'İFFET' DENİZ ÇAKIR’LA ÇOK ÖZEL!

‘İffet’ dizisiyle izleyiciyi mahallenin masum ve aşık kızı olduğuna inandıran Deniz Çakır, aşkın insanın başına 1-2 kere gelebileceğini söylüyor. “Gözünün içine baktığım adama doğru akmalıyım” diyen Çakır, evlenirse o erkekten hiç ayrılmamayı hayal ediyor...

'İFFET' DENİZ ÇAKIR’LA ÇOK ÖZEL!

Bembeyaz teni, yeşil gözleri, siyah saçlarıyla, geçen yıllardaki kötü kadın imajından masum kıza doğru belirgin bir geçiş yapmış Deniz Çakır. Gözlerindeki pırıltı, hareketlerindeki heyecansa aynı. Türk Sineması’nın kült filmlerinden ‘İffet’e adını veren rol için oldukça sadeleşirken, bu görsel sadeleşmeye ruhsal bir sakinlik de eşlik ediyor sanki.

Geçen sezon ortasında ‘Yaprak Dökümü’ bitince başlayan tatili sadece altı ay süren güzel oyuncu, bu sürece bir film (geçen ay vizyona giren 40’ta rol aldı), kısa bir tatil, bir de fotoğraf sergisi projesi sığdırmış. Her ne kadar aklında yeni bir dizi fikri olmasa da İffet’e “Hayır” diyememiş. “Bu bir dizi olduğu için yan karakterler de hikayenin kendisi kadar güçlü. İlk bölümlerde özellikle ‘aşk’ı hissettirmeye çalışıyoruz ki sonrasında izleyiciler için intikam sahneleri inandırıcı olsun. Bir taraftan aşk, ihtiras, intikam var ama diğer yandan da bu tam bir mahalle dizisi. Benim de hoşuma giden bu zaten” diyen Deniz Çakır, kendi bakış açısından şöyle anlatıyor İffet’i: “Namus kavramını irdelediği için inanılmaz bir sosyal içeriği var dizinin. Lay lay lom bir aşk hikayesi değil. Günümüzde kadının gördüğü cinsel ve fiziksel tacizler, şiddet o kadar fazla ki! Bunların görülmesi, hakkında konuşulması, çözüme giden önemli adımlar. Diğer yandan anlattığımız her ne kadar bir dram da olsa eğlenceli yanları var. Mahallede yaşanan sevinçler, komik olaylar.”

Bu diziden önce Türk halkının en sevdiği kötü kadınlar listesinde ilk sıralarda olan Çakır, İffet’le en sevilen mahalle kızına doğru giderken, “O kadar emin olmayın İffet’in intikamından korkun!” diyor ve bir kahkaha atıyor.

“Evimde zaman geçirmeyi seviyorum”
Evinde kendi kendine zaman geçirmeyi çok sevdiğini söyleyen oyuncu, “Evde kendi kendime zaman geçirmeyi çok seviyorum. Kitaplarım, müziklerim. Orası benim kalem ve adım attıktan sonra çok huzurlu hissetmeliyim. Dizinin çekimleri Silivri’de olmasına rağmen birkaç saatliğine bile olsa koşa koşa evime dönüyorum. Yatağımda uyumak ve evimde uyanmak benim için çok önemli” diyor. Evinde en sevdiği bölüm yatak odası. Evinin üst katına yayılan bu odayı sadece uyumak için kullanmıyor. Çalışma masası, kütüphanesi, makyaj masası, giyinme dolabı, dinlendiği kanepesi hepsi bu mekanda bir arada. Eğer hava güzelse bu odanın açıldığı terastan içeri girmiyor.

Çakır için alışveriş tek başına çıkılması gereken, ciddi bir aktivite. “En iyi arkadaşımla bile çıkmaktan zevk almam” diyecek kadar ciddi bu konuda. İkinci bir onaya ihtiyaç duymuyor. Bir mağazaya girdiği zaman önce gözleriyle içeride neler olduğunu tarıyor, kendine uygun parçaları belirliyor. Sonra eline alıp inceliyor ve denemeden satın alıyor ya da yerine bırakıyor.

Siz magazin basınında çıkan aşk haberlerini görmezden gelin, çünkü Çakır da öyle yapıyor. İlk zamanlar çok taktığı (O zamanlar en çok da annesini düşünüp üzülürmüş) bu haberlere üzülmüyor çünkü gündeminde işi var. Eğer bir gün evlenirse de o erkekten hiç ayrılmamayı hayal ediyor. Kolay aşık olabilenlerden değil ama. “Aşk zaten hayatı boyunca insanın başına

1-2 kere gelebilecek bir şey. Aşkla sevgiyi ayırt etmek lazım. Aşkın içinde tutku ve çok fazla iniş çıkış var. O çok güvendiğin ve her zaman yanımda olsun dediğim adam her zaman aşık olduğun adam olmayabiliyor. Hepsinin bir arada olduğu zaman gelirse evleneceğim ben de. Ama aslolan aşk benim için. Mantık evliliği filan yapamam. Hayatımın bu döneminde ne istediğimi her zamankine göre çok daha iyi biliyorum. Söz konusu aşk olduğu zaman azıyla yetinemem. Gencim ve bunları yaşayacaksam şimdi yaşayacağım. Ben gözünün içine baktığım adama doğru akmalıyım.”