"Kanuni'yi en çok ben mutlu ederdim!"
- 25.07.2013 23:15
On yıl ‘Mahallenin Muhtarları’nda Behiye, altı yıl ‘Arka Sokaklar’da Ayla karakteriyle izlediğimiz tiyatro ve televizyon dünyasının vazgeçilmez oyuncusu Filiz Taçbaş’la Etiler’de bir büyük spor tesisinde, en büyük tutkusu olan tenis oynamaya gittiği gün buluşup, konuştuk.
Oyunculukta her zaman istikrarlı olan Filiz Taçbaş, spor yaparak formunu da yıllardır istikrarlı bir şekilde korumasını biliyor. Taçbaş için spor anladığımız kadarıyla çok önemli ve hayatında olmazsa olmazlardan biri…
Spor benim için ekmek gibi, su gibi, hava gibidir. Formda kalışımın en büyük nedeni de spora olan tutkumdur. Mesela, çok iyi futbol oynarım. Türkiye’de kurulan ilk profesyonel kadın futbol takımına davet edildim ama o yıllarda okulum vardı, babam istemedi, gidemedim. Çok iyi gol atarım (gülüyor). Tiyatro turnelerinde boş zamanlarda futbol oynardık ve erkeklerle aynı takımda top koştururdum. Sonra voleybol, basketbol oynadım, yüzdüm. 20 yıldan bu yana da tenis oynuyorum.
2007′de tenis milli takımına seçildin… Tenis milli takımına seçilmiş olmam benim için büyük başarıdır. Tenis sayesinde sanat camiasından çok spor camiasından arkadaşım oldu. Sanat dünyasından sadece Hülya Avşar benim arkadaşım. O da benim gibi tenise aşık bir kadın.
Ancak nedense bu ülkede tenis denilince akla hemen Hülya Avşar geliyor… Pek çok kişi de “Tenis sporunu sanat dünyasına o sevdirdi” diyor. Acaba o reklamını mı iyi yaptığı için böyle oluyor?
Tenise gerçekten gönül veren bir sanatçı Hülya Avşar. O da benim gibi tenisin pek bilinmediği dönemlerde başladı ve gönül verdi bu spora. Onunla tenis dışında ormanda da birlikte koşuyoruz. Tenisi moda olarak değil, spor olduğu için yapıyoruz.
Hülya Avşar’la hiç maçınız oldu mu? Elbette Hülya Avşar’la tenis maçlarımız oldu. Onu çok rahat yeniyorum. Bu da normal, çünkü ben tenise ondan önce başladım ve daha ustayım.
Sporda birliktesiniz ama film ya da dizilerde hiç bir araya gelmediniz galiba… Evet, ilginçtir, sporda çok iyi arkadaşız ama hiç birlikte film ya da dizi çekmedik. Hülya (Avşar)’yla birlikte oynamayı çok isterim.
Oyunculuk serüvenin tiyatroyla başladı… Henüz 18 yaşımda, oyunculuğa Nokta Tiyatrosu’nda Abdullah Şahin’in yanında başladım. Anadolu turnelerine çıktık ve tiyatroyu turnelerde öğrendim ben. ‘Gırgıriye’ müzikalinde Müjdat Gezen’le başrolü üstlendim ve Güllü rolünü oynadım.
Filiz Taçbaş’ın bir dönem Saklambaç Türkiye Yüz Güzeli seçildiğini biliyoruz. Evet, 1981′de Saklambaç Türkiye Yüz Güzeli seçildim. Ardından da tiyatro oyunculuğum başladı. Sahne tozunu yutunca hayatım değişti. Ben tiyatroda dekor da taşıdım, sahne amirliği de yaptım. Hem cefasını hem sefasını yaşadım. Defne Yalnız benim hocamdı, ondan oyunculuk dersleri aldım. Şimdi ben oyuncu koçluğu yapıyorum.
Kimbilir ne ilginç tiyatro anıların vardır… Bir kış mevsiminde tiyatromuzla doğu bölgesindeki ilçelerden birine gittik ve oyunumuzu mağarada oynadık.
Taçbaş’ı hep mütevazi rollerde izledik… Merak ediyorum, yıllardır oyunculukta olduğun halde hiç mi iddialı rol teklifi almadın, yoksa geldi de kabul mü etmedin? Benim oynadığım diziler çok uzun soluklu olduğu için başka rollere fırsat bulamadım. ‘Mahallenin Muhtarları’ dizisi 10 yıl, ‘Arka Sokaklar’ dizisi 6 yıl devam etti.
İki rol oynadım, 16 yıl sürdü. Ayla rolünü büyütmeme izin verilmediği için diziden ayrıldım. Bu arada ‘Bütün Çocuklarım’ dizisinde Kadir İnanır ve Jülide Kural’la oynadım. Oradaki rolümü çok sevdim.
Filiz Taçbaş’ı çocuklar daha mı çok seviyor? Bravo, çok doğru söylediniz. Çocuk seyirciler beni daha çok seviyor. Çünkü anne rolleriyle tanıdılar.
Bildiğim kadarıyla bir dönem Hollywood kapıları da önünde açıldı… Cannes Film Festivali’nde dünyaca ünlü yönetmen John Harris, sözleşmeyi getirip, yeni filminde başrolü oynamam için imza atmamı istedi. Bu hayatımın fırsatıydı ama yabancı dilim olmadığı için ne yazık ki kabul edemedim. Oscar törenine de davet edildim. Hollywood kapımı çaldı ama ne yazık ki o kapıdan giremedim.
Yıllar yılı sanat dünyasındasın ama daima gardını almış bir hayat sürdürdün. Ürkek, tutuk, çekingen… Doğru söylüyorsunuz. Keşfedilecek daha çok şeyim var. Çünkü oyunculukta en verimli olduğum zamanda nikah masasına oturdum, evlendim. Ardından hemen hamile kaldım ve Selin dünyaya geldi. Selin şimdi 12 yaşında oldu.
Evliyken bir hayat mücadelesi veriyorsun. Kocama ve kızıma kol kanat germekten oyunculuğumla ilgili açılımlara pek önem veremedim. 11 yıl evimin kadını oldum, sonra yollarımız ayrıldı.
Bundan sonra aşk, evlilik olur mu? Kısmet, nasip… Bu konularda kesin konuşmak doğru olmaz. Aşkın sevdanın ne zaman kapımızı çalacağını bilemeyiz ki. Ancak, kızımın ve dostlarımın sevgisi bana yetiyor. Şu anda oyunculuktan başka bir şey düşünmek istemiyorum.
Bazı hayranların, Meryem Uzerli ‘Muhteşem Yüzyıl’dan ayrılınca seni Hürrem rolünde görmeyi çok arzu etti. Gerçekten ‘Muhteşem Yüzyıl’da oynamayı ben de çok isterdim. İnanılmaz başarılı bir dizi. Elbette Hürrem rolü çok önemli bir rol.
O tarihi atmosfer, kostümler, makyajlar, takılar tek kelimeyle muhteşem. Her oyuncu gibi ben de kendimi o sarayda düşledim. O dizide oynasaydım Kanuni’yi en çok ben mutlu ederdim (gülüyor).
Filiz Taçbaş sessiz sakin olduğu sanat dünyasında kimi zaman haksızlıklara da hedef oldu. Mesela, ‘Anadolu Kartalları’ filminde oynadın ve nedense adın afişlere yazılmadı… Çağatay Ulusoy’un annesini oynadığım ‘Anadolu Kartalları’ filminin tanıtım afişlerinde adım yazılmadı. Bu çok büyük bir haksızlıktı.
Filmde bir dakika yer alan oyuncunun adı yazılırken, benim adım afişte yer almadı. Mahkemeye verdim film şirketini ve davayı kazandım.
Var mı yeni projeler? Oyunculuk adına henüz keşfedilmediğimi düşünüyorum. Daha yapacak çok şeylerim var. Çok önemli projeler geliyor. Yeni sezon için aldığım ve beni heyecanlandıran çok önemli bir teklif var. Gerçekleşmeden bunu açıklamak istemiyorum.
(SÖZCÜ - YÜKSEL ŞENGÜL)
