'Her Şey Aşktan' isimli filmde başrolü Hande Doğandemir ile paylaşan Şükrü Özyıldız, film vizyona girmeden önce servis edilen öpüşme sahneleriyle ilgili "Bu bir aşk filmi. Aşk filmi neyi gerektiriyorsa onu yaptık" dedi.
Kariyer basamaklarını hızlı ama sağlam tırmanan iki oyuncu Şükrü Özyıldız ile Hande Doğandemir'in yolu 'Her Şey Aşktan' isimli filmde kesişti.
Özcan Deniz'in yapımcılığını üstlendiği, Andaç Haznedaroğlu'nun yazıp yönettiği romantik komedi filmi; Özyıldız'ın üçüncü, Doğandemir'in ikinci sinema filmi. İki oyuncuyla yeni filmlerini ve haklarında merak edilenleri konuştuk...
Bu filmde yer almayı neden istediniz? HANDE DOĞANDEMİR: Andaç ve Özcan'la daha önce tanışmıştım. Çok sevmiştim projeyi. Tekrar bir araya geldiğimizde "Pelin'i oynamayı çok istiyorum" dedim.
ŞÜKRÜ ÖZYILDIZ: Biz Özcan'la 'Sevimli Tehlikeli' isimli film aracılığıyla tanıştık ve aramızda çok güzel bir sinerji oldu. Projede Özcan varsa, artık daha farklı bakıyorum; ona güveniyorum. Bu çok değerli ve güzel bir şey.
Filmden ve karakterlerinizden bahseder misiniz? H.D.: Ben 'Pelin'i canlandırıyorum. 20'li yaşlarında, alışveriş merkezinde çalışan kendi halinde, evlilik hazırlığı yapan bir kız. Ancak evleneceği adam tarafından aldatılıyor ve hayatı birdenbire değişiyor. Onun, bundan sonraki hayatının nasıl değiştiğini, bir grup kız arkadaşıyla birlikte bu süreci atlatmak için yaptıklarını görüyoruz.
Ş.Ö.: O nokta filmde devreye benim oynadığım 'Burak' karakteri giriyor. 'Burak', 'Pelin'i tamamen değiştiriyor. 'Burak'; minimalist yaşayan, öze dönmüş, kendi iç huzurunu sağlamayı bilen bir insan. O, 'Pelin'e yaşam koçluğu yapıyor. Aynı zamanda rock grubu var bateri çalıyor.
Şükrü Bey, filmde bir müzisyeni canlandırıyorsunuz. Bateri dersi aldınız mı? Ş.Ö.: Zaten daha önce de bateri çalıyordum. Müzisyen bir karakteri oynayacağım belliydi. Özcan'la bir sene önceden bu film için konuştuğumuzda davul ve perküsyon çalabildiğimi, isterse bunu kullanabileceğimizi söyledim.
Bazı solo sahneler var. Onlar için Can Tüzün ile birlikte çalıştım. Can; hem çok yakın arkadaşım, hem de bence Türkiye'nin en iyi davulcularından birisidir.
Sizin var mı böyle bir hobiniz Hande Hanım? H.D.: Ben fotoğrafla ilgileniyorum. Fotoğraf çekmeyi seviyorum. Ş.Ö.: Sette fotoğraflarımızı çekip bize veriyordu.
H.D.: Evet, setlerde çektiğim bir sürü fotoğraf var. Onları dosyalıyorum. İleride değerli olacağını söylüyorlar.
'Pelin', pasta yapmayı seven bir karakter. Sizin mutfakla, tatlılarla aranız nasıl? H.D.: Mutfakta vakit geçirmeyi seviyorum. Bu filmde daha önce yapmadığım birçok şey yaptım; boks ve tango yapıp Boğaz'a atladım. Benim tatlılarla aram çok iyi değil. Daha sağlıklı beslenmeye dikkat ediyorum. Bu işi yaptığımız sürece kendimize bakmamız gerekiyor.
Ş.Ö.: Ben de öyle. Yemek yemeyi seviyorum ama sporu, genel olarak yaşam standardı haline getirmeye çalıştığım için aldığım besine dikkat ediyorum. Sadece fizik olarak değil, sağlıklı hayat sürmek için önemli spor.
Aynaya baktığınızda gördüğünüz adam tatmin ediyor mu sizi? Ş.Ö.: Kendini beğenmiş biri gibi bakmıyorum aynaya. Ama görüntümle ilgili bir problem yaşamıyorum.
Hande Hanım, aldığınız derslerden hangisini normal yaşamınızda da devam ettirmek istersiniz? H.D.: Boks. Boksu çok sevdim. Dans etmek de çok hoşuma gitti ama boksa devam etmek isterim.
Romantik biri misiniz Şükrü Bey? Ş.Ö: Romantik olduğum zamanlar da olur, gerçekçi olduğum zamanlar da. Kişiye ve duruma göre değişir. H.D.: Ben hiç değilim. Romantiklik ne aslında, ona göre de değişir.
Şükrü Bey, filmdeki öpüşme sahneleri öne çıkarıldı. Hatta bu yüzden sevgilinizden ayrıldığınız yazıldı. Doğru mu bu? Ş.Ö: Yok, hayır. Özel hayatımla alakalı bugüne kadar hiç konuşmadım, bundan sonra da konuşmayacağım. Özelim her zaman özel kalacak. Bu konuda bana anlayış gösterdiğiniz için teşekkür ederim.
Bu film, içinde aşkı da barındıran bir romantik komedi. Bir aşkta ne yaşanırsa bu filmde de o var.
Mithat Can Özer'in ilk oyunculuk denemesiydi. Onun performansını nasıl buldunuz? H.D.: Evet Mithat'ın ilk oyunculuğuydu. Ben, onunla çalışmaktan çok keyif aldım. Çok çalışkan biri. Bu film için de gerçekten çok çalışıp çok güzel bir karakter çıkardı ortaya.
Ş.Ö.: Mithat'la oynamak çok eğlenceli. Kendini izletiyor, şeytan tüyü var onda.
Hande Hanım, 'Aşık Olmadan Aşı Ol' isimli bir sosyal sorumluluk projeniz var. Bu projeden biraz bahsedebilir misiniz? H.D.: 'Aşık Olmadan Aşı Ol'; rahim ağzı kanseri aşısıyla ilgili farkındalık yaratmak için doktorumla birlikte hayata geçirmek istediğimiz bir proje. Ne kadar erken yaşta bu aşı olunursa, korunma oranı o kadar yükseliyor.
Maalesef toplum olarak bu konuda çok az bilgi sahibiyiz. Üzerine konuşmaktan bile çekindiğimiz bir konu. Genç yaşta bilinçli davranırsak kanseri engelleme imkanımız var. Bu engellenebilir bir kanser türü. Bir sene üzerinde çalıştık. Benim için çok önemli proje. Sorduğunuz ve hatırlattığınız için teşekkür ederim.
Instagram'da Şükrü Bey sizin 454 bin, Hande Hanım sizin ise 664 bin takipçisi var. Bu kadar hayran kitlesine sahip olmak ne hissettiriyor bu size? H.D.: Sosyal medya sevenlerimizle aramızda köprü kuruyor. Seviyorum onlarla oradan iletişim kurmayı.
Ş.Ö: Beni mutlu eden bir şey. Onların beklentilerini öğrenmek adına güzel bir mecra.
Hayal ettiğiniz bir şey miydi bu? Ş.Ö.: Ben ünlü olmak için yola çıkmadım. İyi bir oyuncu olmak için yola çıktım. Akabinde bunların geleceğini tabii ki bilemezdim. Beğenilmek hoşuma gidiyor.
H.D.: Derdiniz iyi bir oyuncu olmaksa, Şükrü'nün dediği gibi zaten yola şu kadar kişi beni takip etsin diye çıkmıyorsun.
Sizin karamsar anınızda danıştığınız ya da size yol gösteren bir yaşam koçunuz var mı? Ş.Ö.: Yaşam koçu olarak çalıştığım biri var. Huzurlu ve mutlu olmak için o kadar neden var ki, bunları görebilmek lazım.
H.D.: Ben de kuantumla ilgileniyorum ve bu konuda danıştığım ve çalıştığım biri var. Hayata bakış açımızı değiştiren, sorunların üstesinden geliş biçimimizi geliştiren bir şey. Teorik olarak öğrendiklerini hayata geçirmek çok zor. Önemli olan bunu uygulayabilmek zaten. Yönetmenimiz ve senaristimiz Andaç Haznederoğlu farkındalığı çok yüksek biri.
Bize daha önce hiç yapmadığım, herhangi bir projede görmediğim çalışmalar yaptırdı. Bana kişisel gelişim anlamında çok katkı sağladı. O yüzden bu, benim için sadece içinde oyuncu olarak yer aldığım bir film olmadı.
İhtiyaçtan doğan bir şey mi bu? H.D.: Kişisel öğretilerden açılan farklı bakış açılarından sonra görüyorsun ki, hayatta hiçbir şeye ihtiyacımız yok. Somut yaşadığım bir şeyle alakalı değil. Kişisel bir meraktı ve çok faydasını gördüm.
'Pelin' gibi alışveriş tutkunuz var mı peki? H.D.: Her kadın alışveriş yapmayı çok sever. Ben de severim ama kendimi kaybettiğim bir durum olmadı. Hiç marka takıntım olmadı. Ş.Ö: Alışveriş tutkusu bende de var. Biraz fazla alışveriş yapıyorum. Giyinmeyi seviyorum.