Oyunculuk hayalini gerçekleştirmek için Kıbrıs'tan Türkiye'ye gelen Hazar Ergüçlü, atv'de yayınlanan 'Analar ve Anneler' isimli filmde 'Kader' karakterini canlandırıyor. Sinemada da iddialı yapımlarda rol alan oyuncu, son olarak 'Dar Elbise' isimli filmde rol aldı. Hazar Ergüçlü, Cosmopolitan dergisine hakkında merak edilenleri anlattı...
'Analar ve Anneler' dizisinin 'Kader'i Hazar Ergüçlü: İstanbul'daki kaosu seviyorum. Farklı dönemlerden yaşantılar var bu şehirde; 50'lerden, 20'lerden, 60'lardan... Şehrin aksiliklerine rağmen bu renkliliği görmek çok hoşuma gidiyor.
*Sizi Kıbrıs'tan Türkiye'ye getiren, tiyatro aşkı mıydı? -Evet, okul için geldim. Derviş Zaim'in 'Gölgeler ve Suretler' filmi ile sinemaya adım attım.
*Derviş Zaim'in filminde oynamanız için nasıl teklif aldınız? -Derviş Bey, tiyatroya gelip deneme çekimi yaptı. Orada ben de vardım. Birkaç ay aralıkla deneme çekimleri yapmaya devam ettik ve sonrasında birlikte çalışmaya başladık.
*Tiyatroyla tanışıklığınız nasıl başladı? -Bir öneri üzerine tiyatroya gittim. Gittiğimde kendimi çok rahat hissettim. Özgürleştim; aydınlandım daha doğrusu. Bir sürü şey öğrenmeye başladım bir anda. Çok eğlenmeye başladım. Sosyalliğim arttı.
*Kendinizi bulduğunuz rol hangisiydi? -Hepsinde bir parça ben vardım. Zaten bu kaçınılmaz bir şey. Oynadığınız karaktere kendinizden mutlaka bir şeyler katıyorsunuz. Ben oynadığım her karakteri sevdim. Sevmediğim hiçbir şeyi kabul etmemeye çalıştım, etmedim de.
*'Gölgeler ve Suretler' isimli filmden sonra da Uğur Yücel'in yönettiği 'Benim Dünyam' isimli filmde rol aldınız. Tercihiniz dizi mi, yoksa film mi? -Dizi, sinema ya da tiyatro oyunculuğunu birbirinden ayırmıyorum. Dizinin o çok yoğun temposunu çok seviyorum. İnsanlarla birlikte bir aile oluyorsunuz. Oyunculuk yapabildiğim her alanı çok seviyorum.
*Tanınmak, ünlü olmak nasıl bir duygu? -İlgi görmek, sevilmek çok güzel bir duygu ama izleyiciden gelecek anlayışsızlıkla karşılaşmak üzücü olabiliyor ama bu da işin bir parçası.
*Kıbrıs'taki yaşantınızla buradakini kıyaslarsanız, neler değişti sizce? -Neler değişmedi ki! Buradaki hayatlar arasında gördüğünüz uçurumu orada görmüyorsunuz. Orada herkes birbirini tanıyor. Bu bazen avantaj, bazen dezavantaj olabiliyor. Sıcak bir yer olması da cabası. Her yer birbirine yakın.
*Özlüyor musunuz? -Çok özlüyorum. Ama ben İstanbul'un kaosunu da seviyorum. Farklı dönemlerden yaşantılar var bu şehirde; 50'lerden, 20'lerden, 60'lardan... Şehrin aksiliklerine rağmen bu renkliliği görmek çok hoşuma gidiyor.
*Türk erkeklerinin çok beğendiği bir tipiniz var. Hiç saç renginizi değiştirmeyi düşündünüz mü? Sizi farklı bir tipte görecek miyiz hiç? -Farklı tiplere bürünmeyi çok isterim. Saçımın rengini değiştirmem gereken bir rol gelirse ya da 'Kaşını bembeyaz yapacağız' diye bir şey duyarsam heyecandan deliririm.
*Saçınızda boya yok yani? -Yok. Saçıma herhangi bir özel ürün bile sürmüyorum.
*Gelelim yeni dizinize... Ondan bahsedelim mi biraz? -Dizinin adı 'Analar ve Anneler'. Geçtiğimiz ay atv'de başladı. Oyuncu kadrosunda Okan Yalabık, Sinem Kobal, Metin Akdülger, Ulaş Tuna Astepe ve Binnur Kaya var.
*Dizinin konusundan bahseder misiniz? -Çok yönlü bir hikaye var dizide. İki genç kadın; biri köyde, biri şehirde, aynı anda çok farklı hayatlar yaşayarak bir şekilde aynı hastanede denk geliyor. Ve ikisi aynı gün doğum yapıyor. Paralel hayaller bir süre sonra kesişiyor.
*Aşkın sizce belli bir tanımı var mı? -Aşık olduğum kişiye göre bu değişir. Ama aşk kesinlikle emek işi, onu söyleyebilirim. İki kişinin karşılıklı olarak bir ilişkiye emek vermesi gerçekten çok zor.
*Aşık olduğunuzda ne gibi değişiklikler yaşıyorsunuz? -İştahım kapanıyor. Çok yüksek hissediyorum ve her duyguya açık oluyorum.
*Nasıl erkeklerden hoşlanıyorsunuz? -Duruş sahibi, fikirleri olan insanlardan hoşlanıyorum. Etrafımızda duruş sahibi insan bulmak çok zor. İnsanlar iyi günlerinde söylediklerini, kötü günlerinde yapmıyorlar genellikle. Klişe gibi gelse de, kişilik sahibi olanlar çok esaslı duruyor.
*Bir gününüz nasıl geçer? Neler yaparsınız? -İş tempomdan dolayı çok az vaktim oluyor. Bu yüzden akşamüstüne kadar vaktimi kendime ve özel işlerime ayırıyorum. Bütün bu işleri bitirip akşam da ya arkadaşlarımla bir şeyler yapmaya ya da sinemaya gitmeye çalışıyorum.
*Yemekle aranız nasıl? Yemek yapmayı biliyor musunuz? -Mecbur kalınca yemek yapıyorum tabii. Ama yemek yapmayı sevmiyorum ve bunun yetenek işi olduğunu düşünüyorum. Ben yemek konusunda maharetli bir kadın değilim. Her yeri çok kolay temizler, düzenlerim ama yemek yapamam. ;
*İştahlı mısınız? -İnanılmaz severim yemek yemeyi! Hatta çevremdekiler beni bu özelliğimle bilir. Arkadaşımın annesi yemek yapıp beni davet etti mesela. Diğer arkadaşlarım "Hazar hepsini yemesin lütfen" diye aramışlar. Öyle çok yiyorum yani.
*Peki, fit kalmayı nasıl başarıyorsunuz? -Artık o kadar çok yemiyorum. Yemeyi çok severim, çok iştahlıyım ama tutuyorum kendimi, dikkat etmeye çalışıyorum. Spor yapıyorum. Özel spor eğtimeni Burcu Kuş'la çalışıyorum. İnanılmaz faydasını gördüm.
*'Dar Elbise' isimli bir filmde oynamışsınız. Ondan bahseder misiniz? -Hüner Salem'in yönettiği 'Dar Elbise' isimli filmde Tuba Büyüküstün'le birlikte oynadım. Çok heyecanlıyım. Film; sıra dışı bir defile düzenlemek için Türkiye'ye gelen, Parisli moda tasarımcısı 'Lisa'nın, burada yaşadığı maceraları konu alıyor.
Modacı, Tuba Büyüküstün'ün oynadığı karakterden sokakta model olmayan kızlar bulmasını ve onlarla defile yapmasını istiyor. O model olmayan kızlardan biri de benim. Filmin kadrosunda Caner Cindoruk, İnanç Konukçu, Devrim Yakut gibi değerli oyuncular da var.
*Bundan 10 sene sonra kendinizi nerede görüyorsunuz? -Hayallerim var ama öyle uzun vadeli hayaller kurmuyorum. Hayallerin fark etmeden gerçekleştiğine inanıyorum. Sadece gerçekleşmesini istiyorum ve onlar için adımlar atıyorum.