Ünlü işletmeci kendini tarif ediyor: "Yalnızlığında yaşar, müşterileri, konuştuğu, selamlaştığı insanlar vardır."
İzzet Çapa yeni yıl öncesi Cahide provasında. Yarın büyük gün. Cahide, Küçük Çiftlik Parkı’ndaki sirkte sevenleriyle hasret giderecek. Joke College’da konuştuğumuz Çapa kendisine trapezci rolünü biçiyor. “Ben insanların yere çakılmamı bekledikleri o anda birçok kereler düştüm. Bir gün yere çakılmamı bekleyenler, beklemeye devam edecekler” diyor.
Yeni yıla dair ne projeleriniz var?
28 Aralık gecesi Küçük Çiftlik Parkı’nda özlenen Cahide’nin ön provasını yapıyoruz. Dünyada ilk mi bilemem ama Türkiye’de ilk olduğu kesin. Sirkin içinde bir gece kulübü. Bu bir Cirque Du Soleil değil. Çalınan bir konsept değil.
Hayvanlar olacak mı?
Hayır.
Neden sirk?
Ben hayali gerçeklerle yaşarım. Dönme dolap sizi zirveye çıkarır sonra bi bakarsınız en aşağıdasınız. Ve o adrenalinden keyif almayı öğrenirsiniz. Yaşamı bir bütün olarak sirke benzettim hep. En büyük hayalim hayatın içinde o şovu yapmaktı. 28 Aralık’ta şov başlıyor.
Bu sirk bir kerelik mi?
Evet. Bir ön deneme. O gece sirk Cahide için kapılarını açıyor. Cahide’nin şovları sirkin yaşayanlarıyla birleşiyor. Trapezci ipin üzerinde yürürken Cahide kızları dans edecek.
Tam bir karnaval havası olacak yani?
Aynen öyle. Projenin adı da ‘Cahide Sirk’te. Kimse Medrano Sirki’ni beklemesin. Kimse Cahide’yi de görmeye gelmesin. Burası hayal edeyeceğiniz bir şey olacak. Bir ürünün berbat olduğu, çevresinde düşman kazanmamasından belli olur. Çapamarka’nın o kadar çok düşmanı var ki, iyi şeyler yaptığımızı buradan biliyorum.
Sirk çok renkli ve kalabalık bir dünya. Siz o karakterlerden hangisisiniz?
Ben trapezciyim. Sirke gelenler aslında trapezcinin düşmesini izlemek için gelir. Ben çocukluğumdan beri trapezcilere hayranlık duymuşumdur. Düşermiş gibi yapar, yüreğinizi ağzınıza getirir sonra bir anda çubuğu tutuverirler. Siz de onu hayranlıkla alkışlarsınız. Oysa trapezci yıllarca çalışmıştır o çubuğu yakalayabilmek için. Hayat bir sirktir, iyi bir palyaço ya da maskeli bir sahtekar olmak sizin seçiminizdir. Ben insanların yere çakılmamı bekledikleri o anda birçok kereler düştüm. Ama her seferinde belki de Allah’ın yardımıyla hep alttaki ağa denk geldim. Bir gün yere çakılmamı bekleyenler, beklemeye devam edecekler.
2010 sizin için ne ifade ediyor?
Hiçbir şey. Sadece rakamlar topluluğu. Ben yeni yılı bir hayat kadınına benzetiyorum, isteyen herkesin sahip olabileceği. Şayet o seni severse o zaman bütün yıl boyunca elini tutabilirsin. Bence adı da yeni yıl olmamalı, çünkü yeni kelimesi artık umudu simgelemeye yetmiyor. Artık kimseyi kandıramıyor. Eğer bana “Yeni yılda size ne olacak” diye sorarsan şunu söyleyebilirim “2009’da hayatın öğrencisiydik, oynadık öğrendik, 2010’da hayatın yönetmeniyiz.”
Yılbaşı deyince aklınıza geliyor?
Zavallı hindiler. Hindi olarak doğarlar, yılbaşı hindisi olarak ölürler. Bir de asıl anlam vermediğim Amerikalıların Şükran Günü yemeğinin nasıl Türklerin yılbaşı yemeği olduğu. Onun için hiçbir restoranımda yılbaşı için fiks mönü ve hindi yoktur.
Kendinizi nasıl tarif edersiniz?
Fitne fucür, başbelası ve tahrikçi bir işadamıyım. Fitne fücurluktan geldim. Baş belası oldum, Tahrik ettim ve ne yazık ki bu yaştan sonra işadamı da olmak zorunda kaldım. Bu devir alışılagelmiş işadamlarının devri değil. Ya sürpriz olacaksın ya da sürprizlere hazır!
Soyulma sırası bana geldi
Sürekli mekanlar açıyorsunuz sonra çok tutanları bir anda kapatıyorsunuz. ‘Hadi bu kadar yeter’ der gibi. Cezalandırıyor musunuz insanları acaba?
Evet aynen öyle. Bana ne insanlardan. Politik lider değilim ki. Bana gelip “Bizi Cahide’den mahrum bıraktın” diyorlar. Bana ne sizden ya? Siz beni tüketeceğinize ben canım istediğinde kapatırım. Benim için önemli olan doğru işi doğru zamanda yapmak. İnsanlar mutlu olsun diye de bu işi yapmıyorum. Kim benim mutluluğum için bir şey yapıyor?
Çok kızgın gibisiniz?
Kötü bir yer açsam gelecekler mi?
Hep savunma halindesiniz.
Olabilir. Belki benim çok sevdiğim yerleri müşterilerim yaşatmadı. Ben de o gün karar aldım. Canımın istediğini istediğim zaman yapacağım diye. Ticari, ahlaki ve yasal konularda kimseye zarar vermemeye özen gösteririm. Ama onun dışında canımın istediğini yaparım. .
Sosyete ve ünlüler arasında size yakın olma isteği var. İzzet Çapa’nın arkadaşı olmak çok önemli birçok insan için.
İzzet Çapa’nın hiç arkadaşı yok. Kendi yalnızlığında yaşar Müşterileri vardır, konuştuğu, selamlaştığı, sevdiği insanlar vardır. Savaşmaktan yoruldum artık.
Bu savaşmayan haliniz mi?
Tabii 2010’da daha barışçı olacağım. Ama belki de Gremlin gibiyimdir. Hani 12.00’den sonra yemek ve su verince canavara dönüşüyorlardı ya. Şaka bir yana artık proje yapmak istemiyorum. Tabii Serdar Bilgili ile yaptığım çalışma çok farklı. Bir yıldır verdiği tüm sözleri tutan bir büyük patronla çalıştığım için çok keyifliyim. Çünkü ben ufak tefeğim ama taşınması zor bir adamım. Çocukken hep boyumu kompleks yapardım, ağlardım hep “Abim uzun boylu, ben kısayım diye. Annem bana bir gün şöyle demişti “Oğlum pahalı parfümler hep küçük şişededir. Ucuz kolonyaları büyük şişelerde satarlar. Sen pahalı bir parfümsün.”
Ağabeyinizle aranızda ne var?
Hiçbir şey yok.
Ondan çok şey öğrendim der misiniz?
Benim hocamdır. Celal gerçekten hayatı çok iyi bilen, bizlere de iyiliği ve kötülüğü çok iyi öğreterek, her zaman doğrunun yanında olmamız gerektiğini söyleyerek önemli dersler vermiş bir adamdır. Celal’in şahsımıza kötülükleri vardır ama eğitmenliğine kimse laf edemez. Şapka çıkartmak gerekir.
Bu kadar ilham, bu kadar fikir nereden geliyor?
Tanrı bize büyük markaları bahşetmez, büyük markaları yaratacak beyinleri verir. Herkesin bir altyapısı var. Kimse nereden geldiğini unutmamalı. Ben bu işin en büyük hırsızlarından biriydim, her zaman çaldım, şimdi soyulma sırası bana geldi.
milliyet