim diken diken oldu. Kendime gelemedim. Sahnede okuduğum sözlere bakar mısın: “Sen beni bırakıp gitmezdin hiç, yapmazdım”... Bir de o sözleri ne zaman, nasıl bir ruhla yazdığını çok iyi biliyorum. Cenazeden sonra hangi radyoda bir şarkısı çıksa anında değiştirttim. Dinleyemedim. Kaldıramadım. İçim dağıldı, parça parça oldu.

Kayahan’ın ardından ilk kez Nilüfer!

Ne öğrendiniz bu süreçten? - Hayat çok sert, çok acımasız. O böyle bir sonu hak etmedi. Bu, böyle olmamalıydı. Daha 66 yaşındaydı, ömrünü çalışarak geçirdi. Hayatımda en büyük etkiyi o bırakmış, onu fark ettim. En çok onun etkisi varmış. Cenazede o kadar çok ağladım ki... Annemin cenazesinde bu kadar ağlamamışımdır. Ki kendimi kontrol edebilen bir insanımdır, kimsenin yanında ağlamam.

Kayahan’ın ardından ilk kez Nilüfer!

Ama bu kez tutamadım kendimi. Böğüre böğüre ağladım herkesin ortasında. “Keşke bu kadar inat yapmasaymışım” dediğiniz oldu mu? - Kendimi bu konuda hiç suçlamadım. Oralara hiç girmeyelim. Ajda, Sezen, Nilüfer... Üç kız kardeş olsanız, size ‘sessiz ortanca’ rolü mü düşerdi acaba?

Kayahan’ın ardından ilk kez Nilüfer!

- Hiç belli olmaz. Onu Sezen’e sormak lazım. “Gizli çatlaktır o” der benim için. Sezen’le son birkaç yıldır daha da yakınlaştık. Hastalığımda çok destek oldu, çok ilgilendi. Ben her zaman o mesafeli duruşumu bozmadan, uzaktan sevmeye çalışsam da onun sayesinde mesafeler sonunda kalktı. Yanlış anlama, sevmediğim değil. Sesine, rengine, şarkılarına her zaman ayıldım bayıldım.

Kayahan’ın ardından ilk kez Nilüfer!

Uzun bir dönem tatlı bir rekabet de vardı tabii aramızda. O Onno’yla, ben Kayahan’la; gruplaşmalar halinde... ‘Sen Ağlama’yı ilk duyduğumda “Eyvah! Şimdi yandık” demiştim. Aynı tepkiyi daha sonra ‘Hadi Bakalım’ çıkınca da vermiştim.

Kayahan’ın ardından ilk kez Nilüfer!

Ve sonra siz hop taraf değiştiriyor, Aysel Gürel ve Onno Tunç’la çalışmaya başlıyorsunuz. Dengeler altüst olmadı mı? - Aysel dünyanın en zeki kadını, Sezen için “Benim kızım” diyen biri. Onno da son derece akıllı bir adamdı. Bundan ötürü kimse herhangi bir rahatsızlık duymadı. Aramızda espri konusu olmuştur en fazla. Şimdi nasıl muhabbetler dönüyor aranızda?

Kayahan’ın ardından ilk kez Nilüfer!

- Zaman geçtikçe, yaş aldıkça ilişkiler de evriliyor tabii. Geçen gece Sezen’le yine 1 saat konuştuk telefonda. “E o zaman ilerde biz bir yer alalım, iki kukuman kuşu altlı üstlü yaşayıp yaşlanalım” diyor. Yaşlılığımızı planlamaya başladık beraber. Hop, daha nereye? Bi’ durun... - Allah uzun ömür verirse, o zamanlar da gelecek tabii. Ne eğleniriz, ne dedikodu yaparız ama!

Kayahan’ın ardından ilk kez Nilüfer!

"Bizim kuşak her zaman birbirine büyük saygı duydu. Ajda Pekkan’a hâlâ ‘siz’ diye hitap ediyorum. Dilim dönmüyor. Herkes birbirinin sınırına dikkat etti. Kimse, kimsenin önüne geçmedi. 40 sene boyunca bir gün birbirimizi incitecek tek laf etmedik. Ucuz ve küçük hesap peşinde olan çıkmadı."

Kayahan’ın ardından ilk kez Nilüfer!

Önce anneniz, şimdi Kayahan... Yakın arayla iki büyük kayıp yaşayan insan nasıl teskin eder kendini? - Asıl tokadı kanser hastalığına yakalanınca yedim. Aklımın ucuna gelmezdi çünkü. Kontrollerimi hep yaptırırdım. Ailemde yoktu böyle bir vaka. Bir anda hayat o kadar anlamsızlaştı ki... Hayat bir anda o kadar boş, bomboş geliyor ki... Kızımla, kedilerimle evimde televizyon seyrederek geçti o 3 ay. Ama bir yandan kafamda saç yokken gittim, ‘Düet’ albümünü kaydettim.

Kayahan’ın ardından ilk kez Nilüfer!

O ara bir tür iç hesaplaşma başladı mı kendiliğinden? - Keşke bu kadar üzülmeseymişim dedim. Zamanında o kadar ağlamışım, üzülmüşüm, yormuşum ki kendimi. Buna aşk da dahil.

Kayahan’ın ardından ilk kez Nilüfer!

İnsan, nedense kafasında canlandıramıyor sizi o halde... - Kavga etmişimdir tabii. Var öyle cazgır bir tarafım. O üzüntüler, stresler bir şekilde yer ediyor, insanı kanser ediyor işte. Annem gözümde eridi. İnsana iyi gelmiyor tabii...

Kayahan’ın ardından ilk kez Nilüfer!