Orhan Pamuk’un “Yeni Hayat” romanı “Bir kitap okudum, hayatım değişti” cümlesiyle başlıyor... İnsanların hayatlarına bazen romanlar, filmler bazen de aldıkları radikal kararlar ya da karşılaştıkları kişiler değişik bir yön veriyor.
"Hamlet'te korktum, korkumu yenmek için tiyatroya başladım"
Ali Poyrazoğlu-Tiyatrocu
Hayatımın dönüm noktası 6 yaşımdayken "Hamlet"i izlemeye gitmemdir. Bu oyuna beni ailem götürmüştü. Hayal gücü çok geniş bir çocuktum. Oyunda Hamlet'in babasının ruhu çıkınca çok korktum ve ağlamaya başladım.
Bu korkumu yenmek için de tiyatro yapmaya başladım. Yani tiyatrocu olma sebebim tiyatro korkumdur. O günden sonra evde sahne kurdum, kendi kendime "Hamlet"i oynadım. Onun babasının ruhunun gelişini canlandırdım. Korkumu yenmek için onun üstüne gittim.
"Arizona Rüyası yaratıcılığımı artırdı"
Arzu Kaprol-Modacı
Beni en çok etkileyen Emir Kusturica'nın "Arizona Rüyası" filmidir. Film bana ilham verdi, yaratıcılığımı artırdı. Şu ana kadar verdiğim kararlarıma, yaptıklarıma olan inancımı pekiştirdi.
"30 yaşında yüksek lisansa başladım"
Berna Laçin-Oyuncu
Yeniden eğitim hayatımı değiştirdi. 30 yaşında Bilgi Üniversitesi'nin sinema televizyon bölümünde yüksek lisans yapmaya başladım. Böylece işe ve günlük hayata bakışım çok değişti. Okurken farkına varamıyorsunuz, alelade bir sınıf diyorsunuz. 20'li yaşlarda başlattığımız bir süreci 30 yaşında yeniden yaşamamız çok farklı bir etki yaratıyor.
"Makine mühendisliği okurken 'güzel' seçildim"
Çağla Kubat -Model / sörfçü
2002 yılındaki güzellik yarışması hayatımı tamamen değiştirdi. Ondan önce makine mühendisliği okuyordum. Hedefim de Amerika'da biyomekanik yüksek lisansı yapmaktı. Güzellik yarışmasından sonra hayatım çok farklı bir yöne gitti. 15 yaşımda sörfe başlamam da benim hayatım için önemliydi fakat güzellik yarışmasında ikinci olmam çok daha keskin bir değişim yarattı.
"Son bir yıl beni dönüştürdü; doğum, depresyon, tasavvuf..."
Elif Şafak -Yazar
Hayatımda dönüm noktası olan tek ve somut bir hadise yok. Hayatta her adım bir öncekiyle anlamlı. Ama son bir sene pek çok açıdan beni dönüştürdü, ham iken pişirdi. Bütün iniş ve çıkışlarıyla.
Kızımın doğumu, ardından gelen depresyon ve bir süre hiçbir şey yazamamak, derken "Siyah Süt"ün yazılması ve okurların bu kadar güzel karşılanması, bir de tasavvufun aşkını ve hakikatini daha yakından yaşamaya başlamam, aşkın akıldan gönüle inmesi... Beni çok etkiledi.
"Ailem desteklemese bile Güzel Sanatlar Akademisi'ne girdim"
Komet -Ressam
Güzel Sanatlar Akademisi'ne girmeye karar vermek hayatımı değiştirdi. Ben o dönem bütün üniversitelere girebiliyordum. Ailem arkamda olmasa da Güzel Sanatlar Akademisi'nde okumak istiyordum.
1960 yılında Tophane'den son imtihanıma gidişimi hatırlıyorum. İçimden "Sınırdaki bir köy okulunda öğretmen olarak çalışacak bile olsam güzel sanatlar okumak, resim yapmak istiyorum" dedim. Kendimi ifade etme biçimimin bu olduğunu gördüm ve akademiye girişim hayatımın dönüm noktalarından biri oldu.
"12 yaşımdayken Altan Erbulak'a çizimlerimi götürmüştüm"
Latif Demirci -Karikatürist
Benim hayatımı çok etkileyen kişi Altan Erbulak'tır. 12 yaşımdayken ona çizimlerimi götürmüştüm. Onun bizim evimize yakın bir tiyatrosu vardı. Oraya gittim, kapısını çaldım. O benimle 1-1,5 yıl çok ilgilendi. Ona devamlı gidip geldim. Erbulak benim bu meslekte olmamın önemli sebeplerinden biridir çünkü ilk olarak benimle o ilgilenmiştir.
"Mahalle maçında keşfedildim"
Mustafa Denizli -Teknik direktör
1964 yılında, bir bahar günü arkadaşlarımla sokakta top oynuyordum. Oradan geçen Ege Üniversitesi Kulak Burun Boğaz Bölümü Başkanı Prof. Dr. Orhan Cura, beni futbol oynarken görmüş. Beni Altay Kulübü'ne götürdü. 14 yaşındaydım. O günden sonra benim hayatım tamamen değişti ve profesyonel hayatım böyle başladı.
"Bir kaza eseri 'Romeo ve Juliet'i' izledim
"Gülriz Sururi -Oyuncu
Hayatımı olumlu yönde değiştirien olay kazayla "Romeo ve Juliet" filmine gidişimdir. 6 yaşında ilk defa ailem beni bir çocuk filmine götürüyordu. Oysa ya yanlışlıkla film değişmiş ya da annemler yanılmış, "Romeo ve Juliet" oynuyormuş.
Çocuk filmine gideceğim yerde "Romeo ve Juliet"i izlediğim anda aşkı, sanatı, ölümü ilk defa gördüm ve büyük bir şaşkınlığa düştüm. "İleride benim bir Romeo'm olabilir mi, ben de Juliet'i oynayabilir miyim?" diye düşündüm. Tiyatrocu bir ailenin çocuğu olmama, kulislerde büyümeme rağmen bu, büyük bir sanat olayıydı benim için.
"Kendi danslarını yapan bir dansçı oldum"
Zeynep Tanbay -Dansçı
1994'te Martha Graham Dans Topluluğundan ayrılmam ve akabinde de Avignon Off Festivali'ne ilk yaptığım koreografi ile katılmam hayatımda bir dönüm noktasıydı. O noktaya kadar hep dans topluluklarında dansçı olarak çalışıyordum yani grubun bir elemanıydım. Başkalarının eserlerinde dans ediyordum. Avignon'da dans ettikten sonra kendi kendimin eleştirmeni oldum. Bir nevi kafesten kaçıp özgürlüğüne kavuşmuş bir kuş gibiydim.
Milliyet